İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 28.06.2017 06:45
  • Güncelleme Tarihi :
İnsan ve Din yazının resmi

Müslüman olmayan bir kişi Müslüman mezarlığına defnedilebilir mi?

Dini örfte ve uygulamada, bir kimse vefat ettiğinde, kendi dinine mensup olan daha önce vefat etmiş kişilerin defnedildiği kabristana defnedilir. Tarih boyu Müslüman mezarlıkları, büyük bir itina ile Hıristiyan ve Yahudi mezarlıklarından ayrı mekanlarda oluşturulmuştur. İslam Dininin, ölülerin techiz, tekfin ve defin işlemlerinde, kabir ziyareti, okuma ve dua usullerinde kendine has uygulamaları vardır. Bunlar aynı zamanda Müslümanların öz kültürü olmuştur.

Bu bakımdan Müslüman olmayan kimselerin Müslümanlarla aynı mekanda karışık olarak defnedilmesi dinimizce uygun değildir.

Hıristiyan bir kişinin, Müslümanlar arasında vefat etmesi halinde, o yerde Hıristiyan mezarlığı varsa, cenaze bu mezarlığa gömülür. O yerde Hıristiyanlara ait mezarlık yoksa ve bu kişinin başka yerdeki bir Hıristiyan mezarlığına nakli de yapılamazsa, Müslümanların mezarlığının dışında bir yerde defnedilir.

Namaz kılmayana kız vermede bir sakınca var mı?

Namaz kılmayan insanın inancına bakılır, kılmayış sebebine nazar edilir. Namazı kılmayışı farz olduğuna inanmayışından mıdır, yoksa tembellik ve ihmalden midir? Şayet (Allah korusun) namazın farz olduğuna inanmayışından kılmıyorsa imanı gider, küfre düşmüş olur. Ne kendisine kız verilir, ne de kestiği yenir? Zira Allah’ın açık ve kesin olan bir emrini inkar etmiş, bu inkarıyla da imandan çıkmış, mürted olmuş olur.

Ancak, imansızlıktan değil de, ihmal ve tembellikten kılmıyorsa ki günümüzde kılmayan Müslümanlar öyledir. O zaman bu kişi namazı kılmadığı için iman sahibi günahkar bir Müslüman sayılır.

Günahkar Müslüman’a ise kız da verilebilir, kestiği de yenilir. Şu kadar var ki, namazında niyazında imanı ameline sebep olan bir mümine, kız verip, akrabalık tesis etmek daha münasip ve uygun olur. Resul-i Ekrem Efendimiz, kızını fasık birine verene Allah’ın lanet edeceğini hadisinde haber vermiş, kız ve oğlan ana-babalarını böylece ikazda bulunmuştur.

Hayvanlar ahirette ne olacak?

Ahiret gününde mükafat ve ceza, dünya hayatında kendilerine teklif yapılanlaradır. Mükellef varlıkların toplanma sebebi hesap, hayvanların toplanma sebebi ise kısastır.

Buna göre mahşer günü hayvanlarda haşır olacaklar. Fakat onlar, birbirleri ile olan hesaplarını ödedikten sonra toprak olacaklar. Zira onlara dünyada sorumluluk yoktur.

Öyle ki İslam kelamcıları hayvanların ahiret hesaplaşmasını anlatırken ‘Bu dünyada boynuzu ile bir başka hayvanı vuran hayvan öbür dünyada aynı şekilde diğer hayvanın boynuzu ile vurulduktan sonra ikisi de toprak olacaklardır.

Onun için Kur’an’ın ifadesi ile kafir olarak ölenler keşke bizde bu hayvanlar gibi toprak olsaydık da ceza görmeseydik temennisinde bulunacaklardır. Ama o zamanda bu pişmanlık bir işe yaramayacaktır.

Cinler ateşten mi yaratıldı?

Kur’an’a göre insan topraktan, cinler ise ateşten yaratılmıştır: “Cinleri öz ateşten yarattı” (Rahman 15), “Andolsun biz insanı, kuru kara çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yarattık.” (Hicr 26-27)

Kur’an’da cinlerden bahseden, yirmi sekiz ayetten oluşan ve Cin sûresi diye bilinen bir sûre bulunmaktadır. Bu surede de dile getirildiği gibi, cinler çeşitli gruplara bölünmüşlerdir. Cinlerin bir kısmı müslümandır. Bir kısmı da kafirdir. Kafir olanları cinlerin çoğunluğunu oluştururlar.

Cinler çeşitli şekillere girebilecek ve insanların yapamayacağı bazı işlerin üstesinden gelebilecek yetenekte yaratılmıştır. Hz. Süleyman Sebe melikesinin tahtını getirtmek istediğinde cinlerden birinin, o henüz yerinden kalkmadan tahtı getirebileceğini söylemesi (Neml 27/39) bunu göstermektedir.

Cinin Hz. Süleyman’la karşılıklı konuşması, onların gözle görülebilecek bir şekle girebileceklerine işarettir. Allah cinleri Hz. Süleyman’ın emrine vermiş, o da cinleri ağır ve meşakkatli işlerde kullanmıştır.

GÜNÜN AYETİ

Sana Rabbinden indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, onu bilmeyen köre benzer mi? Ancak akıl sahipleri ibret alırlar.

GÜNÜN HADİSİ

Kim bizim namazımızı kılar, bizim kıblemize yönelir, bizim kestiğimizi yerse işte o, Müslüman’dır. Nesai, İman 9

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatta her şey olabilirsin; Fakat mühim olan hayatın içinde “İNSAN” olabilmektir. Şems-i Tebrizi

GÜNÜN DUASI

Allah’ım, sen affedicisin, affetmeyi seversin bizi ramazan ayının ve orucun hürmetine affet.

GÜNÜN NÜKTESİ

Sen Namaz Kılmış Olmadın!

Resulullah efendimiz, bir gün mescitte ashabıyla birlikte otururken, ismi Hallad olan, yeni öğrenmiş bir bedevi zat girdi. Rüku ve secdesini tam yapmadığı bir namaz kıldı.

Sonra huzura gelerek selam verdi. Resulullah Efendimiz selamını aldı ve.

- Dön namazını tekrar kıl, buyurdu.

O zat dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı. Resul-i Zişan,

- Dön tekrar kıl; çünkü sen, namaz kılmış olmadın! buyurdu.

Bu hal üç defa tekerrür edince Hallad:

- Ya Resulullah! Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, ancak bu kadar biliyorum, doğrusunu bana öğretir misin? dedi.

Bunun üzerine Efendimiz:

- Namaz kılmak isteyince güzelce abdest al, kıbleye dön, iftitah tekbirini al, kolayına geldiği kadar Kur’an oku, sonra rükua varıp sükunet buluncaya kadar dur. Sonra başın büsbütün doğruluncaya kadar ayakta kal, sonra secdeye varıp mutmain oluncaya kadar dur, başını kaldırıp hareketsiz kalıncaya kadar otur. Bunları bütün namazlarda böylece yaparsan namazın tam olur, bundan neyi eksiltirsen namazı eksiltmiş olursun, buyurdu.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık