Kan kardeşliği kişileri dinen birbirine mirasçı yapar mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 11.11.2023 05:23
  • Güncelleme Tarihi :
Kan kardeşliği kişileri dinen birbirine mirasçı yapar mı? yazının resmi

Buna bağlı olarak, bu tarz kardeşlik kişiler arasında olan dini haramları helallaştırmaz, helalleri de haramlaştırmaz. Örneğin, kan kardeşliği evliliğe engel olmaz. Aynı şekilde birbiri ile dinen evlenebilecek kişiler arasındaki helal haram hususu kan kardeşliğinden dolayı değişmez. Aynı şekilde kan kardeşliği kişiler arasında miras hakkı doğurmaz. Yani birbirine kan kardeşi olmuş taraflardan biri vefat ettiğinde diğeri ölen kişiye mirasçı olmaz.

SPERM BANKASI OLUŞTURMAK DİNEN CAİZ Mİ?

İslam, nesillerin karışmaması için zinayı yasaklamış ve haram kılmıştır. Aynı şekilde zinaya götüren yolları da yasaklamış ve haram kılmıştır. İslam, nikahsız birlikteliği yasakladığı gibi ilişki olmadan da olsa nikahlısı olmayan birisinin spermini alarak hamile kalmayı da söz konusu gerekçeye binaen haram kılmaktadır. Bu gaye ile de sperm bankası oluşturmayı yasaklamaktadır. Çünkü kocası dışında yabancı bir erkekten alınan sperm ile bir kadının gebeliğinin sağlanmasına yönelik “sperm bankası” yöntemiyle hamile kalınmasının da “insanlık duygularını rencide etmesi ve zina unsurlarını taşıması” sebebiyle caiz değildir. Kadın veya erkekteki bir kusur sebebiyle, gebeliğin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı hallerde tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmada herhangi bir sakınca yoktur. Ancak bunun da belli şartları vardır. Döllendirilecek yumurta ve spermin, nikahlı eşlere ait olması ve döllenmiş olan yumurtanın, başka bir kadının rahminde değil yumurta sahibi annenin rahminde gelişmesi gerekiyor. Ayrıca bu işlemin, gerek anne-babanın; gerekse doğacak çocuğun ruhî ve akli sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağının tıbben sabit olması koşulu ile caizdir.

KUR’AN-I KERİM HZ. PEYGAMBERDEN SONRA NASIL TOPLANMIŞTIR?

Kur’ân’ın toplanması, mushaf hâline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber ‘e inen âyetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu.  yetler, inmeye devam ettiği için Peygamberin sağlığında Kur’ân, mushaf haline getirilmemişti. Hz Peygamber’in vefatından altı ay sonra, Yemâme savaşında birçok hâfızın şehit olması üzerine Hz. Ömer’in teşvikiyle Halife Hz. Ebû Bekir, Kur’ân-ı mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur’ân’ı vahiy meleği Cebrail’e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy kâtibi ve hâfız olan Zeyd ibn Sabit’e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur’ân’ı mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti. Bu mushaf, Hz. Osman zamanında yine Zeyd ibn Sabit’in başkanlığında Abdullah ibn Zübeyr, Sâid ibn As ve Abdurrahman ibn Hâris’den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Yeryüzündeki bütün mushaflar, bu ilk mushafların aynıdır.

Günün Ayeti

Her kim şahit olduğu gerçeği gizlerse, şüphesiz ki onun kalbi günahkârdır. Bakara, 2/283.

Günün Hadisi

Yolun hakkı; gözü haramlardan korumak, gelip geçene eziyet vermemek, verilen selâma mukabelede bulunmak, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırma vazifesini yerine getirmektir. (Buhâri, “Mezalim”, 22.)

Günün Sözü

Hayırlarda bulunmak, malı yitmekten korur. Hz. Mevlana

Günün Duası

Allah’ım bugün beni her türlü dünyevi, uhrevi sıkıntı ve yanlışlardan koru.

BUNLARI BİLİYOR MUYUZ?

Hakka’l- Yakin Nedir?

Yaşayarak elde edilen bilgi demektir. Kalp ile sezilip bizzat duyulan ve basiretle müşahade olunarak yaşanmak suretiyle hasıl olan bilgi mertebesidir. Bu bilgi yakîn ifâde eden bilgilerin en yüksek mertebesini teşkil eder.

Günün Nüktesi

Üç Adamın Yemini...

Hz. Enes, anlatıyor: Hz. Peygamber’in hanımlarının hâne-i saâdetlerine üç kişi gelerek Resûlullah’ın (evdeki) ibadetini sordular. Kendilerine sordukları husus açıklanınca kendi ibadetlerini az bularak: “Resûlullah kim, biz kimiz? Allah O’nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetmesine rağmen bu kadar ibadet ediyor. O halde bizim daha fazla ibadet etmemiz gerekir. Bunun üzerine içlerinden biri: “Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım” dedi. İkincisi: “Ben de hayatım boyunca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terk etmeyeceğim” dedi. Üçüncüsü de: “Kadınları ebediyen terk edip, onlara hiç temas etmeyeceğim” dedi. Aradan bir zaman geçtikten sonra hanımları bu durumdan rahatsız olarak kocalarını Hz. Peygambere şikayet ettiler. Hz. Peygamber onları bularak: “Sizler böyle böyle söylemişsiniz. Halbuki Allah’a yemin olsun Allah’tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyade kaçınanınız benim. Fakat buna rağmen, bazen oruç tutar, bazen tutmam, bazen gece namazı kılarım, bazen uyurum, kadınlarla da beraber olurum. (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmezse benden değildir” buyurdu. (Buhârî, “Nikah”, 1)

Kan kardeşliği kişileri dinen birbirine mirasçı yapar mı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık