Kul Hakkının Tövbesi Olur mu?
Kul hakkının tövbesi hak sahibi ile helâlaşmaktır. Yani kul hakkı hususunda asıl olan hak sahibi ile helalleşmektir. Diğer günahlar gibi, tövbe etmek kul hakkını silmez.
Hak sahibi hakkını helal etmediği sürece de kişi tövbe de etse bu günah ya da haktan kurtulamaz. Onun için kişinin kul hakkı varsa o ödenmeli ödenme imkanı yoksa helalık dilenmeli. Hak helal edildikten sonra da Allaha tövbe edilmelidir.
Üzerinde kul hakkı ile ölen kimse, Cennete giremez mi?
Kul hakkı kâfirlik değildir. Her Müslüman günahkar da olsa cehenneme girse bile cezasını çektikten sonra cennete girer. Cennete yalnız İslama inanmayanlar giremez. Ne kadar çok günahkâr olursa olsun, Müslüman, günahlarının cezasını çektikten sonra muhakkak Cennete girer. Kul bu dünyada da ahiret gününde de hakkını helal etmese Allah ahiret gününde kul hakkı suçunu işleyenin sevaplarından alır hakkı olana verir. Sevap yoksa hakkı olanın günahlarını alır hak gasbedene yazar.
Nitekim bu hususta sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır: Müflis, şu kimsedir ki, kıyamette, amel defterinde pek çok namaz, oruç ve zekat sevabı bulunur. Fakat, bazılarına çeşitli yönden zararı dokunmuştur. Sevapları, bu hak sahiplerine verilir. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır.
Kişi bir kul hakkı yemişse kul hakkını hemen ödemeli, hak sahibi ile helalleşmeli. Kul borcu ile ölürse ahiret gününde hak sahibi onu affetmese cezasını çeker. Daha sonra tekrar cennete girer. Dolayısıyla kul hakkı ağır bir haktır. Kişi hakkını affetmese cehenneme gitmeye sebep olabilir. Ama cehenneme gidilse bile günahın cezası çekildikten sonra müslümansa cennete girecektir. Tabi cehennemin o şiddetli azabını da göz önünde bulundurmak lazım ve ona göre kul hakkına riayet etmemiz gerekir.
Belli bir yaştan sonra isim değiştirmek dinen caiz mi?
Yeni doğan çocuğa güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir.
Hz. Peygamber sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir. Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir.
Hz. Peygamber güzel isim koymanın önemini bir sözünde şöyle ifade etmektedir: Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel koyun.
Bu çağırma işlemini Allahın görevlendirdiği bir melek Allahın izniyle yapacaktır. Hiç kimse kıyamet günü Allahın hoşlanmayacağı isimle Onun karşısına çıkmak istemez. Öyleyse kötü olan isimlerin çocuklara verilmemesi gerekir.
İsmin bu ehemmiyetinden dolayıdır ki, Peygamberimiz kötü manaya gelen yabancı isimleri iyi manaya gelen Müslüman isimleriyle değiştirmiştir.
Bu anlamda kişi sahip olduğu isimden memnuniyetsizlik duyuyorsa yeni bir isim almasında bir sakınca yoktur.
Ancak bunun için ezan okumak, kurban kesmek vs. gibi herhangi bir merasim düzenlemeye gerek yoktur. Peygamberimizin, isimlerini değiştirdiği sahabelere bu tür bir merasim yaptırdığı bilinmemektedir. Ancak yine de ezan okumak isterse ya da kurban keserse de sakıncası yoktur.
Günün Ayeti
Allahtan korkun ki size merhamet edilsin.
(Enam, 6/155)
Günün Hadisi
Herkim çarşıya girdiği zaman, La İlahe İllallah-u Vahdehu La Şerike leh. Lehul-Mülkü Velehul-Hamdu Yuhyi Ve Yumitu Ve Huve Hayyun La Yemutu Bi Yedihil-Hayru Kulluhu Ve Huve Ala Külli Şeyin Kadîr derse Allah onun için bir milyon hasene yazar, bir milyon kötülük yok eder ve onun için cennette ev inşa eder buyurdu.
Günün Sözü
İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur
Mevlana
Günün Duası
Ya Rabbi bugün hiçbir mümin kulunu çaresiz bırakma.
Bunları biliyor muyuz?
Ulül- Azm nedir?
Azim, aksiyon, karar, irade ve sabır sahipleri demektir. Bu tabir Kurânda bir âyette geçmiş (Ahkâf, 46/35) ve bununla Hz. Nuh, Hz. İbrâhim, Hz. Musa, Hz. İsâ ve Hz. Muhammed kastedilmiştir
Günün Nüktesi
Gölge etme, başka ihsan istemez..
Büyük İskender, Sinoplu Diyojenin kentini işgal etmiştir. Herkes canın, malın derdine düşmüşken, Sinoplu Diyojen güneşlenmektedir. Çünkü sadece bir çuval giymektedir ve bir fıçıda yaşamaktadır, hayat onun için bu kadar basittir.
Felsefeye ilgilisi olan büyük İskender, Diyojenin bu kentte olduğunu öğrenir ve adamlarına onu bulup huzuruna getirmelerini ister, ama eğer gelmezse zorlamayın der. Adamlar Diyojen sokakta güneşlenirken bulurlar. Ona İskenderin huzuruna çağrıldığını söylerler. Diyojen ise eğer beni istiyorsa o gelsin ayağıma. der. Askerler bunu büyük İskendere iletirler. Büyük İskenderin hoşuna gider bu davranış ve adamlarıyla Diyojenim yanına gider. Diyojen hala güneşlenmektedir.
İskender Diyojene saygı duyduğunu söyler, düşündüğü gibi yaşayan bir adam olduğu için. Eğer huzuruna gelseydi onu düşündüklerinin arkasında durmayan bir adam olduğunu düşünüp öldürteceğini söyler. Büyük İskender bu konuşmaları yaparken, Diyojenin güneşini kesmektedir. dile benden ne dilersen diyen İskendere aynen şöyle cevap verir Diyojen: Gölge etme, başka ihsan istemez.