Sayfa Yükleniyor...
İslamda geçici evlilik caiz mi?
İslam dini, evliliğin devamlı olmak üzere kurulmasını öngörmüş ve akdin sıhhati için bunu şart koşmuştur. Bu itibarla, evden uzak olmak, yolculuğa çıkmak gibi çeşitli mazeretlerle geçici veya belli bir zaman için kıyılan nikah batıldır. Bu bağlamda, geçici nikahın ücret karşılığında yapılması anlamına gelen muta nikahı ise, kesinlikle caiz değildir. Çünkü muta nikahı, bir ücret karşılığında belirli bir süre için nikahlanmaya denir. İslamın Arap yarımadasında ilk yayılmaya başladığı dönemde caiz olan muta nikahı müminin suresinin 6. ve 7. ayetlerinin inmesiyle haram kılınmıştır. Bu ayetler Övülmeye layık olan müminlerin eşleri dışındakilerden mahrem yerlerini korudukları ifade edilmektedir.
Ayrıca muta nikahı ile evlenen kadın, erkeğin hanımı sayılmaz. Zira, bu kadınla erkek arasında miras ilişkisi bulunmamakta, boşanma veya fesh söz konusu olmadan nikah sona ermektedir.Hz. Peygamber de muta evliliği konusunda şöyle buyurmaktadır: Ben sizin kadınlarla muta nikahıyla evlenmenize izin vermiştim. Ancak Allah, muta nikahı ile evlenmeyi kıyamet gününe kadar haram kılmıştır. İslam dininin fıkhına göre haram olan muta nikahı, evlilik müessesesini, kadının onur ve itibarını da zedelemekte olup, İslamın temel ilke ve amaçlarına da aykırıdır.
Kesilen bir hayvanın eti helal olabilmesi için kesim nasıl olmalıdır?
Eti yenen kara hayvanlarının etlerinin helal olması için, usulüne uygun olarak kesilmesi gerekir. Usulüne uygun kesim, Hanefilere göre besmele çekilerek, hayvanın nefes ve yemek boruları ile şah damarının veya iki şah damarından birinin kesilmesi şeklinde yapılır. Besmelenin kasten terk edilmesi hâlinde kesilen hayvanın eti Hanefilere göre haram olur. Ama unutarak terk edilirse helâldir. Şâfiîler besmelenin kasten terkedilmesi halinde de etin yenilebileceği görüşündedirler.
Sığır, manda, koyun ve keçi cinsinden hayvanlar yatırılıp çenelerinin hemen altından boğazlanmak suretiyle (zebh), deve ise göğsünün hemen üzerinden kesilir (nahr) ve hayvanın kanının iyice akması için bir süre beklenilir. Kesimden önce bıçak ve benzeri kesici âletlerin hayvanın gözünden uzak bir yerde bilenmeleri sünnettir. Hayvanlardan biri, diğerinin gözü önünde kesilmemelidir.
Hayvanın, kesim esnasında canlı olması kaydı ile, acıyı azaltmak maksadı ile düşük voltajlı elektrik şokuna tabi tutulmasında sakınca yoktur.Tavuk ve hindi kesimlerinde kullanılan otomatik kesim makinesini çalıştıran kişinin, düğmeye basarken besmele çekmesi halinde o seride kesilecek bütün hayvanlar besmele ile kesilmiş sayılır.
Kişi yanılarak adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usül ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.
Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Günün Ayeti
Kim zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.
Günün Hadisi
Şaka da olsa yalan söylemeyin.
Günün Sözü
Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar.
George Santayana
Günün Duası
Ya Rabbi bu yeni günü bize, ailemize ve de ümmeti İslama hayırlara vesile eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Vera nedir?
Korunma, sakınma, şüpheli şeylerden kaçınma, mubah ve mekruhlarda bile titiz davranma demektir. Hz. Peygamber de kişinin gereksiz şeyleri terk etmesinin o kimsenin İslamın güzelliğinden olduğunu belirtmiştir.
Günün Nüktesi
Silahını teslim et ona
Ahzab Harbinde, hendek kazmaktan yorulan Sad bin Muaz, Peygamberimiz Efendimizin yanında oturmuş dinleniyordu. Bu esnada, toprak taşıyan Zeyd bin Sâbitin çalıştığını görünce, ona işaret ederek;
-Ya Resulallah, dedi, Allaha hamd olsun ki, bunun babası beni sağ bıraktı da, sana iman etmek şerefini bana nasip eyledi. Buas günü, ben bunun babası Sâbit bin Dahhâk ile boğaz boğaza boğuşmuştum!
Bunun üzerine Peygamberimiz Efendimiz:
-Fakat, onun bu oğlu, ne iyi çocuktur buyurdu.
Zeyd bin Sâbit'in bir ara gözlerini uyku bürüyüp kendisi uyuyakalmıştı. Kalkanı, oku, yayı ve kılıcı yanında olduğu halde, orada çalışmakta olan diğer Müslümanlar, onu hendeğin kenarında uyur bir halde bırakarak etrafı dolaşmaya gitmişlerdi. Bu esnada onun yanına gelen Umâre bin Hazm, şaka için, silâhını alıp saklamış, Zeyd bin Sâbit'in de bundan hiç haberi olmamıştı... Uyanıp silâhını bulamayınca da, heyecanlanmış ve korkmuştu! Resûlüllah Efendimiz bunu işitince, Zeyd'i çağırttı. Ona:
-Ey uykucu! Sen uykuya daldın, nihayet silâhın da kaybolup gitti buyurduktan sonra, Bu çocuğun silâhının nerede olduğunu kim biliyor? diye sordu.
Umâre bin Hazm,
-Ya Resulallah, ben biliyorum. Silah benim yanımdadır dedi.
Peygamberimiz Efendimiz,
-Silâhını teslim et ona! buyurdu ve şaka yollu da olsa, Müslümanları korkutmayı veya onların herhangi bir şeyini alıp saklamayı yasakladı.