2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 17.03.2017 06:31
  • Güncelleme Tarihi :

Çalışan anne gelirinden baba gibi evine harcamak zorunda mı?

İslam’da mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslam’a göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allah’u Teâla bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; ispatlanabilir bir fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda birçok hayırlar yaratacak olabilir.” (Nisa 4/19)

Dolayısıyla anne evine gelirinden harcamak zorunda değildir. Aynı şekilde koca da hanımının kazancına el koyamaz. Ama kadın dilerse gelirinden hayat müşterektir deyip çocuklarının eğitimi, evin geçimi ya da bir başka iş için kocasına verebilir.

Çocuğumuz olduğunda şükür için mevlid okutmak zorunda mıyız?

Kişinin çocuk olduğunda bir şükür anlamında mevlit okutabilir. Ancak bu mevlidi zorunluluk anlamında okutmak zorunda değildir. Bu mevlidi okutmanın da bir vakti yoktur. Yani mevlidi çocuğun doğduğu gün ya da kırkıncı gününde okutmak zorunda değildir. Bu gibi merasimler güzel ve dinen hoş olmakla beraber dini bir vecibe ya da farz değildir. Ama yapılması halinde dinen sevap kazanılan güzel davranışlardır.

Aynı zamanda anne ve babalar, çocukları dünyaya geldiğinde Allah’a hamd ve şükür maksadıyla isterlerse kurban keser, tatlı ikramı yaparlar. Fıkıh kitaplarında Akika adıyla geçen bu çocuk kurbanını kesme daha çok çocuğun doğumundan sonra ilk yedinci günde kesilmesi tavsiye edilmiştir. Ama daha sonra da kesilebilir. Dinen bir sakıncası yoktur.

Buna göre Allah’a şükür babından ebeveynler çocukları olduğunda Kur’an veya mevlid okutmalarında bir sakınca yoktur. Bilakis dinen güzel bir davranıştır. Ama illaki bunu yapmak veya şu günde okutmak gerekmez. Birinci gün de olur. 40. gün de 100. günde de olur. Hiçbir fark yoktur.

Çimenin üzerinde namaz kılmak caiz mi?

Temiz olan her yerde namaz kılınır. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmaktadır, “Yeryüzü bana mescit kılındı” dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde… Namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Aynı şekilde temiz olan gazetenin de üzerinde namaz kılmak caizdir. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın.

Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur.

Günün Ayeti

İyi bilin ki Allah, hem cezası çok şiddetli olandır, hem de çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

Maide 98.

Günün Hadisi

Bismillahirahmanirahim ile başlamayan her iş bereketsizdir, devam etmez ve köksüzdür. (Müsned 2/259)

Günün Sözü

İdaresi az mal israf edilen maldan iyidir; çünkü idare edilen mal çoğaIır, israf edilen mal azalır.

Lokman Hekim

Günün Duası

Allah’ım beni bugün duası kabul edilenlerden eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Sahihayn Nedir?

Kur’an-ı Kerim’den sonra, doğru oldukları, bütün İslâm alimleri tarafından tasdik edilmiş olan altı hadis kitabından Sahih-i Buhari ile Sahih-i Müslim’in ikisine birden verilen isim demektir.

Günün Nüktesi

Ya cennete girecek bir amelin yok deseler…

İbrahim Edhem Hazretleri bir gün hamama girmek istemiş.

Hamamcıya:

— Param yok, hamama girmeme müsaade etmez misiniz? demiş.

Hamamcı, “Parasız hamama girilmez diyerek hamama sokmadı.”

İbrahim Edhem, ısrar etti ise de hamamcı kabul etmedi.

Boynu bükük olarak hamamdan ayrılan İbrahim Edhem, öyle bir bağırış bağırdı ki yer gök inledi...

Bu sesi duyan halk, ağlamakta olan İbrahim Edhem’in başına toplanıp:

— Bu kadar feryada hacet yok, hamam parasını biz verelim de ağlama dediler.

İbrahim Edhem, toplanan kalabalığa şöyle seslendi:

— Ey ahali! Siz, benim hamama giremediğim için mi ağladığımı sanıyorsunuz?

Ben hamama giremediğim için ağlamıyorum. Ben dünyada iken parasız hamama bile sokmuyorlar... Ya ahirette de senin cennete girecek bir amelin yok diye kapıdan geri çevrilirsem benim halim ne olur? diye ağlıyorum.

Çünkü salih ameli olup oraya girmeyi hak etmeyenleri içeri sokmayacaklar, buyurdu...

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık