2

İnsanlara zarar veren kimsenin arkasından konuşmak caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 18.11.2016 08:27
  • Güncelleme Tarihi :

Gıybet, Müslüman veya kafir olsun fark etmeksizin ki bir kimsenin ayıbını ve kusurunu, onu kötülemek için arkasından söylemek ve başkalarına anlatmaktır.

Gıybet, İslam’ın yasakladığı büyük günahlardan birisidir. Gıybeti yapmak günah olduğu gibi hoşlanarak da dinlemek aynı şekilde günah ve haramdır.

Nitekim ayeti Kerimde bu hususta şöyle buyrulmaktadır: “Birbirinizin gıybetini yapmayınız.” [Hucurat 12]

Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurur: “Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?” sahabeler, “Allah ve Resulü daha iyi bilir!” dediler. Bunun üzerine: “Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!” açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: “Ya benim söylediğim anda varsa, (Bu da mı gıybettir?)” dedi. Hz. Peygamber, “Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir.”

Dolayısıyla bir kişide olan kusuru söylemek gıybet, olmayanı söylemek ise iftiradır. Her iki durumda da kul hakkı işlenmiş ve büyük günaha girilmiş olunur.

Ancak bazı durumlarda kişinin gıybetini yapmak caizdir. Mesela: Kişi, insanları dini ve dünyevi hususlarda kandırıyorsa ya da zarar veriyorsa, kendinse nasihat edilmesine rağmen ya da uyarılmasına rağmen aynı şekilde davranmaya devam ediyorsa o zaman insanları uyarmak ve uyandırmak adına, o kimsenin bu günahlarını ya da kötü ahlakını söyleyebiliriz. Çünkü kusur ya da yanlışlarını söylemediğimizde bu kimse başkasına zarar verecektir.

Dolayısıyla zarara engel olma adına, o kişinin bu huy ve durumunu izhar edip insanlara söyleyebiliriz. Bunda da bir günahımız olmaz, bilakis sevabımız olur.

Ortadoğu coğrafyası dışındaki bölgelere de peygamberler gönderildi mi?

Kur’anı-ı Kerime göre her ümmet ve kavme peygamber gönderilmiştir. Nitekim evrensel mesaj Kur'an-ı Kerim mealen bunu şöyle ifade etmektedir: “Biz peygamber göndermediğimiz kavme azap edecek değiliz.”

Bir başka ayette de, “Hiçbir ümmet, millet yoktur ki, onlara korkutucu peygamber gelmiş olmasın” buyrulmaktadır.

Buna göre Allah'u Teala ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den başlayıp Hz. Peygamber ile biten peygamberler zümresini bütün ümmetlere ulaştırmıştır.

Yani sadece Ortadoğu’da yaşayan insanlara değil yeryüzünün bütün kıta ve coğrafyasına peygamber göndermiştir. Ancak insanlığın ilk yerleşim alanı olduğu için en çok Ortadoğu’ya gönderilmişlerdir.

İslam’a göre mükellef kime denir?

Mükellef demek erginlik çağına gelen akıllı insanlar demektir. Mükellef, dinin emirlerini yapmak ve yasaklarından sakınmakla sorumludur. Mükellef sayılmak için insanda iki şartın bulunması gerekir;

1- Akıllı olmak,

2- Erginlik çağına gelmek.

Akıllı olmayan deliler ile erginlik çağına gelmemiş çocuklar mükellef değildirler. Erginlik (buluğ) çağı, çocukların vücut yapılarına ve iklim şartlarına göre değişir. Erginlik erkek çocuklarında oniki ile onbeş, kız çocuklarında dokuz ile onbeş yaşları arasında olur. Onbeş yaşını bitirdiği halde kendisinde erginlik belirtileri görülmeyen çocuklar erkek olsun, kız olsun erginlik çağına gelmiş sayılır ve dinin emir ve yasaklarına uymakla sorumlu olurlar.

Başka çare yoksa haram madde ile tedavi olmak caiz mi?

İslam bilginlerine göre haram maddelerle tedavi bazı durumlarda caizdir. İslam bilginleri başka çare kalmaması halinde ve Müslüman bir tabibin tavsiye etmesi halinde dinen yenilmesi içilmesi haram olan bir madde ile tedaviyi dinen uygun görmüştür.

Bu konu ile ilgili İslam fıkıh doktrinde bira örneği çok verilip örnek gösterilmekte. Taş düşürmek için başka alternatif yoksa ve bunu güvenilir bir tabip tavsiye ediyorsa fıkıhçılar tedavi için biranın içilebileceğini söylemişlerdir.

Günün Ayeti

“Ancak tövbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah'ı onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.”

Furkan Suresi, 70

Günün Hadisi

Kıyamet gününde benim şefaatime en çok layık olanlar, bana en çok salâvat getirenlerdir.

Günün Sözü

“Hayatta değerli olan hiçbir şey mücadelesiz kazanılmaz.”

H. Jackson Brown

Günün Duası

Allah’ım ölülerimizi kabrin azabından, mahşerin sıkıntısından, cehennemin azabından muhafaza et.

Bunları biliyor muyuz?

Nakli İlimler Nedir?

Tefsir, hadis, fıkıh gibi nakil yoluyla elde edilen ve değişmeyen dinî ilimler demektir.

Günün Nüktesi

Ne için güldüğümü niye sormuyorsunuz?

Bir gün Hz. Osman abdest alıyor. Abdest bitiyor, kurulanıyor, gülmeye başlıyor. Yanındakiler, hayırdır inşallah diyorlar. Hz. Osman onlara soruyor:

-Ne için güldüğümü niye sormuyorsunuz?

Yanındakiler de soruyorlar:

-Efendim affedersiniz, niye gülüyorsunuz?

Hazreti Osman anlatıyor:

-Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde Rasulullah efendimiz abdest alıyordu. Biz de oradaydık. Rasulullah abdestini aldı, gülmeye başladı. Sonra, 'Neden güldüğümü, niye sormuyorsunuz?' buyurduğu hatırıma geldi.

-Peki efendim, ne oldu?

-Biz de, Ya Rasulallah niye güldünüz? diye sorduk. Cevaben buyurdu ki: “Bir müminin abdestte, yüzünü yıkarken, bütün (küçük) günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum. Elini yıkarken, başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum. Ümmetim kurtuluyor diye sevinip, ben gülmeyeyim de, kim gülsün?”

İnsanlara zarar veren kimsenin arkasından konuşmak caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık