2

İnsanın eceli değişir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 29.08.2016 09:01
  • Güncelleme Tarihi :

Her canlı için tek bir ecel vardır. Bu ecel Allah'ın kaza ve takdiriyle olup, asla değişmez. Belirlenen ecel, vaktinden ne önce gelebilir ne de o vakitten sonraya kalabilir. Bu hususla ilgili Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır. “Her ümmetin takdir edilmiş bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri giderler.” (Yunus Suresi, ayet: 49)

Ehli Sünnetin görüşüne göre öldürülen kişi kendi eceliyle ölmüştür. Katilin öldürmesi ile o kişinin eceli değişmiş ve ömrü kısalmış olmaz. Ecel, hayatın tereddütsüz ve kesin olarak son bulduğu zamandır. Katilin mesul olması, Allah'ın kesin olarak yasakladığı cana kıyma yasağını işlemiş olmasındandır.

Vefat eden insanlar ne zaman cennete veya cehenneme gidecek?

Cennet ve cehennem şuan yaratılmış olmakla beraber insanlar şuan cennette ya da cehennemde değildir. Ölüler, şuan kabir âleminde cennet veya cehenneme benzer bir hayat sürüyorlar. Nitekim sevgili peygamberimiz bu hususta bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Mezar ya cennet bahçesinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur” buyurmaktadır. Yani kişi kabirde ya nimet içindedir ya da azaptadır.”Ancak mahşerden sonra hesap verme bitince insanlar cennete veya cehenneme gideceklerdir.

Kocası vefat eden kadın dinen ne zaman evlenebilir?

Boşanma, evliliğin feshi ve ölüm gibi bir sebeple evliliğin sona ermesi durumunda kadının yeni bir evlilik yapmadan önce beklemesi gereken süreye dini anlamda iddet denir. Karı koca nikah kıyıldıktan sonra ister zifafa girsin ister girmesin bu süreyi beklemesi lazım.

Çünkü bu iddet, kadının önceki kocasından hamile olup olmadığının anlaşılması içindir. Aynı zamanda ölüm iddetinde kadının ölen kocasına hürmet ve saygı babından belli bir zaman diliminde evlenmeden beklemesi gerekir. İddet bekleme esas olarak kadının hamile olup olmadığının ortaya çıkması amacına yönelik olmakla birlikte onun sadece bu amaçla sınırlandırılması doğru değildir.Ölüm iddetinde kadının ölmüş kocasının hatırasına saygı ve yuvaya bağlılık simgesi olarak, boşanma iddetinde ise toplumun kötü zanda bulunmasını engellemeye, dolayısıyla kadının saygınlığının devamını sağlamaya yönelik bir önlem olarak değerlendirmek gerekir.Ölüm iddeti, kocası ölen kadın hamile ise çocuğunu doğurana kadardır. Şayet hamile değilse beklemesi gereken süre dört ay on gündür.Buna göre kocası ölen kadın hamile ise doğumdan sonra, hamile değilse dört ay on gün iddetini bekledikten sonra dilerse bir başka kişi ile evlenebilir.

Kiliseden camiye çevrilen yerde namaz kılmak caiz mi?

İbadetler hususunda bizim diğer ümmetlerden bir farkımız da yeryüzünün bize mescit kılınmasıdır. Yani temiz olduktan sonra her yerde namaz kılmamız caizdir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde “Yeryüzü bana mescit kılında” şeklinde buyurmaktadır. Daha da ötesi kilisede dahi temiz olduktan sonra namaz kılmak caizdir.  Ancak zaruret bulunmadıkça kilisede namaz kılmak mekruhtur. Fakat namaz kılacak başka bir yer bulunamadığı takdirde, temiz olmak kaydıyla kilisede namaz kılmada dini mani yoktur.

Aynı şekilde Kilise, Havra vb. gayri Müslimlere ait mekanlar satın alınarak veya başka yollarla camii haline getirilirse bu mekanlar mescit hükmünü alır. O yerde de namaz kılmakta hiçbir sakınca kalmaz.

Günün Ayeti

Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. 

Günün Hadisi

Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın gazabı da anne babanın öfkesindedir.

Tirmizî, Birr, 3.

Günün Sözü

Yaşamak için bir nedeni olan herkes, her sıkıntının üstesinden gelebilir.

Friedrich Wilhelm Nietzsche

Günün Duası

Allah’ım bu yeni gün ve haftamızda bize huzur ve mutluluk ver. Malımızı ve ömrümüzü bereketlendir.

Bunları biliyor muyuz?

Muhafazakar nedir?

Dinî amel ve işlere muhabbet eden, inancında sağlam olan, dürüst ve prensip sahibi insan demektir.

Günün Nüktesi

Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir?

Muğîre İbni Şu‘be’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: 

Hz. Mûsâ Rabbine:

– Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir? diye sordu. 

Allah Teâlâ da ona cevaben şöyle buyurdu:

– O, cennetlikler cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup kendisine:

– Cennete gir! denir. 

– Yâ Rabbî! Herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken ben nereye gideceğim? der. Ona:

– Sana dünya hükümdarlarından birinin mülkü kadar yer verilse razı olur musun? diye sorulur. O da:

– Razıyım yâ Rabbî! der. Bunun üzerine Allah Teâlâ ona:

– İşte öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha buyurur. Beşincisinde o adam:

– Razı oldum yâ Rabbî! der. Allah Teâlâ ona:

– İşte bu kadar şey hep senindir. Onun on misli de senindir. Bir de neyi arzu ediyorsan, gözün neden hoşlanıyorsa hepsi senindir, buyurunca adam:

– Razı oldum yâ Rabbî! diyecek. 

Daha sonra Mûsâ Aleyhisselâm:

– Yâ Rabbî! Cennetliklerin en üstün derecesi nedir? diye sordu. 

Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

– Onlar benim seçtiğim kullardır. Onlara hazırladığım nimetleri ne bir göz görmüş, ne bir kulak duymuş, ne de bir kimsenin hatır ve hayalinden geçmiştir.

İnsanın eceli değişir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık