Hayızlı bir bayanın, dua etmesi, Allah’ı zikir ve tesbih etmesi, kabirleri ziyaret etmesi caizdir. Bu bağlamda özel halde olan bir bayan Allah’la olan manevi irtibatını kesmemeli duayla, tesbihle, zikirle, Allah’a yönelmelidir.
Diğer yandan adet halinde bulunan bir kadın Kur’an okuyamasa ve ona el süremese de, Kur’an’ı dinlemesinde veya ona bakmasında da bir sakınca yoktur.
Bulduğumuz eşyayı kullanmamız dinen caiz mi?
Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir.
Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir:
Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır.
Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder.
Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz.
Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.
İbadetler hangi gaye ile yapılmalıdır?
Allah, Kur’an-ı Kerim’de mealen; “Ben insanları ve cinleri ibadet etmeleri için yarattım” (Zâriyat, 51/56) buyurur. Bu ayetten de anlaşıldığı gibi insanın görevi rabbine kulluk etmektir.
Bu kulluğunu da sadece ona yapmakla mükellef olduğu gibi aynı şekilde, “Ameller niyetlere göredir.” (Buharî, “İman”, 41.) Hadisine binaen de ibadeti sadece onun rızası için yapmalıdır.
Buna göre ibadetler Allah rızası için yapılmalı, bu gaye ile yapılan ibadet Allah’ın rızasını kazandırdığı gibi aynı zaman da cenneti de kazandırır.
Bunun yanında her mümin cennete gitme ve cehennemden uzaklaşma ister. Bunun için de ibadetlerini yapar. Ancak ibadetlerini cehennemden uzaklaşma ve cennete gitme isteği ile yaparsa ibadetlerin hikmet ve gayesini anlamamış olur. Onun için ibadetlerimizdeki gaye Allah’ın rızası olmalıdır. O rıza ki zaten cenneti kazandıracaktır.
İslam’da işlenen günahtan dolayı İstiğfar duası var mı?
İstiğfar, işlenilen günahlardan ve hatalardan dolayı Allah’tan af ve mağfiret dilemektir.
Kur’an-ı Kerîm’de işledikleri kötülüklerden pişman olup tövbe-istiğfarda bulunanlar övülmektedir. Nitekim bu hususta mealen şöyle buyrulmaktadır: “Ve onlar çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler.” (Âl-i İmrân, 3/135).
Kur’an-ı Kerim’de, “istiğfar duası” adında özel bir dua yoktur. Ancak içeriği bakımından “istiğfar” anlamı taşıyan pek çok dua vardır.
Ancak Hz. Peygamber seyyidü’l-istiğfar duası vardır. Hz. Peygamber’in “seyyidü’l-istiğfâr” (istiğfârın en güzeli) diye nitelediği dua şöyledir: “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla senin ahdin ve va’din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim; günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü senden başka hiçbir kimse günahları bağışlamaz.” (Buhârî, Daevât, 2).
Günün Ayeti
“Kim hayırlı bir iş yaparsa kendinedir. Kim de kötü bir iş yaparsa kendi aleyhinedir. Sonunda Rabbinize döndürülür, yaptıklarınızın hesabını verirsiniz.”
Casiye, 45/15.
Günün Hadisi
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın
Tirmizî, “Birr”, 55.
Günün Sözü
Sözünü, tesir edeceğini bildiğin zaman söyle.
Sadi Şirazi
Günün Duası
Allah’ım haftaya haramsız ve günahsız başlamayı ve haramsız ve günahsız bitirmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Vatan-i Asli
Kişinin kendisinin ve aile bireylerinin bulunduğu, sürekli yerleşmek ve yaşamak üzere karar verdiği yer demektir.
Günün Nüktesi
Neden bu kadar sakinsiniz?
Büyük bir arife sordular:
“Neden bu kadar sakinsiniz?”
Dedi ki;
Uzun zaman okumam ve tecrübelerimin neticesinde hayatımı beş esas üzerine kurdum:
1- Benim rızkımı kimsenin yiyemeyeceğini anladım ve sakinleştim.
2 – Allah’ın beni daima gördüğünü anladım ve hâya ettim.
3 – Benim işimi kimsenin yapamayacağını anladım ve çalışmaya koyuldum.
4 – Anladım ki işimin sonu ölümdür ve ona hazırlandım.
5 – Anladım ki iyilik ve kötülük her ikisi de kalıcıdır, dolayısıyla iyiliklerimi çoğalttım ve kötülüklerimi azalttım.