2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 27.08.2016 08:11
  • Güncelleme Tarihi :

Cennet ve cehennem şu an yaratılmış mıdır?

Cennet de cehennem şu an mevcuttur. Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennemden bahsedilirken geçmiş zaman sigası ile “Hazırlandı” buyrulması, onların şuan yaratılmış olduğunu göstermektedir. Nitekim  Me’va adlı cennetin Sidretü’l-Münteha’nın yanında bulunduğu, Kur’an-ı Kerim’de bildirilmektedir. “ Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır.” (Necm Suresi 15. ayet)

Aynı şekilde Hz. Nuh’un kavmi hakkında haber veren ayette geçen, “Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah’a karşı yardımcılar da bulamadılar” cümleleri cehennemin şu an var olduğunu ifade etmektedir.

İşte bu ve benzeri birçok Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerifler, cennetle cehennemin şu an mevcut bulunduğunun belgeleridir. Akaid kitapları bu hususu açık ve geniş olarak beyan etmektedir.

Tuvalette konuşmak caiz midir?

Tuvalette konuşmak caiz olmakla birlikte edebe aykırı olduğu için mekruhtur. Buna göre bir zaruret olmadıkça tuvalette konuşmamak İslami terbiye gereğidir.

Ortadoğu coğrafyası dışındaki bölgelere de peygamberler gönderildi mi?

Kur’anı-ı Kerim’e göre her ümmet ve kavme peygamber gönderilmiştir. Nitekim evrensel mesaj Kur’an-ı Kerim mealen bunu şöyle ifade etmektedir: “Biz peygamber göndermediğimiz kavme azap edecek değiliz.”

Bir başka ayette de, “Hiçbir ümmet, millet yoktur ki, onlara korkutucu peygamber gelmiş olmasın” buyrulmaktadır.Buna göre Allah'u Teala ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den başlayıp Hz. Peygamber ile biten peygamberler zümresini bütün ümmetlere ulaştırmıştır.

Yani sadece Ortadoğu’da yaşayan insanlara değil yeryüzünün bütün kıta ve coğrafyasına peygamber göndermiştir. Ancak insanlığın ilk yerleşim alanı olduğu için en çok Ortadoğu’ya gönderilmişlerdir.

İslam’a göre mükellef kime denir?

Mükellef demek erginlik çağına gelen akıllı insanlar demektir. Mükellef, dinin emirlerini yapmak ve yasaklarından sakınmakla sorumludur. Mükellef sayılmak için insanda iki şartın bulunması gerekir;

1- Akıllı olmak,

2- Erginlik çağına gelmek.

Akıllı olmayan deliler ile erginlik çağına gelmemiş çocuklar mükellef değildirler. Erginlik (buluğ) çağı, çocukların vücut yapılarına ve iklim şartlarına göre değişir. Erginlik erkek çocuklarında on iki ile on beş, kız çocuklarında dokuz ile on beş yaşları arasında olur. On beş yaşını bitirdiği halde kendisinde erginlik belirtileri görülmeyen çocuklar erkek olsun, kız olsun erginlik çağına gelmiş sayılır ve dinin emir ve yasaklarına uymakla sorumlu olurlar.

Günün Ayeti

“Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah'ı onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.”

Furkan Suresi, 70

Günün Hadisi

Kıyamet gününde benim şefaatime en çok layık olanlar, bana en çok salâvat getirenlerdir.

Günün Sözü

“Hayatta değerli olan hiçbir şey mücadelesiz kazanılmaz.”

H. Jackson Brown

Günün Duası

Allah’ım ölülerimizi kabrin azabından, mahşerin sıkıntısından, cehennemin azabından muhafaza et.

Bunları biliyor muyuz?

Nakli İlimler Nedir?

Tefsir, hadis, fıkıh gibi nakil yoluyla elde edilen ve değişmeyen dinî ilimler demektir.

Günün Nüktesi

Bizi niye tanıştırmadınız?

Kanuni, bir gün kayıkla Boğaz’da gezmeye çıkmıştı. Ortaköy hizasına gelince kıyıya yanaşıp, bir adam göndererek Yahya Efendiyi çağırttı. O da yanında bir ahbabı ile gelip kayığa bindiler.

Birlikte giderlerken, Yahya Efendi’nin ahbabı, devamlı olarak Kanuni’nin parmağında bulunan çok kıymetli bir yüzüğe bakıyor ve bu bakış dikkati çekiyordu. Kanuni bu hâli fark edince, parmağındaki o kıymetli yüzüğü çıkarıp:

-Siz galiba bunu merak ettiniz, alıp daha yakından, bakıp inceleyiniz dedi.

O zât yüzüğü aldı. Evirip çevirdikten sonra, denize atıverdi. Yahya Efendi hâriç, kayıkta bulunanlar çok hayret ettiler. Biraz sonra o kişi inmeği arzu etti.

Bir müddet gittikten sonra, o zât inmek istediğini bildirince,

Padişah kayıkçıya:

 -Kıyıya yanaş, dedi.

Kayık kıyıya yanaştı. O zât, ineceği sırada denizden bir avuç su alıp Sultan’a uzattı. Avucunda biraz önce denize attığı yüzük vardı. Yahya Efendi hâriç, kayıkta bulunan herkes, yine çok hayret ettiler. Kanuni, elini uzatıp yüzüğü alınca, o zât birdenbire gözden kayboluverdi.

Kanuni, Yahya Efendi’ye dönüp;

-Ağabey, ne oluyor, bu olanlar nedir ki? dedi.

O da;

-Efendim gördüğünüz, Hızır Aleyhisselâm idi, dedi.

Bunun üzerine Kanuni;

-O hâlde, bunu ne için, daha önce demediniz, bizi niye tanıştırmadınız? deyince,

Yahya Efendi;

-O kendini, tanıttı hükümdarım, lâkin siz tanımakta, geç kaldınız, buyurdu.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık