2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 19.10.2017 06:40
  • Güncelleme Tarihi :

İnsanlar cennette veya cehennemde sonsuz mu kalacak?

Cennet ve cehennem ebediyen yani sonsuz olarak kalacaktır. Hiçbir zaman cennet ve cehennem yok olmayacaktır. Çünkü ahret hayatı sonsuzdur. Ahret hayatı sonsuz olunca ahret hayatının yaşandığı yer olan cennet ve cehennem de sonsuzdur.

Allah’u Teala, cennet hakkında mealen şöyle buyurmaktadır:

“Bunlar için orada ebediyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır. İşte bu en büyük başarıdır.” (et-Tevbe, 9/100) Cehennem ateşi hakkında da aynı şey söz konusudur. Allah cehennem hakkında şöyle buyurmaktadır:

“Muhakkak Allah kâfirlere lanet etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada ebediyyen kalıcıdırlar. Hiçbir veli (dost) ve yardımcı da bulamayacaklar.” (el-Ahzab, 33/64-65)

“Kim Allah’a ve Rasûlüne isyan ederse hiç şüphesiz onun için cehennem ateşi vardır. Onlar orada ebediyen kalacaklardır.” (el-Cin, 72/23)

Yüce Allah bu ayet-i kerimelerde ve benzerlerinde cehennemin, cehennem ehli olan kimseler için yaratıldığını, kendilerinin de onun için yaratıldıklarını, onların orada ebediyyen kalacaklarını bildirmektedir.

Allah’u Teala: “Onlar oradan çıkacak değillerdir.” buyruğu ile oradan çıkmayacaklarını belirtirken, “Azap onlara hafifletilmez” buyruğu ile de cehennem azabının kesilmeyeceğini “sonra orada hem ölmeyecek, hem de hayat bulmayacaktır.” (el-A’la, 87/13) buyruğu ile cehennemliklerin orada yok olmayacaklarını haber vermektedir.

Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurmaktadır:

“Cehennem ehli olan cehennemliklere gelince; onlar orada ne ölürler, ne de hayat bulurlar.”

“Cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girdikten sonra ölüm bir koç suretinde alınarak cennet ile cehennem arasında bir yere getirilip sonra boğazlanır. Daha sonra bir münadi şöyle seslenir: Ey cennet ahalisi, artık ölüm olmayacaktır ve ey cehennem halkı, artık ölüm yoktur. Bu sebeple cennetlik sevinçlerine sevinç katar, cehennem ehlinin kederlerine keder katılır.”

Kaza namazları nasıl kılınır?

Farz bir namazı vaktinde kılmaya eda, vakti geçtikten sonra kılmaya kaza, bozulan bir namazı tekrar kılmaya da iade denir. Bir namaz ya bile bile kasden kılınmayıp kazaya bırakılır veya bir özürden dolayı kazaya kalır. Bir vakit namazı kasdî olarak kılmayıp kazaya bırakmak büyük bir günahtır. Bu çeşit bir hatanın işlenmesi durumunda bir an önce kaza edilmeli, borçtan kurtulmalıdır. Bu şekilde kılınmayan bir namaz her ne kadar kaza edilmekle borçtan kurtulunmuş olunsa da, işlenen günah için ayrıca tövbe istiğfar edip, Allah’tan af dikmek lâzımdır. Bunun için hem kaza, hem de tövbe edilmelidir.

Unutmak, uyku veya meşru bir mazeretten dolayı vaktinde kılınamayan namazlar da hatırlandığı veya meşru özür geçtikten sonra fazla vakit geçirmeden kaza edilmelidir. Kaza namazları, ne şekilde kazaya kalmış ise aynı şekilde kılınacaktır. Sabah 2, öğle 4, ikindi 4, akşam 3, yatsı 4 ve vitir 3 rekat olarak kaza edilir. Her namaz için belirli bir zaman veya mekan tayin edilmez. Yani ikindi namazının kazası ikindi vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. İstediğiniz zamanda kılınabilir. Kaza namazını kılarken ikindi namazının yatsıdan önce veya öğlenin sabahtan sonra kılınması gerekir gibi bir şartta yoktur.

Fakat kerahet dediğimiz zamanlarda Hanefi mezhebine göre kaza namazlarının kılınmamasına dikkat edilir. Bunların dışındaki bütün zamanlarda kaza namazı kılınabilir. Çünkü kaza namazları için belli bir vakit yoktur. Meselâ, vaktinde kılınamamış olan bir ikindi namazı yatsıdan sonra, bir yatsı namazı da öğleden sonra kılınabilir. Bir kaza namazı şöyle niyet edilerek kılınır:  Meselâ: “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını” yahut “son öğle namazını kılmaya.” Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur. Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra ikamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan kâfi gelirken, her farz namazı için ayrı ayrı ikamet getirmek sünnettir. Kazaya kalmış olan namazların kaç vakit olduğunu kesin olarak bilemeyen kimse, galip tahminine göre hareket eder. Sayı bakımından tam bir tahmin yapamıyorsa, üzerinde kaza namazı kalmadığı kanaatine varıncaya kadar kılar.

Kabe’de olan Hacerü’l-Esved nereden geldi?

Kabe-i Muazzamanın kapısının sol tarafında yer alan ve tavaf başlangıcı olarak kabul edilen Hacerü’l-Esved cennetten indirilmiştir.

Sevgili Peygamberimiz bu hususta hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Hacerü’l-Esved cennetten indirildi. Sütten daha beyazdı, fakat onu Ademoğlunun hataları kararttı.” “Hacerü’l-Esved cennetten gelmiştir. Kardan daha beyazdı. Fakat onu müşriklerin hataları kararttı.” Buna göre Hacerü’l-Esved cennetten indirilmiştir.

Günün Ayeti

Sakın israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez.

Günün Hadisi

İçinde Allah’ın anıldığı ev ile içinde Allah’ın anılmadığı ev diri ile ölüye benzer.

Günün Sözü

Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir.

Japon Atasözü

Günün Duası                                                                

Allah’ım, gözümü caiz olmayan şeylere bakmaktan, azalarımı da günah işlemekten koru.

Bunları biliyor muyuz?

İcmali İman

İman edilecek şeylere kısaca ve toptan iman etmek demektir. Şehadet kelimesini veya tevhit kelimesini dili ile söyleyip kalbi ile tasdik eden kimse icmali iman etmiş olur.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık