Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı... gibi namaza engel necasetler bulunmamalıdır. Tesettüre uymak ve temiz olmak şartı ile iş elbisesi ve pijama ile namaz kılınabilir. Bu itibarla, işin cinsine göre iş elbisesinde bulunan madeni yağlar, pas ve benzeri kirler namazın sıhhatine engel değildir. Ancak kişi, camiye veya mescide gidecekse temiz elbise giymesi Kur’an’ın emridir. Örf, adet ve medeniyet gereği olarak camiye veya cemaate giden kimsenin en güzel elbiselerini giymesi cemaate saygının bir gereğidir. Gerek evde, gerek diğer yerlerde tek başına da olsa namazların temiz ve güzel bir kıyafetle kılınması, şüphesiz daha iyidir. Ancak çalıştığından gerek vakit gerekse kıyafet bakımından böyle bir imkanı yoksa iş elbisesi ile namaz kılmasında bir mahzur yoktur.
Ebeveynin hakkı inanç ile bir ilgisi var mıdır?
İslam, ana-baba hakkını çok önemser ve kutsal kabul eder. Öyle ki İslam’da cennetin bir yolu da anne babanın rızasından geçtiği kabul edilmektedir. İslam, evlada anne ve babasına karşı hürmetkâr ve aynı zamanda hizmetkâr olmasını emretmektedir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Mealen bu konuda: “Anne ve babana of bile demeyeceksin” (Îsra, 17/ 23) buyrulmaktadır. Onun için evlat daima anne ve babasının emrinde ve hizmetinde olması gerekir. Şu kadar var ki, anne ve babasına yaptığı hürmet ve hizmet, İslami durumuna zarar vermeyecek şekilde olmalıdır. Yani ihtiyaçlarını dinî esasları ihlal etmeden karşılayacak. Nitekim Hz. Peygamber döneminde birçok sahabenin ana-babaları ilk günlerde İslâm’ı kabul etmemiş, hatta İslâm’ın zıddı bir putperestlikte kalmışlardı. Bunlar da evlatlarına baskı yapıyor, İslâm’ı terk etmelerini istiyorlardı. Gelen vahiyle, ana-babanın İslâm’a aykırı isteklerine uymamak gerektiği emredildi, ama onları bütünüyle de terk etmemek gerektiği bildirildi. Mümkün olduğu kadarıyla hizmetlerinde bulunmayı, dinî emirlere zıt düşen isteklerine uymadan gönüllerini almaya çalışmaları emredildi. Buna göre her çocuk anne ve babasına bakmak, emir ve isteklerini yerine getirmek zorundadır. Ama istekleri İslam dininin esas ve emirleri ile çatıştığı anda onların bu isteğini yerine getirmeyecektir. Faraza anne ve baba İslam’dan ayrıl veya namaz kılma diyorsa evlat bu isteklere boyun eğmeyecektir. Eğmek zorunda da değildir. Eğmesi durumunda ise günahkâr olur. Dolayısıyla anne ve baba ister Müslüman olsun ister gayrı Müslim olsun evladının üzerinde aynı hakkı vardır.
Namazdan önce kamet getirmek farz mı sünnet mi?
Kâmet, farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan lafızlarına benzeyen sözlerdir. Ezandan farklı olarak, “hayya ale’l-felâh” cümlesinden sonra, “kad kameti’s-salât” cümlesinin eklenmesidir. Namaz, ister cemaatle, isterse tek başına kılınsın fark etmeksizin ki her farz namazdan önce kâmet getirmek sünnettir.
Günün Ayeti
“Sizi emziren analarınız, sütkardeşleriniz size haram kılındı.”
4/23)
Günün Hadisi
“Bir kimse bir şey için yemin eder, sonra da ondan daha hayırlısını görürse yeminini bozsun ve kefaret versin” buyurulmuştur.”
(Müslim, “Eymân”, 11)
Günün Sözü
Allah sadece kalbi verir içini sen doldurursun.
Şems-i Tebrizi
Günün Duası
Allah’ım bugün kalbimizi, niyetimizi ve amelimizi bir eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Sahihayn Nedir?
Kur’ân-ı kerîmden sonra, doğru oldukları, bütün İslâm âlimleri tarafından tasdîk edilmiş olan altı hadîs kitâbından Sahîh-i Buhârî ile Sahîh-i Müslim’in ikisine birden verilen isim demektir.
Günün Nüktesi
Ya cennete girecek bir amelin yok deseler…
İbrahim Edhem Hazretleri bir gün hamama girmek istemiş.
Hamamcıya:
— Param yok, hamama girmeme müsaade etmez misiniz? demiş.
Hamamcı,
Parasız hamama girilmez diyerek hamama sokmadı,
İbrahim Edhem, ısrar etti ise de hamamcı kabul etmedi.
Boynu bükük olarak hamamdan ayrılan İbrahim Edhem, öyle bir bağırış bağırdı ki yer gök inledi...
Bu sesi duyan halk, ağlamakta olan İbrahim Edhem’in başına toplanıp:
— Bu kadar feryada hacet yok, hamam parasını biz verelim de ağlama dediler.
İbrahim Edhem, toplanan kalabalığa şöyle seslendi:
—— Ey ahalî! Siz, benim hamama giremediğim için mi ağladığımı sanıyorsunuz?
Ben hamama giremediğim için ağlamıyorum. Ben dünyada iken parasız hamama bile sokmuyorlar... Ya ahirette de senin cennete girecek bir amelin yok diye kapıdan geri çevrilirsem benim halim ne olur? diye ağlıyorum...
Çünkü salih ameli olup oraya girmeyi hak etmeyenleri içeri sokmayacaklar, buyurdu...