2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 29.09.2016 06:20
  • Güncelleme Tarihi :

Devlet esnafın kar oranına karışabilir mi?

İslam’ın ekonomik anlayışında serbest piyasa anlayışı vardır. Bu anlayışta isteyen istediği oranda mal alır ve satar. Bu malı da istediği fiyata alır ve satar. Tabi olağan durumlar için geçerlidir. Ancak olağan üstü dönemlerde deprem, afet, kıtlık… Dönemlerinde devlet gerektiğinde malın hem stokunu, karaborsasını, önlemek hem de kıtlıktan dolayı insanların mağdur duruma düşmemeleri için fiyatlara fıkhi bir tanımla narh koyabilir. Yani fiyatlara sınırlama getirebilir.

Lakin bugünkü piyasa koşulları gibi zamanlarda fiyatlara sınırlama getirilmez. Fiyatlara sınırlandırma getirilmediği gibi aynı zamanda kar oranlarına da bir sınırlandırma getirilmez. Çünkü istenilen bütün temel ihtiyaçlar her yer de var. Günümüzde de serbest rekabet piyasası var. Bir markette ya da iş yerinde satılan malının fiyatını beğenmeyen vatandaş hemen diğer marketten ya da iş yerinden ihtiyacını alabiliyor.Kıtlık ve karaborsa olmadığından fiyatlara ve kar oranlarına bir oran koyulmaz. Tabi her ne kadar dinen fiyatlara bir oran koyulmasa da Müslüman yakışan başta ticaretinde olmak üzere hayatın her alanında ehli vicdan olmasıdır.

Karı koca boşandığında koca ne zamana kadar eski eşine nafaka vermesi gerekir?

İslam, evlilik hayatında kocaya vermiş olduğu hak ve yetkilerin yanında, bir takım görev ve sorumluluklar da yüklemiştir. Bunlardan birisi de, kocanın eşinin temel ihtiyaçlarını makul ve normal ölçülerde karşılama ve giderme görevidir. Bu, evlilik akdinden doğan bir sorumluluktur. Kadının zengin veya fakir, müslim veya gayrimüslim olması bu görev ve sorumluluğu değiştirmez.

Kur’an-ı Kerim’de boşanmış ama iddet bekleyen kadına kocasının evinde ikamet etme hak veya yükümlülüğü getiren ve iddet süresince kadına zarar verilmemesini emreden ayetler vardır. Bu ayetler aynı zaman da kocaya eski eşine nafaka vermesini emretmektedir.

Söz konusu bu ayette yüce Mevla mealen şöyle buyurmaktadır: ”Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın.” (Talak, 65/6).

Bu ayetten anlamından hareketle,  İslam hukukçularına göre kadının kocası üzerindeki nafaka hakkı evlilik süresi ile evlilik sona erdiğinde ise iddet süresi ile kayıtlıdır. İddet dediğimiz üç ay hali bittiğinde ise nafaka sorumluluğu da bitmiş olur.

İmama uyan kimse kendi hatası için sehiv secdesi yapar mı?

Cemaatten birinin imama uyarak kıldığı namazda kendi yaptığı sehivden yani hatadan dolayı ne kendisi ne de İmam için sehiv secdesi gerekmez. Çünkü cemaat burada imama tabidir. İmama tabi olunca hata da yapsa sehiv secdesi gerekmez.

Günün Ayeti

Biz rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirip sizi onunla suladık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz. Hicr 22

Günün Hadisi

İhtiyacını insanlara arz edip onlardan çare bekleyenin dertleri asla bitmez. Derdini Allah’a açanların ise er ya da geç Allah’tan bir çıkış yoluna ve ferahlığa kavuşacakları muhakkaktır.

Günün Sözü

İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil; prensipleri ve inançlarıdır. Albert Einstein

Günün Duası

Allah’ım acı ve keder karşısında sabır ve metanetimizi korumayı nasip et.

Bunları biliyor muyuz?

Safiyyullah Nedir?

Allah’ın temiz kıldığı ve seçtiği demektir ki aynı zaman da Hz. Adem için kullanılmış bir lakabtır.

Günün Nüktesi

Hangi Özellik Kimde Daha Güzeldir?

Hz. Ali, Hz. Peygamber Efendimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

Adalet güzeldir. Fakat idarecilerde olursa daha güzeldir.

Cömertlik güzeldir. Fakat zenginlerde olursa daha güzeldir.

Vera (dinde titizlik) güzeldir. Fakat âlimlerde olursa daha güzeldir.

Sabır güzeldir. Fakat fakirlerde olursa daha güzeldir.

Tevbe güzeldir. Fakat gençlerde olursa daha güzeldir.

Hayâ güzeldir. Fakat kadınlarda olursa daha güzeldir.

(Deylemî, Müsnedül-Firdevs, 3/92)

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık