Sayfa Yükleniyor...
Adak’ın kelime manası, herhangi bir şeyi yapmaya söz vermektir. Dinî kavram olarak adak; Allah’ın rızasını kazanmak ve O’na tazimde bulunmak için, yapılması mecbur olmayan namaz, oruç ve kurban gibi farz ve vacip ibadet cinsinden bir şeyi yapmayı nezretmek suretiyle o ibadeti kişinin kendisine vacip kılmasıdır. Farz veya vacip ibadet cinsinden adanmış olan bir şeyi yerine getirmek vaciptir. Çünkü adak yapan kimse bu hususta Allah’a söz vermiş demektir. Bu gibi hükümlerin uygulanmasında ise, kadın ve erkek arasında fark yoktur. Ancak adanan adak kesildiği vakit bu adaktan bazı kimseler yiyemezler. Bunlardan birisi de karı kocadır. Şayet koca adak kurbanı kesecek olursa hanımı bu adağın etinden yiyemez. Aynı şekilde kadı adak kestiğinde bu adağın etinden kocası yiyemez.
İslam dininde ibadetler tevkifidir. Yani hem farz oluş gerekçelerinin hem de uygulamalarının her yönüyle akılla bilinmesi mümkün değildir. Aynı şekilde ibadetlerle ilgili hususlar Kur’an’da genel olarak emredilmiş, Hz. Peygamber’in uygulamasıyla belirgin hâle gelmiştir. Kur’an’da, namazların belli vakitlerde farz kılındığı ve kıyam, kıraat, rükû ve secde gibi birtakım rükünlerinin olduğu bildirilmiş ancak söz konusu ibadetin detayları ve namaz içerisinde yapılması gereken diğer davranışlar ile ilgili hususlar Hz. Peygamber’in sünnetine bırakılmıştır. Nitekim sevgili Peygamberimiz, “Beni namazı nasıl kılarken gördüyseniz siz de öyle kılınız” (Buhârî, “Ezan”, 18) buyurmuştur. Buna göre namazla ilgili genel hüküm, rükün ve şartlar veya kılınış şekli Kur’an’la, bunlara ilişkin ayrıntılar ise Hz. Peygamberin sünnetiyle belirlenmiştir.
Allah, insanı çevreleyen varlıkları hayranlıkla seyredilmeye değer bir ahenk ve güzellik içinde yaratmış, insanı da estetik duygusuyla donatarak onu güzel görünmeye, güzele ve güzelliğe meftun kılmıştır. Allah, insanları en güzel şekilde yaratmış, yaratmakla kalmamış, insanlara makul ve mutedil ölçüler içerisinde süslenmelerine, güzelliklerini korumalarına güzel görünmelerine de izin vermiş, hatta bunu teşvik etmiştir. Buna karşılık insanın yaratılışından gelen özellik ve şeklini değiştirmeyi, fıtrat bozmayı hedef alan tasarruf ve müdahaleleri yasaklamış, yaratılışı değiştirmenin şeytanın emrine uyma olacağı bildirilmiştir. Dövme de bu yanlış müdahalelerden bir tanesidir. Dövme yaptırma Hz. Peygamberin hadislerinde şiddetle lanetlenerek yasaklanmıştır. İslam fıkıhçıları dövme yaptırmayı Allah’ın yarattığı şekil ve surette kalıcı değişiklik meydana getirdiği için caiz görmemişlerdir. Aynı zamanda dövme yaptırma insanın vücuduna da eziyet verdiğinden İslam fıkıhçıları dövmeyi caiz görmemişlerdir.
Günün Ayeti
“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.”
(Nisa, 17/32)
Günün Hadisi
Yemeğin bereketi, yemekten evvel ve yemekten sonra elleri yıkamaktadır.
Tirmizî, “Şemâil”, 27.
Günün Sözü
“Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.”
Emile Zola
Günün Duası
Allah’ım bugün maddi ve manevi hiçbir emeğimizi boşa götürme.
Bunları biliyor muyuz?
Fakr Nedir?
Tasavvufta her zaman ve her işte kişinin kendisini fakir ve Allah’a muhtaç olduğunu bilmek demektir.
Günün Nüktesi
İyilik ve Kötülük...
Abdullah İbn Mes’uddan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Bir söz ve işte doğruluk varsa hayra ve üstün iyiliğe götürür. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah indinde sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir.
Yalan söylemek yoldan çıkmaya (fucûr) sürükler. Fucûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah indinde yalancı (kezzâb) diye yazılır.”
Buhari, “Edeb,” 69.