2

İNSAN VE DİN


  • Oluşturulma Tarihi : 31.03.2017 07:24
  • Güncelleme Tarihi :

Üç aylardır hangi aylardır ve ne gibi faziletleri vardır?

Üç aylar diye anılan mübarek aylar, recep, şaban ve ramazandır. Bu aylar asırlardan beri Müslümanlar tarafından hasretle beklenir ve coşkuyla karşılanır. Çünkü dinimizce kutsal sayılan geceler bu ayların içindedir. Sevgili peygamberimiz bu aylar ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “Recep Allah’ın ayı, şaban benim ayım, ramazan da ümmetimin ayıdır.”

Sevgili peygamberimiz ve onun arkadaşları bu aylara ve bu gecelere çok önem vermişlerdir. Bu aylarda, özellikle kandil gecelerinde yapılan ibadet ve hayırlara kat kat sevap verileceği Allah Rasulü tarafından bildirilmiştir.

Mübarek üç ayların ilki recep ayıdır. Bu ayın ilk cuma gecesi Regaip Kandil’idir. Bu gece, Müslümanlara sevip istedikleri güzel şeylerin verildiği önemli bir gecedir. Ayrıca bu gece, bundan sonra gelecek olan kutsal gecelerin ve ramazan ayının ilk habercisidir. Mübarek gecelerde camilerde kandiller yakılacaktır. Kur’anlar, mevlidler ve ilahiler okunacaktır. Konuşmalar yapılarak mü’minlere yapacakları görevler ve onlara verilecek olan sevaplar anlatılacaktır. İnsanlar camilere dolacaklar ve büyük bir coşkuyla Allah’a kulluk edeceklerdir. Dualar edilecek, yüce Rabbimizden tüm inananlara af ve mağfiret istenecektir. İnançlarımız kuvvetlenecek ve gönüllerimiz arınacaktır. Sevgili peygamberimize salat ve selamlar söyleyeceğiz. Böyle kutsal günlerde ve gecelerde sevgi ve saygı duygularımız daha kuvvetlenecektir. Sanki bir bayram havası yaşayacağız. Böyle zamanlarda yoksulları ve çaresizleri düşünmeliyiz. İhtiyaçlarını giderme konusunda onlara yardımcı olmalıyız. Müminler kardeştir. Din kardeşlerimiz arasında açlar ve muhtaçlar var iken onlarla hiç ilgilenmezsek bu doğru olmaz.

Üç ayları nasıl değerlendirebiliriz?

1. Kur’an-ı Kerim okuyarak,

2. Kaza ve nafile namazları kılarak

3-Günahlarımızdan dolayı tövbe ederek

4- Allah rızası için muhtaçlara yardım ederek

5- Hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yaparak,

6- Günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan af dileyerek,

7- Sevgili Peygamberimize bol bol salât ve selâm okuyarak,

8- Dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek,

9- Hastaları, yaşlıları ziyaret ederek; yoksulları, öksüz ve yetimleri sevindirerek,

10- Eş, dost ve yakınlarımızla tebrikleşerek,

11- Dargın ve küskünleri barıştırarak, değerlendirebiliriz.

Günün Ayeti

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

İnfitar 6-8

Günün Hadisi

Hz. Peygamber, sahabelere, “İnsanı helak eden şu yedi şeyden kaçının” dedi.

Onlar, “Nelerdir ya Resulullah” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak” buyurdu.

Buhari, Vasaya, 23

Günün Sözü

Düşmanından çok dostundan kork. Çünkü dostluk sona ererse; Sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir.

Bob Marley

Günün Duası

Allah’ım üç ayları bize, ailemize, ülkemize ve de ümmeti İslam’a hayırlara vesile eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Emr-i bi’l ma’ruf nedir?

İslam’ın hükümleri, genel prensipleri ve emirleri uyarınca yapılması ve söylenmesi gereken her söz ve fiili tavsiye etmektir.

Günün Nüktesi

Ağlayan Deve…

Hz. Peygamber bir gün, bir bahçeye girdi. Orada bir deveye rastladı. Deve, peygamber efendimizi görünce, hüzünlü hüzünlü inledi ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Bunun üzerine efendimiz, onun ensesini okşadı. Bu büyük iltifat neticesinde deve, ağlamayı ve inlemeyi kesti.

Peygamber Aleyhisselam:

“Bu devenin sahibi kim, bu deve kimindir?” diye sordu.

Ensar’dan bir genç gelip:

“Benimdir, ey Allah’ın Resulü” diye cevap verdi.

Peygamber Aleyhisselam:

“Allah’ın sana mülk olarak verdiği bu hayvan için, Allah’tan korkmuyor musun? Çünkü bu hayvan bana, senin kendisini aç bıraktığını ve çok yorduğunu söyleyerek, senden şikayetçi oldu” buyurdu.

İNSAN VE DİN
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık