İnsan küfre götürmeyen günahları işlemedikçe dinden çıkıp kafir olmaz. Yani kişi tasvip etmediğimiz halde namaz kılmamakla, oruç tutmamakla veya içki içmekle kafir olmaz. Çünkü İslama göre Müslüman günah işlemekle imandan çıkmaz.
Günahkar ama imanla ölen bir kimseyi Allah dilerse affeder dilerse cehennemde cezasını doldurduktan sonra cenneti lütfeder.
İntihar eden kimse de kafir olmadığından ama büyük günah işlediğinden Allah isterse onu affeder direk cennetine alır dilerse cehennemde cezasını çektirir daha sonra cennetine koyar.
Durum bu olunca cana kıymak büyük günahlardan bir günah ve küfürden de sonraki en büyük günah olduğundan canına kıyan kimsenin affedilmesi için bolca dua edilmeli, ruhuna hayırlar yapılmalı, sadakalar vermeli ki yapılan bu hayırlar hem amel defterine işlensin hem de Allahın affına vesile olsun.
Buna göre intihar eden kimseye dua etmekte bir sakınca yoktur. Sakınca olmadığı gibi canına kıydığı için çok duaya ve hayra ihtiyacı olduğundan ona bolca dua edilmelidir.
Tabaka yapan her madde abdest ve gusle mani midir?
Oje ve benzeri maddeler tırnak ve benzeri organların üzerinde tabaka yaptıklarından vücudun üzerinde bulunmaları halinde bunlarla abdest ve gusül olmaz.
Onun için oje ve benzeri maddeler varsa bunlar iyice yıkanıp temizlendikten sonra abdest ve gusül alınmalıdır.
İcradan mal almak dinen caiz mi?
Eğer icra malını ucuza kapatmak için bir takım oyunlar yapılmıyorsa ve bunun yanında bu alım satıma katılan herkesin özgürce teklif vermesi sağlanıyorsa icradan mal almakta bir sakınca yoktur. Hatta malın entrikalarla ucuza kapatılması engellendiği için de niyete göre sevap da kazanılabilir
Ancak malı ucuza almak için bir takım oyunlar ya da anlaşmalar yapılıyorsa o zaman icradan mal almak uygun düşmez.
Kul hakkı hususunda inancın bir anlamı var mı?
İster Müslüman, ister gayr-ı Müslim olsun, başkasının hakkını yemek, gasp etmek vebal ve sorumluluğu çok ağır bir günahtır. Kul hakkı anlamında Müslüman ile Müslüman olmayan insan arasında bir fark yoktur. İster Müslümanın, ister gayr-ı Müslimin olsun, dünyada ödenmeyen veya helallik elde edilmeyen hakkın karşılığı ahirette sorulur.
Bu itibarla; gerek Müslüman, gerek gayr-ı Müslim olsun, bir başkasının üzerimize geçmiş haklarını kendilerine iade etmek, ölmüşlerse, varislerine vermek veya onlarla helalaşmak gerekir. 0 da mümkün değilse Müslüman hakkı için, bir hayır kurumuna tasaddukta bulunmak ve gayr-ı Müslim hakkı için de amme menfaatine olan bir işe sarf etmek suretiyle bu dünyada ödeşme yoluna gidilmelidir.
Tabi kul hakkı sahibine veya mirasçılarına verilmedikçe düşmez. Hayrına vermek ya da amme menfaatine harcamak umulur ki anlayışı ile verilmektedir. Yoksa kul hakkı kesin affedilecek diye değil.
Tebe-i Tabiin kimdir?
Resulullaha iman etmiş olarak tabiînden bir veya birkaçıyla karşılaşan ve Müslüman olarak ölen kimseler. Bu tabir ilk gününden itibaren Ümmet-i Muhammediyye'nin, bizzat Resulullah 'ın mübarek ağızlarıyla hayırlılığını bildirdiği ilk üç neslin üçüncüsüdür.
Günün Ayeti
Birbirinizle çekişmeyin.
Günün Hadisi
Bir cemaat oturduğu mecliste Allahı zikretmez ve Peygamberlerine salât ve selâm getirmezlerse, bu meclis onlar için bir pişmanlık olur..
(Tirmizî, Deavât, 8)
Günün Sözü
Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler.
Sadi Şirazi
Günün Duası
Ya rabbi bugün de beni ve ailemi evimize sağlıklı ve imanlı bir şekilde dönebilmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Hürmet-i Musahere Nedir?
Evlilik sebebiyle meydana gelen hısımlıktan dolayı doğan haramlığı ifade eder. İslâm dininde, evlilikten doğan hısımlık sebebiyle kendileriyle evlenilmesi yasak olanlar iki ana grupta incelenebilir.
Birincisi devamlı evlenilmesi yasak olanlar, ikincisi ise geçici olarak yasak olanlar. Üvey anne ve üvey nineler, gelinler, kayınvalide, eşin nineleri, üvey kızlar ve eşin torunlarıyla evlenmek ebedîyyen yasaklanmıştır.
Günün Nüktesi
Kısmet
Öğrencilerinden birinin eline bir testi verip kuşluk vakti çeşmeye gönderir Fakirullah Hazretleri. Ne var ki öğrenci çeşmenin başına varınca oradaki çocuklarla oyuna dalar, ta ikindiye kadar oyun sürer. Nihayet gün batarken aceleyle testiyi doldurup döner. Bunca vakittir orada oyuna dalan öğrenciyi bu defa arkadaşları aralarına alıp hırpalamak isterler. Ancak Fakirullah Hazretleri müdahale ederek der ki:
Neye suçluyorsunuz arkadaşınızı?
Kuşluk vakti gönderdiniz ikindi üzeri döndü, bizi bu kadar bekletmeye hakkı var mı? Derler.
Büyük insan şöyle izah eder geç kalma sebebini.
Arkadaşınızın kabahati yoktur bu bekleyişte. Çünkü der, çeşmenin başında oyuna dalmaya mecburdu. Kısmetiniz olan su henüz kurnaya gelmemişti, yoldaydı. Başkalarının kısmetini doldurup ta size getiremezdi. Ne zaman yoldaki sizin kısmetiniz kurnaya geldi, işte o zaman oynamayı bırakıp testiyi çeşmeye tutarak kısmetinizi doldurup getirdi. Onun kabahati yoktur, yoldaki kısmetinizi beklemiştir.