İtikaf nedir?


  • Oluşturulma Tarihi : 03.05.2021 08:10
  • Güncelleme Tarihi :

İtikaf fıkıhta bir mescitte belirli kurallara uyarak ibadet niyetiyle kalmak demektir. Buradaki kalma zaruri ihtiyaçlar olmadıkça dışarıya çıkılmayacak şekilde olmaktadır. İtikafın meşruiyeti Kur’an ve sünnetle sabittir. Nitekim Allah’u Teala bu hususta Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “ … Mescitlerde itikaf halinde iken eşlerinizle birleşmeyin. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Onlara yaklaşmayın. Allah ayetlerini insanlara böyle açıklar, belki sakınırlar.” (Bakara, 2/187) Ayetten de anlaşıldığı gibi itikaf, Allah Teala tarafından uygun görülmüş ve belli kurallara uyarak bu itikafın yerine getirilmesi istenmiştir. Hz. Peygamber de Medine’ye hicret ettikten sonra vefat edinceye kadar her yıl Ramazan ayının son on gününde itikafa çekilirdi. Bu delillerden hareketle bir Müslüman’ın Ramazan ayının son gününde itikafa girmesi, sünnet-i müekkede olarak kabul edilmiştir. İmkan bulabilenler Peygamberimizin bu güzel sünnetini yaşatırlarsa büyük bir ecre nail olurlar.

Ortak olarak ekilen tarlanın ürününün zekatını kim verir?

Arazi mahsullerinin öşrünü, arazi sahibi değil, ürünün sahibi verir. Eğer malın sahibi tarlasını ekilmek üzere başka birisine vermişse mahsulün zekatını eken kişi öder. Arazi belli bir ücretle kiralanmışsa, zekatı kiracı öder. Eğer arazi, yarı yarıya ile kiralanmışsa, malın sahibi ve eken kişi, hisselerine düşen mahsulün zekatlarını ayrı ayrı verirler.

Esnafın satmak gayesiyle aldığı gayr-ı menkule zekat düşer mi?

Bir tüccar alış veriş yaparak kazanç elde edip dükkan ve bina gibi şeyler satın alırsa, şayet satmak üzere satın almışsa tabiatıyla ticaret eşyası olduğundan yıl sonunda yanında mevcut bulunan bütün ticaret malıyla birlikte hesaplayarak zekatını verecektir.Yoksa ticaret için değil, satın aldığı şeylerde oturmak veya kiraya vermek üzere satın almış ise artık ticaret malı sayılmadığından zekata tabi değildir. Ancak onlardan elde edilen kazanç nisaba bağlı olursa ve yanında bir yıl kalırsa zekatını verecektir.

Fıtır sadakası kimlere verilir?

Fıtır sadakasının sarf yerleri ile zekatın sarf yerlerinin aynı olduğu hususunda fakirler görüş birliği içindedir. Buna göre zekat dinen kime verilebiliyorsa aynı şekilde fıtır sadakası da verilebilir. Zekat dinen kime verilemiyorsa aynı şekilde fıtır da verilemez. Anne, baba, dede, nine, çocuk, torun gibi akrabalara normal zekat verilemediği için fıtır sadakası da verilemez. Bunun için her Müslüman ister normal zekat ister fıtır sadakası, zekatı olsun yerine getirirken hak eden kişilere vermesi gerekir.

Aldığımız veya ortak olduğumuz hisse senetleri zekata tabi midir?

Alınıp satılan hisse senetlerine yatırım yapan kişinin, sahip olduğu hisse senetlerinin değeri, nisap miktarına ulaşmışsa ve üzerinden bir yıl geçmiş ise 1/40 oranında zekatını vermesi gerekir.

Birisinden alacağı olan kimse bu alacağının zekatını vermek zorunda mı?

Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekatı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatlar da ödenmelidir. İnkar edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekatının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse zekatını öder.

Günün Ayeti

Siz Allah için verirseniz, Allah onun yerine daha iyisini verir. Sebe, 34/39.

Günün Hadisi

Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır. (Tirmizi / Zekat, 26).

Günün Sözü

Namaz kılan bir toplumun psikolojiye, zekat veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur. Cemil Meriç

Günün Duası

Ey affı ve mağfireti bol olan Allah’ım geçmişte işlemiş olduğumuz bütün günahlarımızı kıldığımız namaz ve tuttuğumuz oruçların hürmetine bağışla ve razı olduğun kullarından eyle.

Ramazan Kavramları

İtikaf Nedir?

Bir mescitte belirli kurallara uyarak ibadet niyetiyle kalmak demektir.

Günün Nüktesi

Abdestin Fazileti…

Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Rasulullah efendimiz buyurdular ki: “Mü’min abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür. Ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlanınca) günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar.”

İtikaf nedir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık