Sayfa Yükleniyor...
Allahın, bu âlemde insana bahşettiği en büyük nimet şüphesiz ki imandır. Zira iman, insanı hem fani hem de baki dünyada yani ahirette mutluluğa kavuşturacak olan yegâne zenginliktir.
Beşerin gönlü ancak kalpte var olan bu iman ile huzur bulur. Çünkü iman, kalbin nuru, ruhun gıdasıdır. Bu anlamda insan için imanın önemi kelimelerle ifade edilemez çünkü iman bir hayattır. İmansızlık ise ölümdür. O halde diyebiliriz ki: Bu dünyada iman eden zindanda da olsa bahtiyar, iman etmeyen saraylarda da yaşasa zindandadır.
İnsan için hayat kabul edilen bu imanın bir takım esasları vardır. Kuran-ı Kerime ve hadislere göre îman esasları amentü duasında ifade ettiğimiz gibi altıdır. Biz bu duayı okurken şunu söylemiş oluyoruz.
Ben Allaha, Onun meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kaderin (iyi ve kötü her şeyin yaratılışının) Allahtan olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilip mahşerde (hesap yerinde) toplanmak haktır ve gerçektir. Şahitlik ederim ki, Allahtan başka ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki, Hz. Muhammed Onun kulu ve peygamberidir.
Bu esasları bilip kabullenmek imanın temel şartıdır. Bu esasların hepsine inanmadıkça kişi iman etmiş olmaz. Bunlardan herhangi birini inkâr etmek ise imanın nurundan ve güneşinden mahrum kalmaktır. Nitekim Kuran-ı Kerimde bu hususta mealen şöyle buyrulmaktadır: Ey iman edenler! Allaha, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman ediniz. Kim Allahı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkar ederse tam manasıyla sapıtmıştır (Nisa, 4/136).
İnsanın en büyük zenginliği olan imanın kabul ve muhafazası için kutsal değerlere sövülmemeli, aynı zamanda hafife de alınmamalıdır. Zira bunlar imana zarar vermekte, insanı da hak yoldan uzaklaştırmaktadır.
Yaratılışımızın gayesi, iman ve kulluktur. İmanın şartlarına riayet eden ve gerektiği gibi yerine getiren bir insan, geçici dünya nimetleri karşısında imanından ve imanın prensiplerini yerine getirmekten kolayca vazgeçmez. Allaha olan ahdini hatırlar. İnancının gereklerini yerine getirir. Bunu çevresine de yansıtır. Eşi, çocukları, komşuları, akraba ve yakın çevresiyle iyi ilişkiler kurar. İnsanlara ve etrafındaki her şeye karşı, Allahın mümin kullarına yakışır bir davranışla muamele eder. Yaptığı her işin ardından, Bu iş bir mümine yakışır mı, yakışmaz mı? diye kendine sorar ve imanın gereğini yapar.
Bu anlamda hakkıyla iman eden kişi aynı zaman da îmanın kendisine yüklediği görevleri ve salih amelleri yani hayırlı işleri de eksiksiz yapmaya çalışır.
Zira bir müslümanın inancıyla amelinin uyum içerisinde olması, kuvvetli bir imana sahip olduğunun alâmetidir. İman esasları bir ağacın kökü ve gövdesi, salih amel ise yaprakları ve meyvesi gibidir. Bir başka ifade ile cennetin anahtarı iman, bu anahtarın dişleri ise ameldir.
O halde kalpteki iman ışığının hiç sönmeden parlaması hatta giderek ışığının artması için sâlih amelleri ihmal etmeyelim geleceğimiz olan çocuklarımıza da bunu aşılayalım.
Ve unutmayalım ki güzel amel ve ibadetlerle beslenmeyen iman zayıflar, zamanla da kaybedilme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir.
Sorular ve Cevaplar
Ramazanda okuduğumuz hatimleri ölülerimize bağışlayabilir miyiz?
Yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Kişi okuduğu Kuranın, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını başkasına bağışlayabilir.
İster sağ, ister ölmüş olsun, kendisine sevap bağışlanan kimsenin, bundan yararlanacağı umulur. Başkası tarafından bağışlanan sevapla, bir kimsenin bizzat yapması gereken ibadet borçları ödenmiş olmaz ise de bunlar iyilik ve sevaplarının çoğalmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olabilir. Nitekim annesi babası öldükten sonra onlara bir iyilik yapıp yapamayacağını soran bir kimseye: Evet yapabilirsin diye cevap veren efendimiz. Aynı şekilde annesinin aniden öldüğünü, şayet konuşabilseydi sadaka verilmesini vasiyet edeceğini zannettiğini, onun adına sadaka verirse sevabının kendisine ulaşıp ulaşmayacağını soran Sahabeye de: Evet ulaşır. Onun namına sadaka ver buyurmuşlardır.
Buna göre, ramazanda ya da bir başka zamanda okuduğumuz hatimleri, Yasinleri, Fatihaları, duaları ölen akrabalarımızın ruhlarına bağışlayabiliriz. Ayrıca kişi sevabı bağışlarken kendi sevabından da bir şey kaybetmez. Sevap her iki kişiye de aynı şekilde yazılır.
Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçarsa orucu bozulur mu?
Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçsa; oruçlu olduğunu hatırlamadan ağzına su almışsa ittifakla orucu bozulmaz
Oruçlu olduğunu hatırladığı takdirde ağzına su verirse Hanefî mezhebine göre orucu bozulur Bilahare bir gün kaza etmek zorundadır
Şafiî mezhebine göre ise oruçlu olduğunu bildiği halde mübalağa yapmadan ağzına su almış ve boğazına kaçmışsa orucu bozulmaz Amma mübalağa etmiş ise orucu bozulur.
Ramazan ayında kaza namazı borcu olan teravih namazı kılabilir mi?
Bu konuda Hanefi ile Şafii mezhep imamları farklı görüşlerde bulunmuşlardır.
Hanefilere göre: Kaza namazı borcu olanlar beş vakit namaz öncesi ve sonrası sünnetleri kılmalı, kaza namazı kılmak için bu sünnetleri terk etmemelidir. Ayrıca, kılınması için hakkında hadis bulunan diğer kuşluk, tesbih, evvabin, teheccüd namazları da kılınmalı, kaza namazı için bunlar da terk edilmemelidir. Bunların dışında kendiliğinden kılınan nafile namazlar olacaksa, işte bunların yerine kaza namazı kılınması uygun olur. Ama namaz öncesi sonrası sünnetlerle, kılınması için Efendimizin tavsiyeleri bulunan sünnetler kaza namazı için terk edilmemelidir. Peki, kaza namazı için Sünnetler terk edilirse ne olur? Hiçbir şey olmaz. Sadece bir farz kılınmış, bir sünnet de terk edilmiş olur.
Şafiilere göre ise: Farz namazı borcu olanların sünnet kılması caiz değildir. Kazası olan bir an evvel farzları kılıp borçlarından kurtulmalı, ondan sonra sünnetleri kılma imkanı elde etmiş olmalıdır.
Şafiilere göre kişi ahiret gününde sünnet namazlarından sorulmayacaktır. Ama farz namazlarından sorulacaktır. Öyleyse kul sorumlu olduğu farz ibadeti yerine getirmelidir. Ondan sonra sorumlu olmadığı sünnet ibadeti ifa etmelidir.
Göze merhem sürmek oruca zarar verir mi?
Oruçlu olan kimse gözüne merhem sürebildiği gibi damla da damlatabilir Bunun için hiç bir mani yoktur. Oruca zarar vermez.
Orucu mazeretsiz olarak kasten bozmanın kefareti nedir?
Hanefi mezhebine göre bir mazeret olmaksızın bilerek ve isteyerek yeme, içme veya cinsel birleşmeyle oruç bozmak dinen bir hata olup telâfisi için peş peşe iki ay +1 (2 Kameri ay+1 gün) gün oruç tutmak zorunluluğu vardır Yani bir sebep olmaksızın niyetlenilmiş farz bir orucu bozmanın cezası ara vermeden iki ay oruç tutmaktır. Ayrıca bozulan oruç için de kazası (bir gün) ilâve edilir, böylece kefaret iki ay +1 güne tamamlanır.
Şafiî mezhebine göre ise başlanmış orucu mazeretsiz olarak yeme ve içme ile bozmanın cezası sadece bir gün kaza etmektir. Ancak başlanmış orucu cinsel ilişki ile bozmanın cezası Hanefi mezhebinde olduğu gibi iki ay artı bir gündür.
Günün Ayeti
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuranın indirildiği aydır.
(Bakara, 2/185)
Günün Hadisi
Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin
Günün Sözü
Mal, sadakalar vermekle hiç eksilmez. Hayırlarda bulunmak, malı yitmekten korur.
Hz. Mevlana
Günün Duası
Allahım bugün bize verdiğin nimeti ve rızkı bereketli ver.
Ramazan Kavramları
İsâr nedir?
Kendisinin ihtiyacı olduğu halde başkasını kendi nefsine tercih etme duygusudur. Yani bir kimsenin, kendisinin muhtaç olduğu bir şeyi başka bir muhtaca vermesi, onu kendine tercih etmesi, başkasını kendinden daha çok düşünmesi demektir.
Günün Nüktesi
Bakın defterine
Hz. Peygamber buyuruyor; Kıyamet günü ameller arasında önce namazın hesabı verilecek. Bu hesap güzel olursa kul kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa kul hüsrana düştü demektir.
Eğer farzında eksiklik çıkarsa Allah: Bakın kulumun defterine yazılmış nafilesi var mı? buyurur. Böylece farzın eksiklikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir.
Ramazan Manileri
Aylar içinde sultan
Seviniyor Müslüman
Sende inmiştir Kuran
Hoş geldin ya Ramazan.
Dua eder melekler,
Kabul olur dilekler,
Teravihler kılınır,
Toplu atar yürekler.
Allahın Sıfatları
Kıyam bi-nefsihi:
Allahın, başka bir varlığa ve hiçbir mekâna muhtaç olmadan zatı ile kaim olması demektir. Allah zatı ile kaimdir. Mekana muhtaç değildir. Madde ve mekan yok iken O var idi. Zira her ihtiyaçtan münezzehtir.