Sayfa Yükleniyor...
Bütün varlıklar Allahın yaratması ile var olmuşlardır. Dolayısıyla Allah bütün varlıkların sahibi ve rabbidir. O dilediğine dilediğini verir, dilemediğine vermez. Aynı şekilde O dilediğini zengin yapar, dilediğini fakir bırakır. Yani kısaca Hz. Peygamberin bir hadis-i Şerifinde buyurduğu gibi Allahın dilediği olur dilemediği olmaz meydana gelmez.
Yine birçok ayeti kerimede Allahın tek yaratıcı ve rızık veren aynı zamanda her şeye kadir olduğu vurgulanmaktadır. Yani bizlerin her işi ancak onun dilemesi ve yaratması ile meydana gelmektedir.
Onun için her zaman bütün işlerimiz Allaha kalmaktadır. Böyle de inanmak gerekir. Halk arasında özellikle olağan üstü durumlarda kullanılan işimiz Allaha kaldı sözü doğru olarak kullanılmamaktadır. Çünkü insanlarımız bu sözü iyi anlamda kullanmıyorlar. Bu sözü kullananlar sanki her işi kendileri hallediyorlar da bazı durumlarda iş Allaha kalıyor. Böyle bir itikat ve düşünce sakat ve yanlıştır. Aynı zamanda inanç açısından yanlıştır. Allahın kudreti ve yaratmasının hafife almak işlerin onun bilgisi ve isteği dışında meydana geldiğini düşünmek İslam inancı ile bağdaşmamaktadır.
Son günlerde kuraklığın baş göstermesi ile bir çok bölgede yağmur duasını çıkılmakta, Allahtan yardım, rahmet ve bereket istenmektedir. Bunu gören kimi kesim insanlar bu duayı ve yakarışı sanki hafife alırcasına işimiz Allaha kaldı diyerek duaya çıkanları eleştirmektedirler.
Oysa bir Müslümana yakışan ve kendisinden beklenen her zaman işlerinin gereğini yerine getirdikten sonra yani gereken çaba, efor sarf edilip gereken tedbir ve şarlar hazırlandıktan sonra Allaha tevekkül edip işleri Allaha havale etmesidir. Hangi şartlar altında olursa olsun hangi sıkıntıya maruz kalırsa kalsın kişi işimiz Allaha kaldı deyip bu yüce ismi hafife almamalıdır. Yoksa inanç açısından tehlikeli bir duruma düşer.
Kişi bu sözü kullanacak olursa da müspet anlamda ben ya da biz elimizden geleni yaptık işin gerisi Allaha kaldı demesi gerekir.
Gelin kayınpederinin yanında başı açık durabilir mi?
Müslüman bir kadın kendisine dinen yabancı olan erkeklerin yanında başını örtmek durumundadır. Kadınlar arasında veya babasının, erkek kardeşlerinin, amca veya dayısının, kayınpederinin yanında başı açık kalmasında dinen bir sakınca yoktur. Çünkü bunlar ona ebediyen haram olan insanlardır. Ebediyen haram olunca da bu insanların yanında başı açık kalmasında bir sakınca yoktur. Nitekim Allahu Teala Kuran-ı Kerimde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: Mümin kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, kendiliğinden görünen kısım dışında süslerini göstermesinler; başörtülerini yakalarının üzerini de kapayacak şekilde salsınlar. Babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), cariyeler, erkekliği kalmamış tabiler (yani yardıma muhtaç hale gelmiş ve erkekliği kalmamış yoksul ve düşkünler) ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak çağa gelmemiş çocuklardan başkasına süslerini göstermesinler. Gizli güzelliklerinin belli olması için ayaklarını vurmasınlar.
Kaç çeşit ibadet vardır?
İbadetler üç çeşittir:
1 Beden ile Yapılan İbadetler: Namaz kılmak, oruç tutmak gibi.
Beden ile yapılan ibadetleri her Müslümanın kendisi yapması gerekir. Başkasını vekil etmesi caiz değildir. Bir kimse başkasının yerine namaz kılamaz, oruç tutamaz.
2 Mal İle Yapılan İbadetler: Zekât vermek ve kurban kesmek gibi.
Bir kimse mal ile yapılan ibadetlerde başkasını vekil edebilir.
3 Hem Mal, Hem de Beden İle Yapılan İbadet: Hac vazifesi böyle bir ibadettir.
Parası olduğu halde hacca gidemeyecek derecede sakat, hasta ve çok yaşlı kimseler, kendi yerine bir başkasını bedel olarak hacca gönderebilir.
Günün Ayeti
İnsanlar adaleti ayakta tutsunlar diye kitabı ve mizanı indirdik.
Günün Hadisi
Biriniz rızkından kaçsa da, ecelin onu yakaladığı gibi, o onu bulur.
Günün Sözü
En mükemmel adalet, vicdandır.
Victor Hugo
Günün Duası
Allahım imanımızı ve sağlığımızı koru bizi razı olduğun kullarından eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Kuşluk namazı nedir?
Güneşin doğmasından yaklaşık 45-50 dakika geçmesinden, zeval vaktine kadar olan süre içinde kılınan nafile namaza denir.
Günün Nüktesi
Kalbiniz kırılacağına taş kırılsın
Sultan Mahmud-u Gaznevi hazretleri bir savaş sonunda çok kıymetli bir elmas yakut taşı ganimet olarak ele geçirir. Sonra taşı eline alarak baş vezirine, (Al bu taşı kır, paramparça et) der.
Baş vezir der ki:
- Aman efendim bu çok kıymetli ben bunu kıramam.
Sonra yanındaki diğer vezire aynı şeyi söyler. O da der ki:
- Bu çok kıymetlidir, kırılmaz bu.
Diğerlerinin hepsi aynı şeyi söylerler.
Sultan, özel hizmetçisi Ayazı çağırıp, (Al bu taşı kır) der. Daha demeye kalmadan Ayaz taşı yere vurup kırar, paramparça eder.
Padişah hiddetli bir şekilde der ki:
- Bre Ayaz sen ne yaptın, vezirler bunun çok kıymetli olduğunu söylediler. Nasıl kırarsın bunu?
Ayaz der ki:
- Efendim, ben taştan ne anlarım, benim için kıymetli olan sizin emrinizdir, sizin kalbinizdir, kalbiniz kırılacağına varsın taş kırılsın.
Sultan vezirlerine dönüp der ki:
- Ayazı niçin sevdiğimi anladınız değil mi? Sizin gibi beni bir taşa değişmedi.