Sayfa Yükleniyor...
Kefenlenmiş ölüye son defa bakmakta bir sakınca var mı?
Cenaze yıkanıp kefenlendikten sonra yüzünün açılarak yakınlarına veya dostlarına son kez gösterme de ya da onu öpmelerinde bir sakınca yoktur. Nitekim Hz. Peygamberin oğlu İbrahim vefat ettiğinde böyle yaptığı bilinmektedir.
Aynı şekilde Hz. Peygamber Efendimiz vefat ettiğinde Hz. Ebû Bekirin de onun yüzünden örtüyü kaldırdığı, sonra da üzerine kapanıp, iki kaşının arasını hürmetle öptüğü ve ağlamağa başladığı hadis kaynaklarında nakledilmektedir (Ebû Dâvud, Cenaiz, 31).
Ancak ölü kadın ise, kadın cenazenin yüzüne mahremi olan erkeklerle, kadınların bakmaları caizdir. Fakat mahremi olmayan erkeklerin herhangi bir zaruret bulunmadıkça kadın cenazenin yüzünü açıp bakmaları mekruh görülmüştür.
Namaz kılarken secdede en az ne kadar beklemek gerekir?
Fıkıh dilinde, rüku ve secdede beklemeye tadili erkan denir. Tadili erkan, rükünleri düzgün, yerli yerinde ve düzenli olarak yapmak demektir. Namaz, müminin miracı ve İslam'ın ana direklerinden bir direk olduğundan kılındığında belli bir hassasiyet, önem ve düzgünlük içerisinde kılınması lazım.
Tadili erkana uyularak kılınan namaz, şekil olarak düzgün ve kıvamında yerine getirilmiş olur. Böyle bir ehemmiyet içinde kılınan namaz "üstün körü" kılınmadığından bilakis tabiri caizse "dört başı mamur" kılınmadığından Allah indinde makbul olur. Böylece namazdan beklenen ibadet amacı da hasıl olmuş olur.
Tadili erkan, Şafii, Hanbeli, Maliki ve Hanefi fıkıhçısı Ebu Yusuf'a göre farzdır. Bu fıkıhçılara göre namazda tadili erkan mutlaka yerine getirilmesi gerekir. İmam-ı Azam Ebu Hanife'ye göre ise tadili erkan vaciptir.
İslam fıkıhçılarından anlaşılan şudur ki namazda tadili erkan farzdır. Namazda dinin temel direklerinden bir direk olduğundan, namaz kılarken özellikle rükuda, rükudan doğrulmada secdede ve iki secde arasındaki oturuşta dikkat edilmesi gerekir. Buralarda en aza bir suphanallah diyecek kadar beklemek gerekir. Yoksa namaz eksik kaldığından fasit olur.
Ölmeden mirası dağıtmak caiz mi?
İslamiyet de ölüm hak, miras helal diye bir söz vardır. Kişi ölmediği sürece malı miras olmaz ve yakınlarına miras olarak intikal etmez. Yaşamakta olan mal sahibi malını, helal ve caiz olmak şartıyla dilediği gibi harcar, tüketir ve -akrabası olsun, olmasın- istediğine verir. Yakınlarının ona "Bizim mirasımızı azaltıyor veya yok ediyorsun" deme hakları yoktur.
Mümin, yakınlarına miras bırakmakla yükümlü değildir, ihtiyaç içinde iseler onların nafakaların (geçimlerini) temin etmekle yükümlüdür. Nafaka temin ödevini yerine getirmekte olan bir mümin, geriye kalan malı üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir.
Buna göre kişi ölmeden önce malını istediği gibi kullanma hakkına sahiptir. Kişi ölmeden önce ister malını dağıtır, ister yiyer, ister miras bırakır, isterse de çocukları arasında ölmeden dağıtabilir. Bütün bunlar caizdir ve de geçerlidir.
Erkeğin saç uzatması dinen caiz mi?
Saçı temizlemek, taramak, koku sürmek Hz. Peygamberin teşvik ettiği hususlardandır. Zira bu konuda Hz. Peygamber: Saçı olan kişi bakımına özen göstersin buyurmuşlardır.
Bu itibarla saçların temizliğine dikkat etmek şartıyla erkeklerin saçlarını uzatmalarında ve dilediği şekilde taramalarında dinen bir sakınca yoktur. Ancak bu kimselerin bulundukları ortamdaki örfü de dikkate almaları daha doğru olur.
Günün Ayeti
Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?
Enam 32
Günün Hadisi
Allah yoluna birbirlerini sevenler, arşın gölgesinden başka gölge olmayan o günde, arşın gölgesindedirler.
Günün Sözü
Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.
Sokrates
Günün Duası
Allahım bu hafta hiçbir Müslümanı darda ve sıkıntıda bırakma
Bunları biliyor muyuz?
Temkin vakti nedir?
Güneşin doğuş, batış vakti ile namaz vakitlerinin hesaplanmasında, vakitlere eklenen veya çıkarılan zamanı ifade etmektedir.
Günün Nüktesi
Cennete Zahmetsiz Girilmez
Halife Ömer bin Abdülazizin oğlu, devletin hazinesinden sorumlu idi. Bayram arifesine rastlayan bir gün, Ömer bin Abdülazizin kızları yanına gelerek;
Baba, yarın bayram! Halkımızın kızları ve kadınları bizleri ayıplıyorlar ve sizler, müminlerin emirinin kızlarısınız, buna rağmen giyecek güzel bir elbiseniz yok. Siz şu beyazdan başka elbise giymez misiniz? diyorlar dediler ve ağlamaya başladılar. Ömer bin Abdülazizin bu durum karşısında göğsü daraldı, kalbi sıkıştı, hazineden sorumlu oğlunu çağırarak;
Bana bir aylık maaş ver dedi. Oğlu;
Ey müminlerin emiri! Siz aylığınızı önceden aldınız, bir ay daha yaşayacağınızı mı düşünüyorsunuz ki bir aylık maaş alıyorsunuz? dedi.
Ömer, oğlunun sözünü hem şaşkınlıkla karşıladı hem de takdir etti. Ona;
Oğlum, ne güzel söyledin. Allah, seni mübarek kılsın dedi ve kızlarına dönerek;
Arzularınızı içinizde tutun. Biraz sabırlı olun, çünkü Cennete hiç kimse zahmetsiz giremez dedi.