Sayfa Yükleniyor...
İslam dininde namaz için özel bir kıyafet yoktur. Tesettürü sağlayan teni gösterecek derecede ince, şeffaf ve vücut hatlarını belirtecek derecede dar olmayan her temiz elbise ile namaz kılmak caizdir.
Bu itibarla dar olmayan pantolon veya herhangi bir elbise ile hanımların namaz kılmasında dinen bir sakınca yoktur. Ancak hanımların, hanımlara mahsus kıyafetleri, erkeklerin de kendilerine mahsus giyim ve kıyafet şekillerini namazda tercih etmeleri daha evladır.
Birinin malına zarar veren kimse malın sahibini bulamıyorsa nasıl tazmin eder?
İsteyerek veya istemeyerek olsun bir kişinin malına zarar veren bir insan, şayet o kişiyi tanıyor veya bulma imkânı varsa bulmalı ve ona hakkını helal ettirerek zararını tazmin etmeli. Kişi ölmüşse mirasçılarına hakkı tazmin etmeli ya da onlardan helallik istemeli.
Şayet o kişiyi veya ailesini, mirasçılarını bulma imkânı yok ise onun adına bir hayır kuruluşuna veya fakir bir kişiye para yardımı yaparak hayırda bulunmalı.
Dua ederken elleri havaya kaldırmanın hikmeti nedir?
Dua ederken Allahın rahmeti bizlerin üzerimize yağıyor. Bizlerde bu rahmetten nasiplenmek için dua ederken ellerimizi rahmetin geldiği göklere doğru kaldırıyor daha sonra da bu rahmeti yüzümüze ve bedenimize sürüyoruz.
Nitekim Hz. Peygamber efendimiz Fatihayı okuduktan sonra ellerini mübarek yüzüne sürerdi. Hatta yatıp uzanırken okuduğunda vücuduna sürerdi. Dolayısıyla duada ellerimizi yüzümüze sürmek hem rahmetten nasiplenmeye vesiledir hem de sünnettir.
Ama illaki dua da ellerimizi havaya kaldırmak ya da yüzümüze sürmek zorunda mıyız? Hayır kaldırmak ve sürmek zorunda değiliz. Ama o zamanda güzel olan bir sünnetin sevabından ve uygulamasından uzak kalmış oluyoruz.
Okunan ezanı imamla beraber tekrar etmemek günah mı?
Ezan okunurken ezanı duyan Müslümanın bu ezanı tekrar etmesi dinen müstehap olan bir davranıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: Ezanı duyduğunuzda aynısını tekrar edin.
Ancak kişi meşgul ise ya da tekrar etme imkanı ve ortamı yoksa ezanı tekrar etmemesinde bir sakınca yoktur. Buna göre ezana icabet etmek güzel bir davranış olmakla beraber, kişinin bir işi varsa, ya da bir işle iştigal etmesi gerekiyorsa onu da yapmasında dinen bir sakınca yoktur.
Gusül abdestinden önce tırnak kesmek tıraş olmak caiz mi?
Cünüp kimse cünüpken tıraş olmamalı, tırnak kesmemeli, bedeninden herhangi bir parçanın ayrılmasına sebep olmamalıdır. Gusledip temizlendikten sonra bu temizlik işlerini yapmalıdır.
Cünüp olan kimsenin yıkanmadan tıraş olması ve tırnak kesmesi haram olmasa da mekruh görülmüştür. Mekruhun anlamı da yapılmaması daha iyi olan bir fiil demektir. İmam-ı Gazali Hazretleri, İhyâü Ulumud-Dîn kitabında şöyle diyor: Cünüp olan kimsenin tırnak kesmesi, tıraş olması, etek ve koltuk altını temizlemesi, kan aldırması veya vücuttan herhangi bir parça kopartması uygun değildir. Çünkü âhirette bütün vücut geri döneceğinden yıkanmadan kesilen veya tıraş olunan şey cünüp olarak dönecektir.
Buna göre cünüp olan kimse önce yıkanmalı daha sonra bu temizliği yapmalıdır.
Günün Ayeti
Gerçekten Allah'ın Kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler.
(Fatır Suresi 29)
Günün Hadisi
"Allah rahmeti yüz parça halinde yarattı. Doksan dokuzunu bıraktı. Yeryüzüne sadece bir parçasını indirdi. İşte bu bir parça rahmet iledir ki bütün varlıklar birbirine acımaktadır. At, (hayvan) yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır."
(Buhâri, "Edeb", 19)
Günün Sözü
İnsan dış gözü ile bakar fakat iç gözü ile görür.
Gazali
Günün Duası
Allahım bugün bizi malla, makamla, evlatla ve şehvetle imtihan etme.
Bunları biliyor muyuz?
Ceberut nedir?
Kahr, zorlama, hâkimiyet anlamındaki cebr kökünden gelen ceberût, hadislerde azamet, kibriyâ, zorbalık, cebbarlık anlamlarında kullanılmıştır.
Tasavvuf kavramı olarak ise mülk ile melekût âlemleri arasında veya melekût âleminin üstünde zaruretin hüküm sürdüğü âlem, Allah'ın zâtı, azamet ve celâl sıfatı anlamında kullanılmaktadır.
Günün Nüktesi
Hz.Peygamberin kardeşleri
Ebû Hüreyre radıyallahü anh şöyle anlatıyor:
Peygamber aleyhisselâm kabristana gelip buyurdu:
Selâm sizlere ey müminler topluluğunun diyarı! Ve biz de,,Allah dilerse muhakkak size ulaşacağız. Kardeşlerimizi görmeyi arzu ediyorum.
Ey Allah'ın Resulü, biz senin kardeşlerin değil miyiz? dediler. Peygamber aleyhisselâm:
Siz arkadaşlarımsınız. Kardeşlerimiz ise, henüz gelmemiş olanlardır.
Bunun üzerine:
Ey Allah'ın Resulü, ümmetinden henüz gelmemiş olan kimseyi nasıl bilir ve tanırsın? diye sordular. Peygamber aleyhisselâm:
Bilmiyor musun ki, siyah atlar arasında yüzleri ve ayakları beyaz olan bir atın sahibi kendi atını bilmez, tanımaz mı? buyurdu.
Evet, Allah'ın Resulü tanır, dediler. Peygamber aleyhisselâm:
Çünkü onlar abdest sebebiyle yüzleri, el ve ayakları bembeyaz, parlak olarak gelirler. Ve ben de onları Havzın kenarında beklerim. Dikkat! Bazı kimseler benim Havzıma yaklaştırılmayacaktır. Haydi geliniz! diye çağıracağım.
Onlar senden sonra değiştirdiler, denilecektir.
Ben de:
Yazık onlara! Diyeceğim.