Sayfa Yükleniyor...
Bir işin ya da fiilin haram olup olmaması zamandan ziyade İslama uygun olup olmamasına bağlıdır. Herhangi bir gecede ya da Kandilde nişan veya düğün yapmanın herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak zaman açısından nişan veya düğün haram olmamakla beraber yapılan düğünün şekli helallık veya haramlık açısından önemlidir.
Şayet yapılan merasimde kuran, mevlid ve benzeri sevap kazandıran şeyler okunursa bu düğün, nişan şekli hangi gün gece olursa olsun caizdir.
Ancak yapılan düğün kadınlı erkekli birbirine haram olan kişilerin karışık bir şekilde el ele ve benzeri şekilde oynaması şekli ile sazlı sözlü bir düğün ise yine hangi gün gece yapılırsa yapılsın dinen caiz değildir.
Hayır da şer de Allahtandır sözünün dini anlamı ne demektir?
Hayır ve şer Allahtandır, demek bunları yaratan Allahtır, demektir. Çünkü Yaratıcı Odur ve Ondan başka yaratıcı yoktur. Kula bakan yönüyle ise hayrı ve şerri irade eden, tercih eden kuldur. Bundan dolayı da insanlar hayır ve şer, iyi ve kötü bütün davranışlarından sorumludur.
Başka bir ifadeyle, amentüde ifade edildiği üzere her Müslüman kadere, hayır ve şerrin Allahtan olduğuna inanır. Yani âlemlerin yaratıcısı olan Allah Teâlâ hayrı da şerri de irade eder ve yaratır. Çünkü âlemde her şey onun irade, takdir ve kudreti altındadır.
Zira Âlemde ondan başka gerçek mülk ve kudret sahibi kimse yoktur. İnsan, hayrı da şerri de kendi iradesi ile kazanır. Ancak Allahın hayra rızası vardır, şerre ise yoktur. Hayrı seçen mükâfat, şerri seçen ceza görecektir. Şerrin Allahtan olması, kulun fiilinin meydana gelmesi için Allahın tekvini iradesinin ve yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa Allah kulların kötü filleri yapmalarından hoşnut olmaz, şerri emretmez bilakis yasaklar.
Kuran-ı Kerim ayetleri nasıl bir araya toplanmıştır?
Kur'ân'ın toplanması, mushaf hâline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber 'e inen âyetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu. Âyetler, inmeye devam ettiği için Peygamberin sağlığında Kur'ân, mushaf haline getirilmemişti.
Hz Peygamber'in vefatından altı ay sonra, Yemâme savaşında birçok hâfızın şehit olması üzerine Hz. Ömer'in teşvikiyle Halife Hz. Ebû Bekir, Kur'ân-ı mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur'ân'ı vahiy meleği Cebrail'e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy kâtibi ve hâfız olan Zeyd ibn Sabit'e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur'ân'ı mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti.
Bu mushaf, Hz. Osman zamanında yine Zeyd ibn Sabit'in başkanlığında Abdullah ibn Zübeyr, Sâid ibn As ve Abdurrahman ibn Hâris'den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Yeryüzündeki bütün mushaflar, bu ilk mushafların aynıdır.
Günün Ayeti
Kim yolunu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışırsa, her işinde ona bir çıkış imkanı sağlar ve ummadığı, hesaplayamadığı bir yönde onu rızıklandırır.
Talâk 65/ 2-3
Günün Hadisi
İman ve amel iki arkadaştır. Her biri ancak diğeriyle ayakta durur.
Camiüs- Sağir, No: 1684
Günün Sözü
"Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter."
Günün Duası
Allahım bugün beni hep güzel ve hayırlı haber alan ve güzel ve hayırlı haber veren kullarından eyle.
Bunları biliyor muyuz?
İktida Nedir?
Cemaatle namaz kılınırken imama uymayı ifade eder. İmama uyan kimseye de muktedî denir. İmâma uymanın sahih olmasi için, muktedinin hem namaza, hem de imama uymaya niyet etmesi gerekir. Kadınların imama uymalarının sahih olması için kendilerinin böyle niyet etmelerinin yanında, imamın da imamlığa niyet etmesi gerekir.
Günün Nüktesi
Senin Ağlaman beni ağlattı
Resulullah, bir gece zevcesi Ümmü Selemenin evinde idi. Gece yarısı uykudan kalkıp evin karanlık bir köşesinde dua ve ağlamakla (Allaha yalvarıp yakarmakla) meşgul oldu. Ümmü Seleme, Resulullahı yatağında görmeyince kalkıp onu aramaya koyuldu. Bir de baktı ki Resulullah evin karanlık bir köşesinde durup ellerini göğe kaldırmış, ağlayarak Allaha şöyle yalvarıp yakarıyor:
Allahım! Bağışladığın nimetleri benden esirgeme. Beni, düşmanların bana gülme vesilesi kılma, kıskançları bana musallat etme. Allahım! Beni kurtardığın kötülük ve çirkinliklere geri çevirme. Allahım! Beni hiçbir zaman ve hiçbir an kendi başıma bırakma; kendin beni her şeyden ve her afetten (beladan) koru.
Ümmü Seleme Resulullahin bu durumunu görünce ağlayarak kendi yerine döndü. Resulullah Ümmü Selemenin ağlama sesini duyunca, ona doğru gidip ağlamasının sebebini sordu.
Ümmü Seleme şöyle dedi: Ya Resulallah! Senin ağlaman beni ağlattı. Sen neden ağlıyorsun? Siz Allah indinde olan onca büyük makam ve yakınlığınıza rağmen Allahtan böyle korkuyorsunuz, Allahtan bir an bile sizi kendi başınıza bırakmamasını istiyorsunuz, o halde vay bizim halimize!