2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 03.10.2016 07:52
  • Güncelleme Tarihi :

Cenaze geçerken ayağa kalkmanın dini hükmü nedir?

İslam’a göre insan yaratılış olarak şerefli bir mahluktur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de bu konuda mealen şöyle buyrulmaktadır. “And olsun biz insanoğlunu şerefli kıldık.”

İnsana Allah'ın yarattığı bir varlık olduğundan hayattayken de ölümden sonra da saygı gösterilmesi gerekir. Öyle ki Hz. Peygamber yanından geçen bir cenaze için ayağa kalkmıştır.Cenazeye şahit olan kişi, vefat edenin yakınlarına taziyede bulunup üzüntülerini paylaşmalı onlara ve cenazeye saygı ile davranmalıdır. Ayrıca bundan ibret almalı ve tefekkür etmelidir.

Ayağa kalkmak da bu ruh halinin bir ifadesidir. Sonuç olarak; cenaze için ayağa kalkmak zaruri olmamakla birlikte, ölüye ve yakınlarına saygının ifadesi olarak güzel bir davranıştır.

Ölünün yaptığı her vasiyet yerine getirilmek zorunda mı?

Ölen kimsenin ölmeden önce yapacağı vasiyetin üç şartı vardır. Birincisi vasiyet, mal varlığının üçte birini (1/3) geçemez. İkincisi mirasçıya böyle bir vasiyet yapılamaz. Çünkü miras paylarını bizzat Allah belirlemiştir. Üçüncüsü de vasiyetten maksat bir insanın ihtiyacını gidermek, bu yolla Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Mirasçıların paylarını azaltmak niyetiyle yapılması yasaktır. Bu bir maddi vasiyettir.

Ancak maddi vasiyetten başka bir de mecazi ya da manevi diyeceğimiz vasiyet vardır. Örneğin; bir kimse anne-baba öldükten sonra çocuklarından bir şeyin yapılmasını ya da yapılmamasını talep ediyorsa sadece kendilerini ilgilendiren ve imkân dâhilinde olanlar yerine getirilir. Ama tamamen sorumluluğun çocuklara ait olduğu ve sadece kendilerini ilgilendiren bir konuda ise çocuklar buna uymak zorunda değiller. Mesela anne veya baba “falancayla konuşmayacaksın” dese ya da mubah bir iş için “şu işi yapmayacaksın” dese çocuklar bunlara uymak zorunda değildir ve anne-babalarına saygısızlık etmiş olmazlar.

Müslüman olmadan önce yapılan hayırlara sevap var mı?

Kişi, Allah’a ve onun gönderdiği dine ve imanın esaslarına inanmadıkça Müslüman sayılmaz. İman olmadığından da yaptığı ibadetlerin ve hayırlı hizmetlerin sevabına erişemez. Ahirette sevap almamakla beraber. Yaptığı bir takım iyi hizmetlerden ve davranışlardan dolayı bu dünyada bir takım mükafatlar görebilir. Zengin olmak  evlat  sahibi sağlıklı bir yaşam gibi.

Namazın kılınmadığı caiz olan vakitler var mı?

Hiç bir şey iş, ticaret, görev, meşgale ve mazeret mümini namazdan alıkoyamaz. Yani namaz her hal ve şartta kılınmalıdır. Hatta bu ulvi görevin yerine getirilmesi için dinimiz her türlü kolaylığı sağlamıştır.

Mesela: Su bulamayanlar teyemmüm ederek.

- Yolcular, dört rekatlı farzları ikişer rekat olarak,

- Zaruret ve ihtiyaç halinde öğle le ikindi, akşam ile yatsı namazlarını öğle veya ikindi, akşam veya yatsı vaktinde birleştirerek,

 - Ayakta durmaya güçleri yetmeyen hastalar oturarak, buna da güçleri yetmeyenler, yatarak namazlarını kılabilirler.

- Daha da ötesi yatarak da namaz kılamayanlar işaret ile kalp ile kılabilirler.

Buna göre dinin direği ve her Müslüman farz olan namaz ibadeti her zaman ve her şartta eda edilmek zorundadır. Fakat kadınların özel halleri, akıllı olmamak gibi durumlarda kılınmaz.

Günün Ayeti

Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu.

Günün Hadisi

Din, temizlik üzerine bina edilmiştir.

Günün Sözü

Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.

Platon

Günün Duası

Allah’ım Kalplerimizi Kur’an’ın nuru ile aydınlat.

Bunları biliyor muyuz?

Ahkâm-ı İctihâdiyye

Kur'ân-ı Kerimde ve hadîs-i şerîfte açıkça bildirilmeyip, müctehid denilen âlimlerin açıkça bildirilenlere benzeterek elde ettikleri hükümlerdir.

Günün Nüktesi

Tevekkül…

Büyük velilerden Şakik Belhi bir kıtlık senesinde, herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, zengin bir adamın kölesinin şakır şakır oynadığına şahit oldu. Yanına yaklaştı ve sordu:

- Herkes kıtlıkla, açlıkla karşı karşıya olmaktan inler dururken sen neye güvenerek böyle oynayabiliyorsun?

Köle cevap verdi:

- Herkesten bana ne? Benim için bir tehlike söz konusu değil. Benim efendimin 7-8 tane köyü var, her ihtiyacımız o köylerden sağlanıyor.

Bu açıklama Şakik’i adeta bir şamar gibi sarstı. Çünkü kendisi de kıtlıktan dolayı endişe içindeydi. Ama köle onu uyandırdı ve kendi kendine şöyle dedi:

- Hey Şakik kendine gel! Şu köle nihayet bir insan olan efendisine bunca güveniyor, kendini emniyet içinde hissediyor. Sen ki bütün canlıların rızkını garanti eden Allah’a inanıyor, tevekkül ediyorsun, Bu nice tevekküldür ki rızık endişesi içindesin?

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık