2

İtikaf nedir?


  • Oluşturulma Tarihi : 11.05.2020 21:14
  • Güncelleme Tarihi :

İtikaf fıkıhta bir mescitte belirli kurallara uyarak ibadet niyetiyle kalmak demektir. Buradaki kalma zaruri ihtiyaçlar olmadıkça dışarıya çıkılmayacak şekilde olmaktadır. İtikafın meşruiyeti Kur’an ve sünnetle sabittir. Nitekim Allah’u Teala bu hususta Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “… Mescitlerde itikaf halinde iken eşlerinizle birleşmeyin. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Onlara yaklaşmayın. Allah ayetlerini insanlara böyle açıklar, belki sakınırlar.” (Bakara, 2/187) Ayetten de anlaşıldığı gibi itikaf, Allah Teala tarafından uygun görülmüş ve belli kurallara uyarak bu itikafın yerine getirilmesi istenmiştir. Hz. Peygamber de Medine’ye hicret ettikten sonra vefat edinceye kadar her yıl Ramazan ayının son on gününde itikafa çekilirdi. Bu delillerden hareketle bir Müslüman’ın Ramazan ayının son gününde itikafa girmesi, sünnet-i müekkede olarak kabul edilmiştir. İmkan bulabilenler Peygamberimizin bu güzel sünnetini yaşatırlarsa büyük bir ecre nail olurlar.
Ortak olarak ekilen tarlanın ürününün zekatını kim verir?
Arazi mahsullerinin öşrünü, arazi sahibi değil, ürünün sahibi verir. Eğer malın sahibi tarlasını ekilmek üzere başka birisine vermişse mahsulün zekatını eken kişi öder. Arazi belli bir ücretle kiralanmışsa, zekatı kiracı öder. Eğer arazi, yarı yarıya ile kiralanmışsa, malın sahibi ve eken kişi, hisselerine düşen mahsulün zekatlarını ayrı ayrı verirler.
Birisinden alacağı olan kimse bu alacağının zekatını vermek zorunda mı?
Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekatı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatlar da ödenmelidir. İnkar edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekatının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse zekatını öder.
Harama harcayacağı kesin olan birisine yardım etmek caiz mi?
Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin dilenmesi dinen haramdır. Sıhhati yerinde olan, çalışacak ve ticaret edebilecek halde olan kimsenin de, yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, dilenmesi uygun değildir. Ancak aç veya hasta olanın yiyecek istemesinde bir sakınca yoktur. Fakat parasını harama sarf edene sadaka verilmez. Yani fakir diye dilenci, diye birisine para veriliyorsa o da gidip bu parayla içki içiyorsa, kumar oynuyorsa ona para verilemez. Buna göre eli ayağı tutan, çalışabilecek sıhhatte olanın bir günlükte olsa iaşesi olanın dilenmesi dinen uygun değildir.
Zekatı ramazan ayından sonraya bırakmak caiz mi?
Zekat vermenin belli bir zamanı olmayıp, farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yoktur. Yani zekat vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekatlarını vermeleri uygun olur. Dinen bu böyle olmakla beraber ramazan ayında hayırlı ibadetlerin sevabı daha fazla olduğu için Müslümanlar zekat ödemeyi bu aya denk getirmektedirler.
Vakfedilen malın zekatı var mıdır?
Fakir, yetim ve kimsesizlerin doyurulması, okutulması, cami, mescit, yol, köprü yapımı gibi amaçlarla hayır kuruluşlarına vakfedilen mallar zekata tabi değildir. Ancak oğluna, ailesine veya falanın oğullarına gibi belirli bir kişi veya kişilere yapılan vakıflar böyle değildir. Böyle vakfedilen mallar zekata tabidir. Çünkü bu durumda vakfedilen malların mülkiyeti vakfedenden vakfedilene geçmekte ve onda sürekli kalmaktadır.
Günün Ayeti
Namazı dosdoğru kılın zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz onu Allah indinde bulacaksınız. (Bakara, 2/110)
Günün Hadisi
Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır. (Tirmizi / Zekat, 26).
Günün Sözü
İdaresi az mal israf edilen maldan iyidir; çünkü idare edilen mal çoğalır, israf edilen mal azalır. Lokman Hekim
Günün Duası
Allah’ım oruç ve namazlarımızı affımıza vesile eyle.
Ramazan Kavramları
İtikaf Nedir?
Bir mescitte belirli kurallara uyarak ibadet niyetiyle kalmak demektir.
Günün Nüktesi
Hz. Osman’ın Cömertliği...
Hz. Ebu Bekir’in halifeliği sırasında Medine’de büyük bir kıtlık baş göstermişti. Halk ekmek yapmak için buğday bulamaz olmuştu. Hz. Osman da bu sırada Şam’a bir ticaret kafilesi göndermiş, oradan yüz deve yükü buğday satın alarak Medine’ye getirmişti. Bu miktar, halkın buğday ihtiyacını karşılayabilecek kadardı. Bazı tüccarlar derhal Hz. Osman’a müracaat ettiler. Şamdan getirdiği bu buğdayı satın almak istediler. Buğdayın bir ölçüsüne 4 dinar veriyorlardı. Hz. Osman, “Sizden daha fazla veren var” dedi ve buğdayı hiç kimseye satmak istemedi. Tüccarlar bu durumda teklif ettikleri fiyatı artırdılar. Fakat yine Hz. Osman’dan, “Sizden daha fazla veren var” cevabını aldılar. Nihayet buğdaya verebilecekleri en yüksek fiyatı verdiler. Fakat yine Hz. Osman’ın ağzından “Sizden daha fazla veren var” sözünden başka bir laf çıkmıyordu. Bazıları onun bu tutumunu, fırsat düşkünlüğüne ve çok kazanma hırsına bağlıyordu. Konuyu Halife Hz. Ebu Bekir’e anlatmaya karar verdiler. Ondan Hz. Osman ile aralarını bulmasını istediler. Halifenin huzuruna çıkarak durumu olduğu gibi anlattılar. Hz. Ebu Bekir anlatılanları sonuna kadar dinledi ve onlara, “Bu işte bir gariplik var” dedi. “Bana öyle geliyor ki siz Hz. Osman’ın sözünü iyi anlayamadınız. O, halkın ihtiyacını fırsat bilip ondan kar ve çıkar elde edecek kimse değildir. Böyle davranışının mutlaka bir hikmeti vardır. Haydi, beraber gidip konuyu bizzat kendisinden öğrenelim” dedi. Hep birlikte Hz. Osman’ın yanına vardılar. Hz. Ebu Bekir tüccarların anlattıklarını Hz. Osman’a söyledi. Ona malını niçin verilen fiyata satmadığını sordu. Hz. Osman’ın bu soruya cevabı şaşırtıcıydı. Hz. Osman sadece Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için buğdayı yoksullara ücretsiz dağıtacağını söyledi.

İtikaf nedir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık