Sayfa Yükleniyor...
Halk ararsında Hz. Süleyman döneminde yaşanan bir kuraklık sırasında bir karıncanın yağmur yağması amacıyla yaptığı dua olarak inanılan ve bu sebeple "karınca duası" denen dua, güvenilir hadis kaynaklarında yer almamaktadır.
Ancak halk arasında yaygın olan bu duanın içeriği, esma-i hünsanın yani Allahın bazı isimlerinin sıralanması, Allah Teala'ya yönelik bazı hitaplar ve bereket talebinden ibarettir.
İçerisinde Allahın isimleri ve güzel dualar bulunduğundan ve içeriğinde dine aykırı bir yön bulunmadığından söz konusu duayı okumakta sakınca yoktur. Olamadığı gibi okunması halinde inşallah bir bereket vesilesi olacağına da inanılır.
Yapılan yeminin yemin sayılması için illaki Allahın adı ile mi yapılması gerekir?
Allahtan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Evime kavuşmak nasip olmasın, Çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi lafızlar ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez.
Böyle bir söz yemin sayılmadı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle sözler ve yeminler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allaha yemin etsin veya sussun. (Buhârî, Eymân 4).
Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez. Allah adının anılmadığı yeminler yemin sayılmamakla birlikte bazı fıkıhçılara göre Kuranı Kerime el basılarak edilen yeminler yemin sayılmaktadır.
Allah'ın isminin yatak odasında bulunmasında bir sakınca var mı?
Bu mübarek isimlerin bulunduğu odada yatmamızda bir mahzur yoktur. Fakat elbise değiştireceğimiz zaman tesettüre dikkat göstermemiz ve bu mübarek isimlere karşı açık bulunmamamız İslami terbiye icabıdır ve de daha evladır.
Kişi kardeşinin adağından yiyebilirler mi?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.
Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Kişi bayram, tatil gibi durumlarda doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?
İnsanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği ya da içinde sürekli olarak barınmayı kastettiği yere asli vatan (vatan-ı asli) denir.
Yetişkin bir kimse doğup büyüdüğü, ya da sürekli yaşamak üzere temelli yerleştiği asli vatanını terk edip her hangi bir sebeple sürekli yaşamak üzere bir başka yere yerleşirse burası onun asli vatanı olur ve eski asli vatanının hükmü ortadan kalkar. Eski asli vatanında anne-babasının veya yetişkin çocuklarının bulunması durumu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur.
Buna göre bir kimse sürekli yaşamakta olduğu vatanından ayrılıp, ziyaret vb. amaçlarla 90 km. ve daha uzak yerde yerleşik olan anne-babasının yanına giderse seferilik hükümlerine tabi olur. Dolayısı ile gittiği yerde 15 günden daha az kalmaya niyet ettiği takdirde seferi olur.
Cemaatle kılınan namazda ön saf dolmadan arka safta namaza durmak caiz midir?
Cami içinde ön taraflarda boşluk varken, zaruret bulunmadıkça gerilerden imama uymak caiz ise de mekruhtur.
Günün Ayeti
Ey iman edenler hep birden barışa girin sakın şeytanın peşinden gitmeyin
Günün Hadisi
Muhtaç olmadan dilenen, ateş koru yutan kimse gibidir.
Günün Sözü
''Bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir.''
Hegel
Günün Duası
Allahım bizi ve sevdiklerimizi nice bayramlara ve mutluluklara eriştir.
Bunları biliyor muyuz?
İftitah Tekbiri nedir?
Namaza tekbirle başlandığı için "İftitah tekbiri" denmiştir. Namaz içinde bazı şeylerin yapılması bu tekbirle haram kılındığı için buna,"tahrim tekbiri", "tekbiretü'l-ihram" da denilir
Günün Nüktesi
Niçin bu kadar dünya daldınız?
Evliyadan birinin dünya da bir giyecek elbisesi, bir de elindeki bastonundan başka hiç bir şeyi yokmuş. Başka bir evliyanın da her türlü dünya nimetleri, evleri, altınları vs. varmış.
Dünyaya meyletmeyen evliya, bir gün; "şu evliyanın yanına gideyim de, bunu Allah için uyarayım, benim üzerime vazifedir" diyerek yola çıkar. Ve diğer zengin olan evliyanın evine varır.
Kapıda hizmetçiler karşılayıp içeri alırlar. Biraz dinlendikten sonra, bastonunu hizmetçilerden birine vererek evliyanın huzuruna girer, girerken de bastonu aklına gelir; "yahu bu hizmetçi bastona bir şey yapar mı?" diye de gönlünden geçirir.
Nihayet diğer evliyanın yanına varır ve sorar; "niçin bu kadar dünya nimetlerine daldınız?" der.
Diğer evliyada cevap verir; "bu nimetler, senin bastonun kadar da olsa, benim gönlümde hiçbir iz bırakmadı" der.
Mal varlığı çok olan insanlardan; "Allah beni çok seviyor da veriyor" diyen aldanır. Mal varlığı hiç yok ama ibadeti çok ve iyi olanlardan; "Allah benden iyi kul mu bulacak?" diyen de aldanır.