İnsan, küfre götüren günahları işlemedikçe imanını kaybedip dinden çıkmaz. Yani kişi tasvip etmediğimiz halde namaz kılmamakla, oruç tutmamakla veya içki içmekle kafir olmaz. Çünkü İslam’a göre Müslüman günah işlemekle imandan çıkmaz. Günahkar ama imanla ölen bir kimseyi Allah dilerse affeder dilerse cehennemde cezasını doldurduktan sonra cenneti lütfeder. İntihar eden kimse de kafir olmadığından ama büyük günah işlediğinden Allah isterse onu affeder, direk cennetine alır, dilerse cehennemde cezasını çektirir daha sonra da cennetine koyar. Durum bu olunca cana kıymak büyük günahlardan bir günah ve küfürden de sonraki en büyük günah olduğundan canına kıyan kimsenin affedilmesi için bolca dua edilmeli, ruhuna hayırlar yapılmalı, sadakalar vermeli ki yapılan bu hayırlar hem amel defterine işlensin hem de Allah’ın affına vesile olsun. Buna göre intihar eden kimseye dua etmekte bir sakınca yoktur. Sakınca olmadığı gibi canına kıydığı için çok duaya ve hayra ihtiyacı olduğundan ona bolca dua edilmelidir.
Sünnetin çeşitleri nelerdir?
Hz. Peygamberimizin sünneti üç çeşittir. a- Kavli sünnet; Peygamber efendimizin sözleridir. b- Fiili sünnet; Peygamber efendimizin yaptığı iş ve hareketlerdir. c- Takriri sünnet; Peygamber efendimizin işaret ettiği veya başkalarının yapıp da efendimizin onaylama anlamında sükut ettiği işlerdir.
Hayvanların kısırlaştırılması caiz midir?
İnsanlar gibi tüm hayvanların da üreme ve çoğalma hakları vardır. Hayvanların yeme içme ihtiyaçlarının teminini engellemek uygun olmadığı gibi cinsel ihtiyaçlarının tatminini engellemek de uygun değildir. Gerekli ve meşru bir sebep bulunmadıkça hayvanların kısırlaştırılması da caiz değildir. Ancak, gerekli ve meşru sebeplerle; toplum menfaati gereği evde beslenen hayvanların gebe kalmalarını engelleyici ilaç ve benzeri şeylerin kullanılmasında ve ekolojik dengeyi bozmamak şartı ile kedi, köpek vb. başıboş hayvanların kısırlaştırılarak çoğalmalarının kontrol altına alınmasında dinen bir sakınca yoktur. İş gücünden, nesil ıslahından ve et verimliliğinden ziyadesiyle istifade edilebilmesini temin etmek amacıyla dana ve teke gibi bazı hayvanların kısırlaştırılması da dinen caiz görülmüştür.
Namaz kılarken dünya işini düşünmek namaza zarar verir mi?
Namazdaki düşünce namazı bozmaz. Fakat elden geldiği kadar düşünmemeye gayret etmelidir! Namazda manasını bilenin, okuduğunu düşünmesi iyi olur. Namaz kılan kimsenin kendinin son namazı olduğunu huşu içerisinde namazını kılmalıdır. Düşünmek bir fiil olmadığından namazı bozmaz. Ancak namazı bozmamakla beraber namazın vakarına ve ruhuna aykırıdır sakınmak gerekir. “Sizi emziren analarınız, süt kardeşleriniz size haram kılındı.” (Nisa, 4/23)
Günün Ayeti
Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın. Fatır, 35/5
Günün Hadisi
Yalandan sakının, çünkü yalanla günah yan yanadır ve ikisi de insanı cehenneme götürür. Müslim, “Birr”, 103.
Günün Sözü
Ayağına taş bile değse kalbini yokla.
Günün Duası
Ey kalpleri halden hale çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl. Tirmizi, “De’avat”, 124.
Bunları Biliyor Muyuz?
Ehl-i Keşf Nedir?
His ve akılla anlaşılamayan şeylerin, kalbine doğduğu veli zatlar.
Günün Nüktesi
O Altınlar Sana Ait Delikanlı…
Bir kral halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verdi. Yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir yarışma düzenlemeye karar verdi. İsteyenin bu yarışmaya katılabileceğini ilan ettiren kral, yoldan en güzel geçecek kişiyi belirleyeceğini söyledi. Yarışma günü, insanlar akın ettiler. Bazıları en güzel arabalarını, bazıları en güzel elbiselerini getirmişti: Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel biçimde yaptırmıştı, kimi de yanlarında en güzel yiyecekleri getirmişti. Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca koşmaya hazırlanıyordu. Nihayet, tüm gün insanlar yoldan geçtiler, fakat yolu kat edip tekrar kralın yanına döndüklerinde hepsi aynı şikayette bulundu: Yolun bir yerinde büyükçe bir taş ve moloz yığını vardı ve bu moloz yığını yolculuğu zorlaştırıyordu. Günün sonunda yalnız bir yolcu da bitiş çizgisine yorgun argın ulaştı. Üstü başı toz toprak içindeydi, ama krala büyük bir saygıyla yönelerek elindeki altın kesesini uzattı: “Yolculuğum sırasında, yolu tıkayan tas ve moloz yığınını kaldırmak için durmuştum. Bu altın kesesini onun altında buldum. Bu altınlar size ait olmalı.” Kral gülümseyerek cevap verdi: “O altınlar sana ait delikanlı.” “Hayır, benim değil. Benim hiçbir zaman o kadar çok param olmadı.” “Evet” dedi kral. “Bu altınları sen kazandın, zira yarışmanın galibi sensin. Yoldan en güzel geçen kişi sensin. Çünkü yoldan en güzel geçen kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir.”