Sayfa Yükleniyor...
Mezar ve türbelerde mum yakmak caiz mi?
Türbelerin ve mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölünün ve ölümün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslâmın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir.
Türbelerde yatan kişilerin duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak, mezar ve türbelere bez bağlamak, mum yakmak, tevhid dini olan İslâm ile bağdaşmaz.
Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Kabrin yanına gelince de Hz. Peygamberin tavsiye ettiği gibi; Müminler yurdunun sakinleri sizlere selam olsun. İnşallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allahtan afiyet dilerim demelidir.
Aynı zaman da kabir ziyaretinde bulunan kişinin ölü için dua etmesi ve Kuran okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlaması uygun olur. Ancak kabrin başında yüksek sesle ağlayıp ağıt yakması ise uygun bir davranış değildir.
Vesveseye günah yazılır mı?
Vesvese: şeytanın, kötü bir işin yapılmasını veya iyi bir işin terk edilmesini ya da eksik yapılması için kişiyi kışkırtıp aklını çelmesi ve nefsin kötü arzularına uymasını teşvik etmesidir.
Vesvese kelimesi Kuran-ı Kerimde dört yerde geçmektedir. Kuran-ı Kerimde Vesvese verenin şerrinden Allaha sığınılması emredilmiştir.
Kuran, aynı zamanda Şeytanın Hz. Adem ile eşini vesvese yoluyla cennetten indirilmelerine neden olduğunu bildirerek müminlerin bu konuda duyarlı olmalarını istemiştir.
Hz. Peygamber de müminlere vesvese ile hareket etmemelerini tavsiye etmiş, vesvesenin dini ve hukuki bir hüküm doğurmayacağını bildirmiştir.
Dolayısıyla kişi kalbine doğan düşüncelerinden, eyleme dönüştürmedikçe sorumlu değildir. Buna göre kalbe doğan vesvese sebebiyle kişinin dinine zarar gelmez bunlara da günah yazılmaz.
Erkeklerle kadınların yan yana namaz kılması caiz mi?
İster cuma, ister bayram, ister cenaze namazı, isterse başka bir namaz olsun, kadınlar erkeklerle birlikte namaz kıldıkları takdirde, erkeklerin arkasında ayrı ve uygun bir yerde namaza durmaları gerekir. Nitekim Hazreti Peygamber, namaz saflarını önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadınlar olmak üzere düzenlemiş; Namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın saflarının en faziletlisi ise en arkada kalanı, en az faziletlisi ise en önde olanıdır buyurmuştur.
Tabii bu şekildeki uygulama, kadınların ikinci sınıf konuma indirgenmesi anlamında olmayıp, herkesin anlayabileceği tabii, fıtri bir takım sebepler yüzünden, hem kadınların hem de erkek cemaatin daha fazla huşu ve sükûn içerisinde namaz kılabilmeleri içindir. Buna göre kadınların erkeklerle aynı safta namaz kılmaları uygun değildir.
Günün Ayeti
Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
Müminûn 115.
Günün Hadisi
Kıyamet gününde ilk hesaplaşacak kimseler, komşulardır.
Günün Sözü
Arkadaşının veya başkalarının ayıplarını söylemek istediğin zaman, kendi kusur ve ayıplarını hatırla.
Hz. İbn-i Abbas
Günün Duası
Allahım bugün senin ve kullarının hakkına riayet edebilmeyi bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Ribâl-Fadl Ne Demektir?
Ölçü veya tartıyla alınıp satılan şeyleri, kendi cinsleriyle peşin olarak, karşılığı olmayan bir fazlalıkla değişmek emektir. Bir dirhem gümüşü, bir buçuk dirhem gümüş ile peşin olarak değişmek, ribâl-fadl olur.
Günün Nüktesi
Yazık onlara
Ebû Hüreyre şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber kabristana gelip buyurdu:
Selâm sizlere ey müminler topluluğunun diyarı! Ve biz de, Allah dilerse muhakkak size ulaşacağız. Kardeşlerimizi görmeyi arzu ediyorum.
Ey Allahın Resulü, biz senin kardeşlerin değil miyiz? Dediler. Peygamber aleyhisselâm:
Siz arkadaşlarımsınız. Kardeşlerimiz ise, henüz gelmemiş olanlardır.
Bunun üzerine:
Ey Allahın Resulü, ümmetinden henüz gelmemiş olan kimseyi nasıl bilir ve tanırsın? Diye sordular. Peygamber aleyhisselâm:
Bilmiyor musun ki, siyah atlar arasında yüzleri ve ayakları beyaz olan bir atın sahibi kendi atını bilmez, tanımaz mı? Buyurdu.
Evet, Allahın Resulü tanır, dediler. Peygamber aleyhisselâm:
Çünkü onlar abdest sebebiyle yüzleri, el ve ayakları bembeyaz, parlak olarak gelirler. Ve ben de onları Havzın kenarında beklerim. Dikkat! Bazı kimseler benim Havzıma yaklaştırılmayacaktır. Haydi geliniz! Diye çağıracağım.
Onlar senden sonra değiştirdiler, denilecektir.
Ben de:
Yazık onlara! Diyeceğim.