Sayfa Yükleniyor...
Allah, yeryüzünde kendine halife yaptığı, akıl, irade, düşünme, okuma ve anlama yeteneği verdiği, iyiyi ve kötüyü, hayrı ve şerri birbirinden ayırt edebilme kabiliyeti ile donattığı insanı, Eşref-i mahlûkat olarak yaratmıştır. Yani mahlukatların en şereflisi olarak var etmiştir.
Eşref-i mahlûkat olarak yaratılmış olan insan, sosyal bir varlık olduğundan toplumda belli kurallara riayet ederek yaşaması gerekmektedir.
Belli kurallara riayet ederek yaşamak zorunda olan müminleri yüce dinimiz İslam, kardeş kabul etmiştir. Nitekim Kuran-ı Kerimde bu hususta şöyle buyrulmaktadır: Müminler ancak kardeştirler.(1)
Buna göre yeryüzünde yaşayan her Müslüman rengi, ırkı, kavmi, bölgesi ve cinsiyeti ne olursa olsun kardeştir.
İslam dininin tesis ettiği bu kardeşlik, Hz Peygamberin de hayatında önemli bir ilke olmuştur. Öyle ki Hz. Peygamber, İslam Dinini tebliğ ederken renk, ırk, dil, cinsiyet farkı gözetmemiş; tüm inananlara eşit yaklaşmıştır.
Sevgili Peygamberimiz, bir yandan Allah'ın varlığını, birliğini gönüllere nakşederken, diğer yandan de, ırkları, renkleri, dilleri ayrı olan insanları DİN KARDEŞLİĞİ adı altında birleştirip kaynaştırıyordu. Efendimizin bu uygulaması beşer ruhu üzerinde çok etkili olmuş, insanların cahiliye toplumundan kalma kin ve intikam ateşi sönmüştür.
Hz Peygamberin, meydana getirdiği kardeşlik öyle bir kardeşlik ki, onun heyecanı kan ve soy kardeşliğini geride bırakıyordu.
Habeşli köle ile Kureyşli asilzade kucaklaşıyordu. Mekkeli Muhacirlerle Medineli e
Ensar bir daha kopmamak üzere birbirine bağlanıyor tek kalp haline geliyordu.
Medinenin iki büyük kabilesi olan EVS ve HAZREC kabileleri yıllarca süren düşmanlığını İslam kardeşliği sayesinde sona erdiriyordu.
Hz. Peygamber, mümin kardeşlerin birbirilerine karşı hiçbir vasıfta üstün olmadıklarını bilakis üstünlüğün takvada olduğunu şu hadisinde müjdeliyordu:
Müslüman Müslümanın kardeşidir. Hiç birinin diğeri üzerinde, takva hariç üstünlüğü yoktur."(2)
Büyük sahabi Ebu zer el- Ğıfari her nasılsa bir gaflet eseri olarak Bilal-i Habeşi'yi habeşli siyah kadının oğlu" diye kınamıştı. İslam adına Hz. Bilal buna çok üzülmüştü. Bilalin üzüntüsünün sebebi Hz. Peygamber tarafından öğrenilince: Hz. Peygamber, Ebu Zerr'e Sen öyle bir adamsın ki sende henüz cahiliye devri kalıntısı var. Bilal'i annesiyle mi ayıplıyorsun".(3) buyurmuştur.
Allah Resulü, İslam kardeşliğini bozacak olaylara hemen müdahale ediyor, Müslümanların aralarındaki kırgınlığı anında gideriyordu. Aynı zamanda hadisleri ile bu kardeşliğin faziletine işaret ediyordu.
Birbirine kavuşan iki din kardeşinin misali, birbirini yıkayan iki ele benzer. İki mü'min karşılaştıklarında Allah birini diğerinden hayırla faydalandırır."(4) Din kardeşine onun gıyabına yardım eden kişiye, Allah hem dünyada hem ahirette yardım eder." (5) hadisleri buna işaret etmektedir.
Tarih boyunca İslam aleminde görülen birçok başarılar din kardeşliğinin eseridir. Buna karşılık meydana gelen her türlü çatışmalar ise din kardeşliğinin gevşemiş olmasının kötü sonuçlarıdır.
Sevgili peygamberimiz, Müslümanların birbirlerine kin, nefret, düşmanlık ve küslük gibi duygularla muamele etmemelerini istemektedir.
Birbirinize buğzetmeyiniz, birbirinize arka çevirip alakanızı kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz, hiçbir Müslümana kardeşiyle üç günden ziyade küs kalması helal olmaz."(6) hadisinde buna vurgu yapmaktadır.
Efendimiz, kamil bir mümin olabilmemiz için bizlere şu uyarıyı da yapmaktadır: Sizden biriniz kendi nefsi için isteyip arzu ettiğini, mümin kardeşi için de arzu etmedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz (7)
İşte bu yüzden birbirimizi sırf Allah rızası için, sevmeliyiz. Birbirimizle hayırda yardımlaşmalıyız. Birbirimize vefalı olmalı, kardeşimizi hor ve küçük görmemeliyiz. Affedici, paylaşmayı bilen, kendimiz için istediğimizi, mümin kardeşimiz için de isteyen hatta onları kendimize tercih edebilen kişiler olmalıyız.
Farklı kökenlerden gelen insanların bir arada yaşadığı günümüz toplumunda, arzu edilen birlik ve beraberliğin sağlanması, Hz Muhammedin bize gösterdiği bu kardeşlik hukuku ve sevgisiyle mümkündür.
Bu kardeşlik, dün bu topraklarda yaşandı, inanıyorum ki bugün de yaşayacaktır.
Hz. Peygamberin tavsiye ettiği kardeşlik hukukuna riayet etmemiz duası ile
1 Hucurat, 49,10.
2.Buhari, 3; Camiussağir, C.2 s.186
3.Sahih-i Buhari, c.1
4.İhya-ı Ulumuddin C,2,s.201
5.Camiussağir,C.2 s.182
6.Riyazussalihin. 3/150
7. Buhari; İman, 7