İnsanın kabirde birtakım sorulara muhatap olacağı ve dünyadaki ameline göre azap veya mükafat göreceği bir gerçektir.
Buna işaret eden birçok ayet-i kerime ve bunu anlatan birçok hadis-i şerif vardır. Bu konuda müstakil kitaplar da yazılmıştır. Sevgili peygamberimiz bir hadisi şerifinde kabir hayatını şöyle tasvir etmektedir: Kabir, ya cehennem çukurlarından bir çukurdur, ya da cennet bahçelerinden bir bahçedir.
Bundan anlaşıldığı ve başka hadis-i şeriflerde de dendiği gibi kabir, mümin için açılacak, genişletilecek ve gülistan olacaktır. Özellikle Allah yolunda şehit olanlara kabirde soru sorulmayacak ve kişinin yaptığı iyi ameller orada yardımına koşacaktır.
Kabirde azap görecek olan müminin gördüğü kabir azabı hatalarının kefareti olacak ve mahşere giderken yükü hafiflemiş olarak gidecektir.
Müminlerin bu konunun önemini kavramaları gerekir. Allah Resulü efendimiz, Lezzetleri parça parça eden (ölümü ve kabri) çok anın. Kabirden daha korkunç bir manzara görmedim buyurur. Bu kişinin kendine gelmesinin ve kendini yenilemesinin yollarından biridir.
Sonuç olarak İslam inancında kabir inancı haktır. Kişiler de dünyadaki yaşantılarına göre mezarda bir mükafat veya azap görürler.
Kesilen tırnakları yakmak caiz mi?
Kesilen tırnakları oraya buraya rast gele ayakaltına atmayıp toprağa gömmeli veya onları başka usullerle de olsa imha etmelidir. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Tırnaklarınızı kesiniz, kesintilerinizi gömünüz, parmak boğumlarınızı iyice temizleyiniz.
Bu hadisten de anlaşıldığı gibi kesilen tırnakları gömmek dinen en uygun olan davranıştır. Kesilen tırnakların gömülme sebebi ise Müslümanın vücudu, cesedi muhteremdir. Onun vücudundan düşen her şeyin bu hürmette bir payı vardır. Ayrıca, kesilen tırnak parçaları öteye-beriye saçılıp rastgele atılırsa, belki o tırnak parçaları yenilecek ve içilecek şeylerin içine düşer, insanın sağlığına zarar vermiş olur.
Ancak toprağa gömme imkanı yoksa tırnağı yakmakta ya da bir suya da bırakmakta sakınca yoktur.
İslamın bazı şartlarını yerine getirmeyenin imanı zarar görür mü?
Ehl-i sünnet inancına göre, amel imandan cüz değildir. Bu itibarla, dinden olduğu kesinlikle bilinen hükümlerin aslını inkar etmemek şartı ile bir kimsenin dini hükümlere riayet etmemesi onu din sınırları dışına çıkarmaz. Yani kafir yapmaz.
Ancak dinin emir ve yasaklarına uymayan bu kişi günahkar olur. İşlediği günahtan dolayı tövbe etmez veya Allah Teala da affetmezse ahirette cezasını çeker.
Fakat şunu da unutmayalım ki taviz tavizi doğurur misali kişi günah işleye işleye artık günahlara aldırmaz hale gelir. Öyle bir seviyeye gelir ki Allah muhafaza onun için iman olmuş olmamış pek bir anlam ifade etmez. Nitekim sevgili peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır. Kul bir günah işlediği zaman bu işlediği günahtan dolayı kalbine siyah bir leke düşer tövbe derde bundan dolayı pişman olup rucü ederse kalbindeki bu siyah leke silinir gider. Şayet tövbe etmese bu siyah leke zamanla işlenen günahlardan dolayı kalbin her tarafına sirayet eder o zaman da kalp kararır ve katılaşır.
Binaenaleyh günah işlemek kişiyi imandan etmiyor diye günahlara karşı vurdumduymaz olmamak gerekir. Bilakis hayatın her alanında ve zamanında günahlardan kaçınmamız gerekir.
Namazı cemaatle kılmanın fazileti nedir?
Cemaatle namaz kılmanın meşruluğu Kuran, sünnet ve icma delillerine dayanmaktadır. Allah Teala, Kuran-ı Kerimde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: Ve sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir bölümü seninle birlikte namaza dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar. Allahu Teala bu ayetten anladığımız kadarı ile savaş sırasında bile cemaatle namaz kılmayı emretmiştir. Korkulu anlarda cemaatle namaz kılmak emrediliyorsa, güven içinde bulunulduğu zaman öncelikle cemaat halinde namaz kılmak gerekir.
Hz. Peygamber de, cemaatle namaz kılmayı teşvik ederek şöyle buyurmuştur: Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.
Buna göre cemaatle namaz kılmak dinen çok güzel bir davranış ve Hz. Peygamberin de sünnetidir. Sevabı da münferiden kılınan namazdan 27 kat daha fazladır.
Günün Ayeti
Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı.
Günün Hadisi
Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır.
Günün Sözü
Bitkinin güzelliği tohumda İnsanın güzelliği ise kalbinde gizlidir.
Hz. Mevlana
Günün Duası
Allahım ömrümün geri kalanını geçmiş ömrümden hayırlı ve bereketli eyle.
Bunları biliyor muyuz?
İhtida Nedir?
Kişinin İslâmiyet'i seçerek Müslüman olması demektir.
Günün Nüktesi
Kötü huyludan bir şey isteme
Bir derviş zorda kalmıştı.
Birisi ona:
Çok zengin birisi var. Eğer senin zorda kaldığını bilirse sana yardımcı olacağını zannediyorum dedi.
Derviş: Ben onu tanımıyorum dedi.
Adam: Ben seni ona götüreyim dedi.
Dervişi alıp zenginin evine götürdü.
Derviş, karşısında dudağı sarkık, öfkeli ve asık suratlı bir adamı görünce hiçbir şey söylemeden oradan çıktı.
Dervişi zengine götüren adam:
Niye bir şey söylemedin? diye sorunca derviş: Onun yapacağı yardımını asık suratına bağışladım dedi.
Ekşi suratlıdan bir şey istememeli; ona ihtiyacını bildirmemelidir. Çünkü çirkin huyu ve kötü meşrebi yüzünden huzursuzluk olur.
Yani isteğin yerine gelmediği gibi bir de huzursuz olursun.
Gönlündeki gamı öyle birine söyle ki, güler yüzünden huzur ve rahat bulasın.
(Gülistandan seçmeler)