İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 03.07.2017 05:57
  • Güncelleme Tarihi :
İnsan ve Din yazının resmi

İslam’ın İnsan Haklarına Bakışı

Allah’ın en güzel biçimde yarattığı insanın varlıklar arasında ayrı bir yeri ve değeri vardır. Kur’an-ı Kerim “İnsanın şerefli ve üstün bir varlık olduğunu” ifade ederek, onun Allah indindeki yerine ve bu alemdeki konumuna işaret etmektedir. Kur’an-ı Kerim’in ve dinin insanı muhatap alması da insana verilen değerin bir başka ifadesidir.

İnsanın hayatını onurlu bir şekilde sürdürebilmesi için vazgeçilmez kabul edilen temel hakları vardır. Din, can, akıl, namus ve mal güvenliği bu hakların önde gelenleridir. Bu haklar İslam’da “zarurat-ı diniyye”; yani “dinin vazgeçilmez temel değerleri” olarak nitelendirilmektedir.

İnsanlara sağlanan bu haklar dokunulmazdır ve bu hakların dokunulmazlığı din, cinsiyet ve ırka bağlı da değildir. Öyle ki İslam’da insan hayatına büyük önem verilmiştir. Haksız yere adam öldürmek bütün insanları öldürmek, bir canı kurtarmak da bütün insanları kurtarmak gibi kabul edilmiştir.

Hz. Peygamber de insanların can, mal ve ırzlarının mukaddes olup her türlü tecavüzden korunduğunu 14 Asır evvel bütün insanlığa ilan etmiştir.

İnsan hakları konusunda bizleri ısrarla uyaran Hz. Peygamber onların kişilik haklarına saygılı olmayı öğütlemiş, aykırı davrananları kınamış ve kul hakkının hak sahibi tarafından affedilmedikçe Allah tarafından da affedilmeyeceğini belirtmiştir.

Yine Sevgili Peygamberimiz veda hutbesinde bizlere şu tavsiyelerde bulunmuştur: “Zulmetmeyiniz ve zulme uğramayınız. Kimsenin hakkına tecavüz etmeyiniz. Biliniz ki Rabbiniz birdir. Babanız birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Allah katında en kıymetli olanınız, O’na en çok saygı göstereninizdir.”

Ekmel din olan İslam, İnsan haklarına her zaman riayet etmeyi emretmiş savaşta bile bu haklara riayet edilmesini istemiştir. Nitekim inancımız savaşa dahil olmayan kadın, çocuk, yaşlı… Kitlesine zarar verilmemesini emretmektedir. Savaşa dahil olup Müslümanlarla savaşanlar hususunda ise haddi aşmamayı, onlarla savaşırken onları rencide edecek davranışlar da bulunmamayı istemektedir.

Yüce dinimiz İslam, bunu 14 Asır evvel emrederken, müntesipleri de bu emirleri uygularken modern insan dediğimiz 21. Asrın insanı sırf Müslüman oldukları için insanları çırıl çıplak soyarak izzeti şerefleri ile oynamıştır.

Yine modern insan dediğimiz 21. Asrın insanı savaşa bir dahli olmayan insanların üzerine bombalar yağdırarak binlerce masumun ölümüne sebep olmaktadır. Hem de bütün bu vahşihane fiillerini yaparken insan hakları ve özgürlük adına yaptığını açıklamaktadır.

Allah, bütün insanlığa İslam adaletini nasip etsin.

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanın parası arttıkça düşmanı artar, ilmi arttıkça da dostu artar.

Hz. Ali

GÜNÜN HADİSİ

Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.

Buhari, Savm 4,

GÜNÜN NÜKTESİ

Her Kab İçindekini Yansıtır

Nefsinin esiri olan kimseler, huzurun ne olduğunu ve nerede bulunduğunu bilmezler ve kıymetini de anlayamazlar. Sa’di-i Şirazi hazretleri şöyle bir hikaye anlatır: “Bir hükümdarın acemi bir kölesi vardı. Bir gün bu köle ile gemiye binmişti. Köle o zamana kadar hiç gemiye binmemiş ve deniz görmemişti. Gemi yolculuğunun birtakım sıkıntıları ve zorlukları vardı. Köle, gemi limandan ayrıldığı andan itibaren titremeye başladı. Ne yaptılarsa köleyi sakinleştiremediler. Gemide âlim bir kişi vardı. Hükümdara; (Müsaade ederseniz ben onu susturayım) dedi. Hükümdar da o zata izin verdi. O zat, köleyi denize attırdı. Köle birkaç kere suya battı, çıktı. Geminin bir tarafına can havliyle tutundu. Onu saçından tutup gemiye aldılar. Bu olaydan sonra köle, köşesinde sessiz ve sakin oturdu. Hükümdar âlimden bu işin hikmetini sordu. O da; (Köle suya girmeden evvel, gemideki selametin kadrini ve kıymetini bilmiyordu.

İşte huzurla, saadet ve sıhhat de böyledir. Huzur içinde yaşayan, mesut olan, bir felakete uğramadıkça, o huzur ve saadetin kıymetini bilmez. İnsan hasta olmadıkça da, sağlığının kıymetini bilmez) dedi.”

GÜNÜN DUASI

Yâ Rabb, benim hatâlarımı, bilmeden yapdıklarımı, işimde aşırı gitmemi, ve Senin benden çok iyi bildiğin hallerimi mağfiret eyle. Allah’ım, benim latifeleşmelerimi, ciddiyet hallerimi, hatâen ve kasden yaptıklarımı ve bende olan her şeyimi mağfiret eyle!

 

 

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script