2

İnsan ve din


  • Oluşturulma Tarihi : 24.12.2016 08:35
  • Güncelleme Tarihi :

Yarışmalarda elde edilecek ödülleri almak caiz midir?

İki veya daha fazla kişinin aralarında doğrudan veya dolaylı olarak anlaşma sureti ile bir tarafın kazanacağı, diğer tarafın kaybedeceği şansa dayalı her türlü oyun, kumar kapsamında olup haramdır.

Kendi aralarında yarışacak kimselerden kazananın, üçüncü kişi tarafından vaat edilen ödülü alması ile kaybedenin bir zarara girmemesi esasına dayalı meşru içerikli yarışmalara katılmak ve buradan kazanılacak ödülleri almak ise caizdir.

Gazetenin üzerinde namaz kılmak caiz mi?

Temiz olan her yerde namaz kılınır. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmaktadır. “Yeryüzü bana mescit kılındı.” Dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde… Namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Aynı şekilde temiz olan gazetenin de üzerinde namaz kılmak caizdir. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın.  Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur.

Yemeğe başlarken besmele unutulursa ne yapmak gerekir?

Besmele ekmeğimizin bereketi ve her hayırlı işin başı olduğundan her başladığımız hayırlı işe besmele ile başlamalıyız. Yemek yemek, su içmek, ya da buna benzer bir takım nimetlerden istifade ederken de Müslüman besmele ile başlamalıdır. Zira besmele ile başlamadığımızda şeytan da o yemeğe ya da nimete ortak olmaktadır.

Besmele ile başlanan yemeğe ise şeytan yaklaşamamaktadır. Nitekim sevgili Peygamberimizin hazır bulunduğu bir ortamda sahabenin birisi yemek yerken besmeleyi çekmeyi unuttu. Besmeleyi çekmeyi unuttuğunu hatırlayınca besmeleyi çekti. Rasulüllah Efendimiz de tebessüm ettiler. Sebebi sorulunca Efendimiz: “Besmelesiz yemeğe başlayınca, Şeytan da onunla yemek yiyordu. Besmeleyi okuyunca; şeytan yediklerini istifra etti” buyurdular.Buna göre yemek yerken besmele ile başlamalıyız. Şayet yemeğe başlarken besmeleyi unutmuşsak hatırladığımız anda baştan sona kadar Allah’ın adı ile başlıyorum demeliyiz.

Namaz kılmayanın nikahı geçerli olur mu?

Namaz kılmayan insanın inancına bakılır, kılmayış sebebine nazar edilir. Namazı kılmayışı farz olduğuna inanmayışından mıdır, yoksa tembellik ve ihmalden midir?

Şayet (Allah korusun) namazın farz olduğuna inanmayışından kılmıyorsa imanı gider, küfre düşmüş olur. Ne kendisine kız verilir, ne nikahı geçerli olur, ne de kestiği yenir? Zira Allah’ın açık ve kesin olan bir emrini inkâr etmiş, bu inkârıyla da imandan çıkmış, mürted olmuş olur.

Ancak, imansızlıktan değil de, ihmal ve tembellikten kılmıyorsa ki günümüzde kılmayan Müslümanlar öyledir. O zaman bu kişi namazı kılmadığı için iman sahibi günahkâr bir Müslüman sayılır. Günahkâr Müslümana ise kız da verilebilir, nikahı da geçerli olur, kestiği de yenilir. Şu kadar var ki, namazında niyazında imanı ameline sebep olan bir mü’mine, kız verip, akrabalık te’sis etmek daha münasip ve uygun olur.

Günün Ayeti

Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır.

Al-i İmran 3/77.

Günün Hadisi

Sözünde durmak imandandır.

Günün Sözü

Söz verirken en çok düşünen, tutmakta en başarılı olandır.

Jean-Jacques Rousseau

Günün Duası

Allah’ım günümüzü hayırlı kazancımızı bereketli eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Faruk’un anlamı nedir?

Doğru ile yanlışı birbirinden ayıran demektir. Bu aynı zaman da Hz. Ömer’in lakabıdır.

Günün Nüktesi

Dürüst Tüccar…

Büyük bir ilim adamı olan Ebu Hanife aynı zamanda kumaş ticaretiyle uğraşan bir esnaftı. Bir akşamüzeri dükkânına iki müşteri geldi. Kumaş toplarından birini beğendiler; fakat akşam namazı çok yakın olduğu için alışverişe sabah devam etmek üzere ayrıldılar.

Sabah olunca dükkâna erkenden başka iki müşteri geldi. Tezgâhın üzerindeki kumaşı onlar da beğendiler ve almak istediler. Ebu Hanife; “Bu kumaş satıldı. Siz başka bir kumaşa bakın” diyerek adamların isteğini geri çevirdi. Adamlar o kumaşı almak istediklerini söyleyip iki katı para vermek istediler.

Ebu Hanife, “Bu kumaş satıldı.” diyerek teklifi yine reddetti. Müşteriler ısrarlıydı. Bu defa kumaşın değerinin üç katı para teklif ettiler. Bunun üzerine Ebu Hanife, “İsterseniz değerinin yüz katını verin, yine de size veremem. Çünkü ben bu kumaşı başka müşterilere sattım, sözümden dönemem” diyerek adamların isteğini geri çevirdi.

İnsan ve din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık