İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 26.09.2016 08:21
  • Güncelleme Tarihi :
İnsan ve Din yazının resmi

Vefat eden kimse memleketinde defnedilmesi husussunda vasiyeti varsa yerine getirilir mi?

Dinimize göre cenazeyi öldüğü yere defnetmek menduptur. Cenazeyi defnetmeden önce başka yere nakletmek mekruh olmakla beraber caizdir. Definden sonra kabrinden çıkararak nakil ise kesin zaruret olmadıkça mutlak suretle caiz değildir.

Buna göre memleketleri dışında başka şehirlerde veya yurtdışında ölenlerin vasiyetleri varsa doğdukları memleketlerine nakledilmeleri mekruh olmakla beraber caizdir. Ancak vefat ettikleri yere defnetmek daha doğrudur.

Koca hanımına anne ve babasını ziyaret etmesini yasaklayabilir mi?

Kocanın, hanımını anne ve babasına gitmesine engel olması dinen uygun değildir. Böyle bir engelleme hakkı yoktur. Zira akrabalarla bağı kesmek dinen yasaklanmıştır. İslam dini, anne ve babaya iyiliği emreder. Bu emre engel olmak ise büyük günahlardandır.

Kulluk görevini ihmal eden kimsenin anne babası bundan sorumlu olur mu?

Çocuklar reşit oluncaya kadar ana-baba kendisine düşen görevleri yerine getirmekten sorumludur. Buluğ çağından sonra sorumluluk herkesin kendisine aittir.  Dolayısıyla baliğ olmuş bir çocuğun günahından Anne ve babanın bir vebalı yoktur. Günah ve vebal olmamakla beraber ebeveyne düşen görev güzel öğüt ve sözlerle daima onlara rehberlik etmeleridir.

Boşanmanın dinen şakası olur mu?

İslam fıkhına göre, bazı değerlerin şakası olmaz. Nikah, Boşama, Ridde gibi.  Nitekim Hazret-i Peygamber bir hadisi şeriflerinde mealen şöyle buyurmaktadır: “Üç şeyin ciddisi de ciddidir. Şakası da ciddidir. Nikah, talak ve dinden dönme.”

Bu ve benzeri nassları dikkate alan İslam bilginleri şakayla da olsa nikahlanmak, boşanmak veya İslam’dan dönmeyi söyleyen kimsenin üç durumu da geçerli olacağına karar vermişler. Buna göre kişi şaka ile de olsa hanımını boşarsa, boşanma geçerli olur. Öyleyse bu değerlerle asla şaka yapmamamız lazım.

Abdest alırken abdest dualarını okumasak abdestimiz geçerli olur mu?

Abdest alırken abdest dualarını okumak müstehabdır. Her abdest azasının bir duası vardır. Ama abdestin şartlarından değildir. Dolayısıyla abdest alırken her azada dua etmek dinen güzel ve sevabı olan bir şeydir. Ama bu dualar okunmadığında abdeste bir zararı dokunmaz. Fakat o duaların sevabından mahrum kalınmış olur.

Günün Ayeti

Size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selam verin veya ayniyle mukabele edin.

Günün Hadisi

İnsanların en şerlisi, şerrinden korktukları için insanların kendisinden uzaklaştığı kimsedir.

Günün Sözü

Konuşmadan önce düşün ki konuştuktan sonra düşünmeyesin.

William Shakespeare

Günün Duası

Ya Rabbi bugün kötü bir iş yapmaktan beni koru.

Bunları biliyor muyuz?

Vera nedir?

Korunma, sakınma, şüpheli şeylerden kaçınma, mubah ve mekruhlarda bile titiz davranma demektir. Hz. Peygamber de kişinin gereksiz şeyleri terk etmesinin o kimsenin İslam’ın güzelliğinden olduğunu belirtmiştir.

Günün Nüktesi

Niçin kavga ediyorsunuz?

Hz. Fatıma, “Ya Ali, Hasan, Hüseyin aç, evde yiyecek yok… gidip yiyecek bir şeyler al” der.

Hz. Ali’nin sadece altı dirhemi vardır.

Yiyecek almak için evden çıkar ve giderken yolda kavga eden iki insan görür.

Hz Ali: “Niçin kavga ediyorsunuz? Şu âlemde Allah’ı düşüneceğiniz yerde niçin birbirinizle mücadele ediyorsunuz?” diye sorar.

Kavga edenlerden biri, diğerinden altı dirhem alacağı olduğunu, vermediğini, söyler. Hz Ali cebindeki altı dirhemi çıkarır ve alacaklıya verir.

Evine geldiğinde eli boştur. Cennet kadınlarının seyyidesi:

“- Ya Ali, hiç mi bir şey almadın?” diye sorunca,

“- Ama ara düzelttim ya Fatma” der.

Hz Fatma’nın yüzünde nurlu bir gülümseme belirir.

Memnundur kocasının bu güzel hareketinden.

Daha sonra Hasan’la Hüseyin ağlamaya başlarlar, ‘Açız’ diye.

Bu acı manzaraya dayanamaz ve evden çıkar.

Yolda bir adama rastlar. Elinde besili bir deve;

“- Ya Ali bu deveyi sana satmak isterim, ucuza satacağım.”

“- Param yok” der Hz Ali.

“- Olsun” der adam.

“- Bu deveyi sana vermeyi çok istiyorum. 150 dirhem bu deve. Al sonra ödersin.”

Alır Hz. Ali o deveyi.

Yolda giderken başka adama rastlar.

“- Ya Ali” der, “Ne güzel bir deve bu. Ben bunu 300’e alayım ne olursun reddetme beni.”

Hz Ali: “- Ama ben bunu 150’ye aldım” der.

"- Olsun, ben çok beğendim bunu" ve deveyi satar.

Hz Ali mutlu bir şekilde gider yiyecekleri alır eve döner.

Sonra Peygamber’in huzuruna çıkar.

Efendimiz güler, “Gel” der, “Ya Ali şu deve hikâyesini anlat.”

Anlatınca da der ki:

“- Sen ki ara düzelttin. Allah Cebrail’i ile sana deveyi sattı. İsrafil’i ile de satın aldı.

Her kim ki ara yapar, birleştirir, düzeltir, ikilikten insanları kurtarırsa o bendendir ya Ali.”

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script