Sayfa Yükleniyor...
Resmi olarak kocasından boşanan kadın kocasından nafaka alabilir mi?
İslam, evlilik hayatında kocaya vermiş olduğu hak ve yetkilerin yanında, bir takım görev ve sorumluluklar da yüklemiştir. Bunlardan birisi de, kocanın eşinin temel ihtiyaçlarını makul ve normal ölçülerde karşılama ve giderme görevidir. Bu, evlilik akdinden doğan bir sorumluluktur. Kadının zengin veya fakir, müslim veya gayrimüslim olması bu görev ve sorumluluğu değiştirmez.
Kuran-ı Kerimde boşanmış ama iddet bekleyen kadına kocasının evinde ikamet etme hak veya yükümlülüğü getiren ve iddet süresince kadına zarar verilmemesini emreden ayetler vardır. Bu ayetler aynı zaman da kocaya eski eşine nafaka vermesini emretmektedir.
Söz konusu bu ayette yüce Mevla mealen şöyle buyurmaktadır: Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. (Talak, 65/6). Bu ayetten anlamından hareketle, İslam hukukçularına göre kadının kocası üzerindeki nafaka hakkı evlilik süresi ile evlilik sona erdiğinde ise iddet süresi ile kayıtlıdır. İddet dediğimiz üç ay hali bittiğinde ise nafaka sorumluluğu da bitmiş olur. Dolayısıyla resmi olarak kocasından boşanan kadın üç ay haline kadar kocasından nafaka alabilir. Ancak bu üç ay hali bittiğinde ise kadının nafakası da düşer.
Saç ektirmek caiz mi?
İslam dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirli hale getiren, takı takma, saçları tarama, meşru ölçüde süslenme, güzel giyinme... gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, fıtraten yani yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır. Nitekim Resulüllah Efendimiz, süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranlara, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenlere lanet etmiştir.
Buna göre, Allah'ın yarattığı şekli beğenmeyerek, ameliyatla bazı uzuvların şekillerini değiştirmek, tabiî güzelliğin fevkinde güzellik aramak dinen caiz değildir. Kur'an-ı Kerim, şeytanın "Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yaratılışını değiştirecekler" (Nisa, 119) dediğini naklederek, bu tür davranışları şeytanî işler olarak nitelemektedir.
Ancak kişinin yaratılışını değiştirmeyen operasyonları yapması caizdir. Bu hususlardan birisi de saç ekimidir. Kişinin kendi saçından alınarak saçın olmadığı bölgelere ekmek şeklinde yapılan işlem caizdir. Ancak saç ektirme, başkasının değil kişinin kendi saçından yapılması gerekir.
Alınan ev ya da araba için kesilen kurban etinden kesen kimsenin yemesinde bir sakınca var mı?
Ev veya araba almak kan akıtmayı gerektirmez. Yani yeni bir ev ya da araba alındığında kurban kesmek gerekmez. Ancak bu konuda adak yapılmışsa adağın yerine getirilmesi gerekir. Örneğin ev alırsam ya da arabam olursa kan akıtacağım derse ve bunları alırsa, aldığında bu kanı akıtması gerekir. Yani bu kanı akıtması gerekir.
Aynı şekilde kişi adak adamamışsa dilerse bu mala ve nimete nail olduğu için şükür babından bir kurban kesebilir.
Bir diğer husus daha vardır ki o da şudur: Sadaka belaların define vesile olur Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin muhtemel bir takım kaza ve belaların define vesile olacağı da umulur. Fakat bütün bunların yapılmasında bir adak söz konusu değilse bir vaciplik yoktur.
Yeni bir ev ya da araba alındığında adanmamışsa kesilen kurban etinden kesen kişi ve çocukları yiyebilir. Ancak bu adak olarak adanmış ise kesilen kurban etinden kesen kişi ve ailesi yiyemez.
Günün Ayeti
Ey iman edenler Allahtan korkun ve yarın için önünüzden ne göndereceğinize bakın.
Günün Hadisi
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış.
Günün Sözü
Baba olmak kolaydır. Zor olan babalık yapmaktır.
Wilhelm Busch
Günün Duası
Allahım bizi her türlü maddi ve manevi kirlerden arındır.
Bunları biliyor muyuz?
Hafî zikir nedir?
Allah'ı yüksek olmayan sesle veya içten anmak demektir.
Günün Nüktesi
Helak ve Kurtuluş
Enes bin Malik hazretleri Rasulüllahin şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: Üç şey vardır insanı helake sürükler; üç şey de vardır ki insan için vesile-i necattır.
İnsanın helakine sebep olan üç şeyden ilki artık karakter haline gelmiş cimrilik, ikincisi hep peşinde koşulan heva ve heves, üçüncüsü de kişinin kendini beğenmesidir.
Bir kimsenin kurtulmasına vesile olabilecek üç şeyden birincisi gizli-açık her hâlükârda Allah mehabet ve mehâfeti içinde bulunmak, ikincisi fakirlikte de zenginlikte de ifrat ve tefritlere düşmeyip istikamet içinde olmak, sonuncusu da gazap anında da hoşnutluk anında da adaletten ayrılmamaktır.