İslam dininde çalışmanın ibadet sayılması için hangi şartlara riayet edilmesi gerekir?


  • Oluşturulma Tarihi : 11.01.2015 08:21
  • Güncelleme Tarihi :
İslam dininde çalışmanın ibadet sayılması için hangi şartlara riayet edilmesi gerekir? yazının resmi

     Çalışmak meşru bir işte olduğunda ve ibadetler ihmal edilmediğinde evet ibadettir. Yani çalışmanın ibadet olabilmesi için farzların yerine getirilmesi konusunda ihmal ve tembellik gösterilmemesi ve haramlardan kaçınılması şartına bağlıdır.   

      Nitekim iki namaz vakti arasında kalan diğer saatlerin, vakit namazları kılındığı takdirde bir ibadet şekline geleceği ve iki namaz arasında işlenen günahların affedileceği verilen müjdeler arasındadır.

      Meselenin bir başka yönü de, farzlarını yerine getiren, haramdan kaçınan kimsenin ailesi için çalışmasının da ibadet olduğudur. Bir hadislerinde kişinin kendisi, ailesi, çocukları ve hizmetçisi için harcadığı paranın birer sadaka olacağını bildiren Peygamberimiz başka bir hadislerinde de bununla ilgili olarak şöyle buyurur:

 “Allah yolunda sarf ettiğin, bir kölenin hürriyetine kavuşturulması için harcadığın, fakire sadaka olarak verdiğin, bir de ailen için harcadığın paranın hepsi hayırlıdır. Fakat bunlar içinde ailen için sarf ettiğin paranın sevabı hepsinden daha çoktur.”

      Buna göre farz ibadetlerini yerine getiren, günahlardan uzak kalan kimsenin meşru yani helâlinden olan çalışması ibadet hükmüne geçer.

 Üvey anne dinen anne gibi kabul edilir?

       Üvey anne, İslam dini nazarında anne, üvey evlat da normal evlat hükmündedir. Dolayısıyla üvey anne üvey oğlunun yanında başını aça bilir dinen de hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü bunlar dinen anne ve evlattır.

      Nitekim Allah Teâlâ Nur Suresinin 31. Ayetinde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara söyle: gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, kendiliğinden görünen kısım dışında süslerini göstermesinler; başörtülerini yakalarının üzerini de kapayacak şekilde salsınlar. Babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, Müslüman kadınlar, cariyeler, erkekliği kalmamış tabiler (yani yardıma muhtaç hale gelmiş ve erkekliği kalmamış yoksul ve düşkünler) ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak çağa gelmemiş çocuklardan başkasına süslerini göstermesinler.”  

Ayetten de anlaşıldığı gibi kadınlar, kocalarının başka kadından olma oğullarının yanında başları açık durabilirler.

Nisa Suresinin 22. ayetinde ise şöyle buyrulmuştur: “Babalarınızın nikâhladığı kadınları nikâhlamayın. Geçmişte olan oldu. O çirkin, çok iğrenç ve pek kötü bir yoldur!”

Buna göre üvey annelerle üvey çocuklar birbirlerine ebediyen haramdır. Haram oldukları için de üvey annenin üvey evladın yanında başı açık bırakmasında bir sakınca yoktur.

 Kişi yanılarak adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?

 Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.   

Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.

Gayrimeşru olarak dünyaya gelen çocuk hak hukuk açısından diğer çocuklar gibi mi kabul edilir?

      İslam dinine göre kimse kimsenin günahını ve suçunu yüklenmez yani bir anlamda herkes kendi yaptıklarının cezasını çekecektir.

     Nitekim bu konuda Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyrulmaktadır: Kimse başkasının günahını yüklenmez”  (İsra, 15).  Aynı şekilde Hz. Peygamber de bu konuda bir sözünde “Zinadan doğan çocuğa baba ve anneden dolayı günah yoktur” buyurmaktadır.

Buna göre zina sonucu dünyaya gelen çocuğun dünyaya geliş şeklinden dolayı bir günahı yoktur. Diğer nikahlı anne babaların dünyaya gelen çocuklarından da hak hukuk anlamında bir farkı yoktur

 Günün Ayeti

Allah’tan korkun ve yarın için önünüzden ne göndereceğinize bakın.

 Günün Hadisi

Allah Teala bir kulun hayrını diledi mi ölümünden önce salih amel işlemede muvaffak kılar!

Tirmizi, 2134

 Günün Sözü

Geceler uzundur. Onu uyuyarak kısaltma. Gündüzler aydınlıktır, onu günahlarınla karartma.

Muhammed İkbal

Günün Duası

Ya rabbi bugün hiçbir konuda bizi nefsimize ve şeytana uydurma.

Bunları biliyor muyuz?

Cariye Nedir?

Köle ve cariye, tarihte hukukî, iktisadî ve sosyal bakımdan hür insanlara göre daha aşağı bir statüde bulunan bir sınıfın adıdır. Bu sınıfın kadınları için cariye, eme, memlûke tabiri kullanılmaktadır.

Günün Nüktesi

Tesbihatın Önemi…

Muhacirlerin fakirleri Resulullah’a gelip dediler ki:

 – Servet sahibi Müslümanlar derece ve nimetler bakımından bizi geçtiler… Resulullah da:

 – Ne hususta, diye buyurunca, muhacir fakirler:

 – Biz namaz kılıyoruz, onlar da kılıyor; biz oruç tutuyoruz, onlar da tutuyorlar; fakat onlar sadaka verdikleri halde biz veremiyoruz; onlar köle azad ediyorlar, biz edemiyoruz, dediler.

Bunun üzerine Peygamber:

– Size, sizden ilerde bulunanlara yetişebileceğiniz, sizden geride, sizden aşağıda olanları geçebileceğiniz ve sizin yaptığınız gibi yapanlar müstesna, sizden başka kimsenin daha faziletli olamayacağı bir şey öğreteyim mi, buyurdu.

İslam dininde çalışmanın ibadet sayılması için hangi şartlara riayet edilmesi gerekir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık