İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 06.07.2017 06:33
  • Güncelleme Tarihi :
İnsan ve Din yazının resmi

Okunan Kur’an’dan ücret almak caiz mi?

Ölüye faydası dokunan ibadetlerden bir tanesi de Kur’an okumaktır. Kur’an okuyup veya okutmakla sevabını ölen kişiye bağışlamak dinimizce uygun bir davranıştır.Cumhuru ulemaya göre bir kimse hiçbir maddi menfaat beklemeden ve almadan Kur’an-ı okur ve bunun sevabını ölüye bağışlarsa yaptığı bu davranış sünnete uygun ve faydalı bir davranıştır. Onun için bir kimse babasının ruhuna bir Kur’an okutsa ya da hatim indirtse bu Kur’an-ı okuyan, hatim indiren kimse pazarlık konusu yapmadan şu veya bu miktarı istemeden okutan kimse gönlünden okuyana bir rakam verse caizdir. Dinen hiçbir sakıncası yoktur.Fakat pazarlıklı bir şekilde, bir menfaat karşılığında başkalarına Kur’an okumak dinen uygun değildir. Okurum ama şu kadar vereceksin demek gibi.

Erkeğin ipekli elbise ile kıldığı namaz geçerli mi?

Bütün ehli sünnet mezheplerine göre erkeğin saf ipek giymesi ya da yüzde elliden fazla ipek olması dinen yasaklanmış ve haram kılınmıştır. Ama ipekli elbise ile kılınan namazın geçerli olup olmadığı hususu mezhepler arasında tartışmalıdır. Hanefi mezhebine göre, ipekli elbise içinde kılınan namaz sahih olup iadesi gerekmez. Ancak ipekli elbise ile namaz kılmak mekruhtur. Ayrıca bu şahıs, giyilmesi yasak olan bir şeyi giydiği için de günah işlemiş olur. Şafii mezhebine göre ise, bu kişi o anda ipekten başka bir elbise bulma imkânına sahip ise, namazını hemen iade etmelidir. Yani tekrar kılmalıdır.Kısaca kişi ipekli elbiseyi giymekle haram, onunla namaz kılmakla da mekruh işlemiş olur. Namazı ise kimilerine geçerli kimilerine göre ise geçersizdir.                      

Şirk ile küfür arasında bir fark var mı?

Küfür Hazreti Peygamber’in Allah’tan getirdiği dini esaslardan bir veya bir kaçını inkar etmek demektir. Şirk ise Allâh Teâlâ’nın varlığını kabul etmekle birlikte, ilahlığında, isim, sıfat ve fiillerinde eşi ve ortağı olduğuna inanmak yahut Allah ile birlikte başka bir varlığı ya da varlıklara ibadet etmektir.Şirk ile küfür birbirine yakın iki kavramdır. Aralarındaki fark, küfrün daha genel, şirkin ise daha özel olmasıdır. Bu anlamda her şirk küfürdür, fakat her küfür şirk değildir. Şirk Allah’a, zat, isim ve sıfatlarına ortak tanıma sonucu meydana gelir. Küfür ise, küfür olduğu bilinen bir takım inançların kabulü ile gerçekleşir.Ama sonuç olarak ikisi de İslam’ın onaylamadığı Allah’ın razı olmadığı iki kötü ve din dışı davranış ve inançlardır. Allah’a iman ve ibadet etmek için yaratıldığımıza göre her kesin bu iki yanlıştan uzak durması gerekir.

Edilen yeminden dönmek caiz mi?

Gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık haline getirmek doğru bir iş değildir.  Müslüman yemin etmeye ihtiyaç duymayacak şekilde sözüne güvenilen ve çevresi tarafından böyle bilinen bir kimse olmayı gaye edinmelidir.Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, kefaret ödenmesi gerekir.Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün peş peşe oruç tutar. Yüce Allah, “Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece ayetlerini açıklıyor.” buyurmaktadır (Mâide 5/89).Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya; haram ve günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmeyip kefaret vermesi gerekir.

Günün Nüktesi

Birlikte Yemek

Resul-i Ekrem, dostlarıyla birlikte, binek hayvanlarından iner inmez, yüklerini yere koydular, daha sonra bir koyun keserek yemek hazırlamaları için karar aldılar.

Birisi:

-Koyunu ben keserim, dedi.

Diğeri:

-Derisini ben yüzerim, dedi.

Üçüncüsü:

-Etini de ben pişiririm, diye söze katıldı.

Resul-i Ekrem:

-Çölden odunu da ben toplarım, buyurdu.

Topluluk:

-Ey Allah’ın elçisi, siz zahmet etmeyip sakin bir köşede oturursanız, biz bu işlerin hepsini seve seve yaparız, dediler.

Resul-i Ekrem:

-Evet, yapabileceğinizi biliyorum. Fakat Allah, “Her hangi bir kulunun, kendi dostları ve arkadaşlarından, özel imtiyazlarla ayrılarak, seçkin bir vaziyette görünmesini sevmez” buyurdu.

Sonra çöle doğru gitti ve çölden çalı çırpı toplayıp getirdi.

Günün Hadisi

Sakın zanna yer vermeyin. Zira zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, rekabet etmeyin, hasetleşmeyin, birbirinize buğz etmeyin. (Buhari, Edeb 57)

Günün Ayeti

And olsun ki, biz insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık