İslam dini miras hukukuna büyük önem vermiştir. Kur’an ve sünnet miras ile ilgili naslar söz konusudur. Aynı şekilde mirası hak edecek kimselerin kimler olduğu, ne şekilde ve ne kadar miras alacakları teferruatlı bir şekilde anlatılmıştır. İslam dininde bir insanın mirastan mahrum bırakılabilmesi için her şeyden önce, o kişinin -Allah korusun- dinden çıkmış, irtidat etmiş olması lazımdır. Kişinin günahkar olması, birtakım dini vazifelerini ihmal etmesi mirastan mahrum bırakılmasını gerektirmez. Baba da olsa kişi evladını mirastan mahrum bırakamaz. Kaldı ki kişinin çocuklarına böyle bir ceza vermesi, müspet bir ıslah yolu da değildir. Bununla birlikte insan, hayattayken servetinde istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir. Lakin bazı kırgınlıklara da meydan vermemesi gerekir. Yani kişi hayattayken malını dinen haram olmayacak işlerde istediği gibi harcaya bilir, dağıtabilir… Ama öldükten sonra evladını ya da bir başka kişiyi mirastan mahrum etmesi hususunda vasiyet etmesi uygun değildir. Böyle bir vasiyeti olsa dahi geçersizdir.
Unutarak kılınmayan namazdan dolayı kişi günahkâr olur mu?
Unutularak kılınmayan namazların kılınmadığından dolayı bir günahı yoktur. Ancak bu nazmın en yakın zamanda kaza edilmesi gerekir. Zira herhangi bir sebeple vaktinde kılınmayan ve böylece yükümlünün zimmetine borç olarak geçmiş bulunan namazların bir tek ödeme yolu vardır, o da kılamadığımız namazları kılmaktır. Yani kaza etmektir. Bundan başka namazın zimmetten düşürülmesi için bir yol yoktur. Dolayısıyla hangi sebeple kazaya kalmış olursa olsun vaktinde kılınmamış bir namazın borcundan kurtulmak için illaki onu kaza etmek gerekir. Fidye veya para vermek ya da başkasına kıldırmak şekli ile bu namaz borcu ödenmez.
Hayırsız olan bir zaman ya da ay var mı?
Allah’ın bize bahşettiği bütün gün, gece, ay ve yıl yani zaman mefhumu değerli ve kıymetlidir. Allah indinde değersiz ve uğursuz bir zaman dilimi yoktur. Ancak bu zaman mefhumu içerisinde daha hayırlı ve bereketli zaman dilimleri vardır. Cuma gününün diğer günlerden, kadir gecesinin diğer gecelerden, ramazan ayının diğer aylardan daha hayırlı olması gibi. Ancak değersiz ve uğursuz bir zaman dilimi yoktur. Bu anlamda halk arasında var olan kameri ya da hicri aylardan olan safer ayının uğursuz ve belaların çokça olduğu inancı dinen doğru bir inanç değildir. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış cahiliye dönemine ait olup, dinimizde yeri yoktur. Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir. Şöyle ki bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber böyle bir anlayışı reddetmiştir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi Şerifinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Eşya da uğursuzluk yoktur, Safer ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde bir uğursuzluk yoktur.” (Müslim, “Selâm”, 102)
Erkeğin altın kaplama saat katması caiz mi?
Erkeğin altın kullanması veya takması dinen caiz değildir. Dolayısıyla erkeğin altın yüzük, kolye, bilezik… Takması haram olduğu gibi aynı şekilde altın bir saat de katması da haramdır.
Günün Ayeti
“Birtakım insanlar vardır ki ne ticaret ne de alışveriş onları, Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin allak bullak olacağı bir günden (ahiretten) korkarlar.”
(Nur, 24/37)
Günün Hadisi
“Kim: ‘Rab olarak Allah’ı, din olarak İslâm’ı, Resûl olarak Hz. Muhammed’i seçtim derse cennet ona vâcip olur”.
Ebu Dâvud, “Salât”, 361.
Günün Sözü
Dostuna da düşmanına da yardım et; çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla daha dost olursun.
Cledbul
Günün Duası
Allah’ım bizi ve aile efradımızı her daim senin yolunda ve rızanda olanlardan eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Farzı Ayın Nedir?
Beş vakit namaz, oruç, hac gibi, her mükellefin yapması gereken farz demektir. Bu farzı birinin bir başka Müslüman için yerine getirmesi kişiyi sorumluluktan kurtarmaz.
Günün Nüktesi
İlk Mescid…
Ebu Zer diyor ki, “Resulullah Efendimize;
“Yeryüzünde inşa edilen ilk mescidin hangisi olduğunu sordum,
“Mescid-i Haram” diye cevap buyurdu.
“Sonra hangisi?” diye sordum,
“Mescid-i Aksa” diye cevap buyurdu.
Ben,
“İkisi arasındaki süre ne kadardır?” diye sordum.
Şöyle cevap verdi: “Kırk yıl”
Sonra da Hz. Peygamber,
“Ey Ebu Zer! Bütün yeryüzü senin için mescittir. Nerede namaz vaktine girersen orada namazını kıl.
Namazın fazileti, vaktinde kılınmasındadır,” buyurdu.”
Buhari, “Enbiya”, 40.