Müslümanların ve ehl-i kitap denilen Yahudi ve Hıristiyanların usulüne göre kestikleri hayvanların etleri yenir.
Ateşe, güneşe, yıldızlara, puta tapanların dinden yani İslam’dan irtidat edenlerin, dine ve Allah’a inanmayanların ise kestikleri hayvanların etleri yenmez.
Farz-ı Kifaye nedir?
Bazı Müslümanların yerine getirmesi ile e diğerlerinden düşen ibadetlerdir. Cenaze namazı gibi… Farzların yapılmasında büyük sevaplar vardır. Özürsüz olarak yapılmamaları da, Allah’ın azabını gerektirir. Kifaye olan farzı, Müslümanların bir kısmı yapmadığı takdirde, bundan haberi olan ve bunu yapmaya gücü yeten bütün Müslümanlar Allah katında sorumlu olup günah işlemiş bulunurlar.
Mesela: ortada bir cenaze varsa ve hiç kimse onun namazını kılmıyorsa, naaşını gömmüyorsa orada olan bütün Müslümanlar bundan dolayı sorumludurlar. Cenazeyi kaldırmazlarsa, namazını kılmazlarsa hepsi de günah işlemiş olurlar.
Âhir zaman nedir?
Dünyanın sonu anlamına kullanılan bir kavramdır. İslâm inancına göre, âlemin başı olduğu gibi sonu da vardır. Ancak bu sonu bilmek insan gücünün dışındadır.
Hz. Peygamber'den sonra elçi gönderilmeyeceği için ona ahir zaman Peygamberi, ümmetine de ahir zaman ümmeti denilmektedir.
Otuz iki farz nedir?
Yapılması dinen kesin olarak emredilen işlere “farz” denir. Farzlar sübutu ve delâleti kesin olan ayet ve hadis delillerine dayanır. Farzı ifa etmek sevabı; terk etmek ise azabı gerektirir. İman, temizlik ve ibadet konularında her ergin ve akıllı müslümanın fert olarak yerine getirmek zorunda olduğu farzların sayısı otuz iki olarak meşhur olmuştur.
Ancak İslâm'ın bütün emirleri bunlardan ibaret olmayıp; medenî, borçlar, ticaret, ceza hukuku ve benzeri alanlarda da uyulması gereken prensipler vardır. Otuz iki farz; iman, İslâm, abdest, gusül, teyemmüm ve namaz konularına aittir.
Yemeği oturarak yemek farz mı?
Yemek yemenin adaplarından birisi de oturarak yemek ya da içmektir. Ancak gerek meşguliyetten gerekse başka gerekçelerden dolayı ayakta yemek ya da içmek caizdir. Fakat ayakta yemek içmek caiz olmakla birlikte mekruhtur.
Buna göre ayakta yemek içmek mekruh olmakla birlikte caizdir. Ancak yemek adabı açısından oturarak yemek ve içmek imkanı varsa ayakta yememek içmemek daha evladır.
Günün Ayeti
And olsun ki, insana nimetimizi tattırır sonra onu ondan çekip alırsak, o şüphesiz umutsuz bir nanköre döner.
Hûd, 11/9.
Günün Hadisi
Alıcı olmadığınız halde, fiyatları kızıştırmak için müşteri ile satıcının aralarına girmeyin.
Buhari, “Büyû”, 58.
Günün Duası
Allah’ım sen halimizi bizden iyi bilirsin, bizim için hayırlısı ne ise onu bize nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Selef-i Sâlihîn kimdir?
Ashab, tabiîn ve tebe-i tabiîn gibi Rasûlüllahın asrına en yakın yaşayan Müslümanlardır. Bunlar inanç, ibadet ve diğer yaşantılarıyla bütün sapık ve bid'at sayılabilecek düşünce ve davranışlardan uzak kimselerdir.
Günün nüktesi
Miras…
birinde Ebu Hureyye sokakta gördüğü insanlara: “Burada boşu boşuna ne dolaşıp duruyorsunuz? Mescide koşun; orada Resül-i Ekrem'in mirası bölüşülüyor. Siz de alın,” der.
Bunu işiten kişiler hemen mescide giderler. Ama orada herhangi bir mal varlığının paylaşıldığını göremeyince de geri gelip, Ebu Hureyre'ye : “Biz senin söylediğin gibi bir taksim görmedik,” derler. Ebu Hureyre:
“Peki ne gördünüz?” diye sorar. Onlar da:
“Mescidde kimi Kur'an okuyor, kimi zikir yapıyor, kimi ilim öğreniyor,” derler.
Bunun üzerine Ebu Hureyre şöyle der: “İşte Resül-i Ekrem'in mirası odur...”0