2

İnsanın yüzüne vurmak caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 05.03.2016 09:04
  • Güncelleme Tarihi :

       Küçük, büyük, erkek, kız, suçlu suçsuz fark etmeksizin ki insanın yüzüne vurmak dinen caiz değildir. Çünkü insan şerefli bir mahluk olarak yaratılmıştır. İnsan onurunun ve hasiyetinin simgesi yüzüdür. Şerefli olan bu yüze vurulduğunda insanın onuru kırılmakta, gururuna dokunmaktadır.

       Dolayısıyla buna sebebiyet verdiği için yüze vurmak dinen caiz değildir. Nitekim Hz. Peygamber efendimiz bir hadisi Şeriflerinde “Yüze vurmayı yasaklamıştır.”

        Buna göre ister baba, ister anne, ister öğretmen olalım çocuğun yüzüne vurmamız caiz değildir. Aynı şekilde büyük bir insanın da yüzüne vurmak caiz değildir.

Kur’an okuyan kimseye selam vermede bir sakınca var mı?

     Selam dinimizin çok önem verdiği simgelerden birisidir. Hz. Peygamber bir hadisi Şerifinde “Aranızda selamı yayın buyurmaktadır.”Bir başka hadisinde ise selam vermek, selamlaşmak Müslümanlar arasında sevginin yayılmasına sebep olacağını bildirmiştir.

     Ancak selam verildiği takdirde selama karşılık veremeyecek durumda olan kimselere selam vermek uygun değildir. Mesela, ezan, Kur’an-ı Kerim ve hutbe okuyana, hutbe dinleyenlere selam vermek mekruh kabul edilmiştir.

     Buna göre abdest almak ibadete hazırlık ve bir yönü ile ibadet sayıldığından abdestle meşgul olan kimseye selam vermemek daha uygundur.

Umreye giden bayanın örtünmesi şart mıdır?

      Dinen örtünmek kadın için farzdır. Bu farziyet her zaman söz konusudur. Ve bu farziyetin umre ile ya da hac ile bir ilgisi yoktur. Yani sadece umreden ya da hacdan gelen kadının değil, buluğa eren her Müslüman kadının örtünmesi farzdır.

      Buluğ çağına gelen kadının örtünmemesi ise dinen günahtır. Günah işleyenin ibadetleri, mesela namazı, orucu… sahih olur. Ancak başını örtme vecibesini de günlük hayatta yerine getirmediği için de bundan dolayı günahkar olur.

Kişi içinde belirli bir müddet ücretsiz oturması şartıyla evini satabilir mi?

     Akdin gereğinden olmayan, satış akdine uygun düşmeyen, örf haline gelmemiş olan ve taraflardan birine faydası dokunan bir şeyin akit esnasında şart koşulması, Hanefilere göre sahih olmadığı için bu şekilde yapılan bir alış-veriş akdi fâsit olur.

      Mâlikî ve Hanbelîlere göre ise, akdin gereği olmayan, ancak akdin gereğine de aykırı düşmeyen bir şeyin şart koşulması caizdir. Çünkü Rasûlüllah bir sefer esnasında Hz. Cabir’den devesini satın almak istemiş, o da, Medine’ye kadar binmesi şartıyla satabileceğini söyleyince Rasûlüllah bu şartı kabul ederek deveyi satın almıştır (Müslim, Müsâkât, 113).

     Buna göre satıcının, içinde bir müddet ücretsiz oturması şartıyla evini satması, Mâlikî ve Hanbelîlere göre sahihtir. Hanefi mezhebine göre ise sahih değildir.

Günün Ayeti

"Muhakkak Allah kâfirlere lanet etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada ebediyyen kalıcıdırlar. Hiçbir veli (dost) ve yardımcı da bulamayacaklar." (el-Ahzab, 33/64-65)

Günün Hadisi

“Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir ”

(Buhârî, “Rikak”, 48)

Günün Sözü

Dün iptal edilmiş bir çektir, yarın emre hazır bir senettir,  bugün ise peşin paradır. Bugünden yararlanınız.

(Kay Lydns)

Günün Duası

Allah’ım bu yeni günüı bize, aileme, ülkemize, İslam ümmetine ve de insanlığa hayırlara vesile kıl

Bunları biliyor muyuz?

Ruz-i Ceza Nedir?

İnsanların diriltilip hesaba çekilerek amellerinin karşılığının verileceği gün demektir ki aynı zamanda mahşer günüdür.

Günün Nüktesi

Mihrimah Sultan ve Rüstem Paşa…

       Kanuni Sultan Süleyman kızı Mihrimah Sultan gelinlik çağa gelmişti. Sultan Süleyman Mihrimah'ı; genç, zeki, hırslı, geleceği parlak bir devlet adamı olan Rüstem Paşa ile evlendirmek istiyordu. Rüstem Paşa bu sırada Diyarbakır Valisiydi.

       Rüstem Paşa'nın saraya damat olacağı söylentisi duyulunca, onun hakkında bir sürü dedikodu çıkmıştı. Bu dedikodulardan en dişe dokunuru Rüstem Paşa'da cüzzam hastalığı bulunduğu iddiasıydı. Sultan Süleyman diğer dedikodulara kulak asmadıysa da bu dedikodu onu endişeye sevk etmişti.

        Sultan Süleyman sarayın hekimbaşını çağırıp cüzzamın tüm belirtilerini anlattırdı. Sonra da Rüstem Paşa'nın bu belirtileri taşıyıp taşımadığını gizlice tahkik etmeleri için Diyarbakır'a adamlar gönderdi. Sultan Süleyman'ın adamları Rüstem Paşa'nın çamaşırlarını gizlice kontrol ettikleri sırada bir bit buldular. Hekimbaşının anlattığına göre cüzzamlı bir hastada bit bulunamazdı. Böylece Rüstem Paşa'nın cüzzamlı olmadığı ortaya çıktı.

         Bu olay nasıl olduysa halk arasında kulaktan kulağa yayılınca; devrin bir şairi olay hakkında şu iki dizeyi söyledi:

Olacak bir kimsenin bahtı kavi, talihi yâr,

Kehlesi (Biti) dahi mahallinde onun işe yarar.

İnsanın yüzüne vurmak caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık