Sayfa Yükleniyor...
Alkol kullanan kişi ibadet ettiğinde ibadeti kabul olur mu?
Bir Müslüman yediği gıdaların maddi temizliğine dikkat ettiği gibi, manevi temizliğine de dikkat etmelidir. Manevi temizlik haram ve şüpheli şeylerden kaçınmakla olur. Çünkü bunlar insanın yaptığı ibadetin makbuliyetine büyük bir engeldir.
Midesine haram bir lokma indiren kulun kırk gün hiçbir ibadeti veya hayırlı ameli kabul edilmez nitekim sevgili peygamberimiz, Haram yiyen kişinin 40 gün ibadeti kabul olmaz buyurmaktadır.
İbadet ve hayırlı amel kabul edilmez derken yani bunlardan sevap elde edemez demektir. Ancak sevabı olmasa da yine de ibadetler bir farz ve sorumluluk olduğundan terk edilmemelidir. Zira içki içmek büyük günahtır. Bunun yanında ibadetler de terk edilirse kişi ibadetleri de yerine getirmediğinden ayrıca günahkar olmuş olur.
Hac ibadeti kul hakkını affettirir mi?
Müslümanın dünya ve ahiret hayatı bakımından çok önemli bir dönüm noktası olan hac, samimi ve ihlasla yerine getirildiğinde Müslümanı günahlarından arındırır. Kişinin Allah indindeki derecesini yükseltir. Ödül olarak cenneti kazanmasına vesile olur. Haccı hayatında yaşayan Müslüman ahlâken mükemmelleşir. İnsanlarla olan ilişkileri hoşgörülerle güzelleşerek olgunlaşır.
Haccın faziletinin büyüklüğünü açıklayan birçok hadis-i şerif Hz. Peygamberimiz tarafından dile getirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır:
- Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınır ve günahlara sapmazsa -kul hakları hariç- annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlardan arınmış olarak döner.
- Haccedenler ve umre yapanlar Allaha dua ederlerse, dualarını kabul eder, bağışlanma dilerlerse onları bağışlar.
- Hac ve umreyi art arda yapınız. Çünkü bu ikisi, körüğün demir, altın ve gümüşün pasını giderdiği gibi fakirliği ve günahları yok eder.
Hz. Peygamberin bu hadislerinden de anlaşıldığı gibi hacca giden kimse kul hakkı dışındaki bütün günahlarından kurtulmaktadır.
Kişi kurbanını kestirmek için başkasına vekalet verebilir mi?
Kurban kesecek kimse Kurbanını kendisi kesebileceği gibi başkasına da vekalet vererek kestirebilir. Zira kurban mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde de vekalet caizdir.
Vekalet yoluyla kurban kestiren kişi, bulunduğu yerde ki birisine vekalet verebileceği gibi, başka bir yerdeki kişi veya kuruma da vekalet verebilir.
Kurbanlık olarak niyetlenilen bir hayvanın sütünden ve yününden yararlanmak caiz midir?
Kurban etmek üzere satın alınan veya kurban etmek niyeti ile belirlenin hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak mekruhtur. Çünkü bu durumda hayvan satın alınmasından veya kurban edilmek üzere niyet edilmesinden itibaren kurbanlık olarak belirlenmiş olmaktadır.
Şayet böyle bir hayvandan yararlanılmışsa bedeli sadaka olarak fakirlere verilmelidir.
GÜNÜN AYETİ
Azıp dünya hayatını tercih edenlere gelince cehennem onların durak yeridir.
(Naziat, 79/37-39)
GÜNÜN HADİSİ
Dünyada rahatlık yoktur.
GÜNÜN SÖZÜ
Dostuna da düşmanına da yardım et; çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla daha dost olursun.
Cledbul
GÜNÜN DUASI
Allahım bugün senin ve kullarının hakkına riayet edebilmeyi bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Meşar-ül- Haram Nedir?
Mekke-i mükerremede, Arafât ile Minâ arasında bulunan Müzdelifenin sonunda Cebel-i kuzah yakınında bir yer. Meşar, şiâr (alâmet) yeri demektir. Meşar denmesi; ibâdet yeri olması; haram diye vasıflandırılması ise, hürmeti ve kıymeti sebebiyledir.
GÜNÜN NÜKTESİ
Pahalı Fetva
İmamı Azamın, en büyük talebesi imam Ebu Yusuf tur. Bu zat talebeliği zamanında bir gün hamama gitmek ister. Fakat parası yoktur. Hamamcıya, parası olmadığını, fakat para yerine kendisine dini bir mesele öğretebileceğini söyler. Hamamcı,
- Bana fetva değil para lazım. Paran yoksa hamama girme, der.
Üzülerek dönen Ebu Yusuf, hocasına gelir ve ilmi bırakacağını söyler. Sebebini de anlatır, İmamı Azam Hazretleri kendisini teselli eder ve
- Evladım, sabret. İlme devam et. İlim seni aziz eder, der.
Aradan seneler geçer. Ama hamamcıdan gördüğü üzücü hareket hiç aklından çıkmamaktadır. Bu arada kendisi memleketin en yüksek ilmi makamındadır. Bütün meseleler kendisinden sorulmaktadır. Bir gün kendisinden bir fetva sorulmaktadır.
Soru şudur:
Kızını evlendirmek isteyen bir kişi, ona dünyanın en kıymetli şeyini çeyiz vermek üzere yemin etmiştir. Bu yeminini nasıl yerine getireceğini sormaktadır. Soruyu da soran O meşhur hamamcı.
İmam Ebu Yusuf, hamamcıyı tanır ve Şu kadar altın verirsen, bunun cevabını alabilirsin der. Hamamcı razı olur ve bilmem kaç altına fetvayı alır. Cevap şudur:
- Kızına bir adet Kuran-ı Kerîm ver. Yeminin yerine gelir.
Hamamcı memnun olarak ayrılacağı sırada, Ebû Yusuf Hz. der ki:
- Falan zaman hamama koymadığın talebe benim. O zaman sana öğreteceğim dini mesele buydu. Bir hamam ücretine öğrenecektin. Şimdi bu kadar altına öğrendin.