2

Kişi doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?


  • Oluşturulma Tarihi : 23.04.2014 07:53
  • Güncelleme Tarihi :
Kişi doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?

Kişi doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?

İnsanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği ya da içinde sürekli olarak barınmayı kastettiği yere asli vatan (vatan-ı asli) denir.

Yetişkin bir kimse doğup büyüdüğü, ya da sürekli yaşamak üzere temelli yerleştiği asli vatanını terk edip her hangi bir sebeple sürekli yaşamak üzere bir başka yere yerleşirse burası onun asli vatanı olur ve eski asli vatanının hükmü ortadan kalkar. Eski asli vatanında anne-babasının veya yetişkin çocuklarının bulunması durumu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur.

Buna göre bir kimse sürekli yaşamakta olduğu vatanından ayrılıp, ziyaret vb. amaçlarla 90 km. ve daha uzak yerde yerleşik olan anne-babasının yanına giderse seferilik hükümlerine tabi olur. Dolayısı ile gittiği yerde 15 günden daha az kalmaya niyet ettiği takdirde seferi olur.

 Kan verme süt gibi akrabalık meydana getirir mi?

Kan, süt gibi akrabalık meydana getirmez. Çünkü Kur'an-ı Kerim de nesep akrabalığından başka sadece iki akrabalık kabul edilmektedir.

Birincisi, süt akrabalığı, ikincisi evlilikten meydana gelen akrabalıktır. Buna göre hangi yaşta olunursa olsun kan alıp vermek süt akrabalığında olduğu gibi akrabalık meydana gelmez. Bunların evlenmesinde de dinen sakınca yoktur.

 Kulun işlediği günahı Allah mı kul mu yaratıyor?

Amentü de ifade edilen kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna her Müslüman’ın inanması lazım. Fakat kimi insanlar hayrın Allah’tan olduğuna inanırken şerin-kötülüğün-haramın Allah tarafından yarattığını kabul etmiyorlar. Kabul etmedikleri gibi şöyle bir itiraz ederler: " Allah şerri-günahı nasıl yaratır? Şer insanları kötüye kötülüğü götürüyor. Oysa Allah, insanların iyiye, hayra gitmesini istiyor."

Bu görüş kesinlikle mesnetsiz ve yanlıştır. Çünkü şerri yaratmak asla şer değildir. Şer olan bu fili işlemektir. Zira insan kendi iradesi ile hayrı ve şerri kazanır. Yani kul istiyor Allah istediği fiili ona yaratıyor.

Allah hayrı da şerri de yaratmıştır. Ama Allah iyiliği ve hayrı işlemeyi emreder. Yapandan da razı olur. Kötülüğü ve günahı yasaklar ama imtihan için yaratmaktadır. Kötülüğü ve haramı yaratmakla beraber yasaklar ve bu kötü fiilleri işleyenden razı olmaz. kaldı ki Allah şerri yaratmakla birlikte ondan korunmanın yollarını da göstermiştir. Yolu gösterdiği gibi kişiye günahtan sakınma güç ve kudretini de vermiştir.

Düşünelim bu dünya imtihan dünyasıdır. Dünyada şer olmasa, hayrın manası nasıl anlaşılacak? İmtihan hikmeti nasıl gerçekleşecek? Allah'ın adaleti ahiret yurdunda neye göre ortaya çıkacak?

Ayrıca Allah'ın kudreti ile meydana gelen işlerde bilmediğimiz faydalar, hikmetler bulunabilir. 'Umulur ki, hoşlanmadığının bir şey sizin için hayırlıdır; ve yine umulur ki, sevdiğimiz bir şey sizin için şerdir. Siz bilmezsiniz Allah bilir'. Ayeti buna işaret etmektedir.

Bize düşen görev şerrin yaratıcısının sorgulamak değil, şerden kaçınıp Allah indinde kötü olan işlere imza atmamaktır

Üzerinde Kâbe ve cami resimleri olan seccadelerde namaz kılmak caiz mi?

Üzerinde Namaz kılınacak Seccadenin kalbi meşgul edecek resim ve işlemelerden temiz olması namaz açısından daha hoştur.  Aynı durum mescid ve camiler için de geçerlidir. Zira resimlerin olduğu yerde namaz kılma mekruh kabul edilmiştir.

Bu itibarla üzerinde Kâbe ve mescit resmi bulunan namazlık üzerinde namaz kılmanın bir sakıncası yoktur. Caiz olduğu gibi bir hakaret veya saygısızlıkta söz konusu değildir. Çünkü Kâbe ve mescit resimleri ayak altına gelmeyip de secde edilen yere geldiğinden hakarete mâruz kalmamış, hürmete lâyık şekilde tutulmuş olunmaktadır. Bu sebeple namaza mâni bir hâl söz konusu olmamaktadır.

 Günün Ayeti

Kadınlar sizin için bir elbise sizde onlar için bir elbisesiniz

 Günün Hadisi

İslam güzel ahlaktır.

 Günün Sözü

Doğru söyleyip zincire vurulmak, yalan söyleyerek zincirden kurtulmaktan iyidir

(Sadi)

 Günün Duası

Allah’ım bugün imanımızı, sağlığımızı ve   malımızı koru

 Bunları biliyor muyuz?

Evvabin namazı nedir?

     Evvâb " tövbe eden”, anlamına gelir. Evvabin namazı da tövbe eden ve Allah'a sığınanların namazı demektir.

 Günün Nüktesi

Hurma Bahçesi

Mescd-i Saadet'te Ashab-ı Kiram toplanmışlar, derin bir vecd ve huşu içinde Allah'ın Resûlünü dinlemekteydiler. Hz. Peygamber ise, Al-i İmran suresindeki şu mealdeki  ayeti  okuyordu: " Muhtaçlara, fakirlere yardım ederken malınızın kötüsünü değil de, iyisini vermedikçe imân-ı kâmile (olgun iman) kavuşamazsınız. İmanda en yüksek mertebeye çıkmak istiyorsanız, yoksullara malınızın en hoşunuza gidenini bağışlayınız."

Âyet-i Kerîmeyi büyük bir dikkat ve hassasiyetle dinleyenlerin içinde Ebu Talha da bulunuyordu. Ebu Talha'nın Mescid-i Saadet'e yakın bir yerde, içinde 600 hurma ağacı bulunan pek kıymetli bir hurma bahçesi vardı. Sık sık davet ettiği Resûlullah'a burada ikramda bulunurdu.

Bu zat derin bir vecd ve huşuu içinde Âyet-i Kerimeyi dinledikten soma ayağa kalkarak şu açıklamayı yaptı. «- Yâ Resûlellah, benim servetim içinde en kıymetli ve bana en sevgili olan, işte şu şehrin içindeki sizin de bildiğiniz bahçemdir. Bu andan itibaren Allah rızası için onu Allah'ın Resûlüne bırakıyorum. İstediğiniz gibi tasarruf eder, dilediğiniz fakire verebilirsiniz.

Bu sözleri söyledikten soma Ebu Talha, sevinçli ve neşeli bir hal ile kararını tatbik için Mescid-i Şerifden çıkarak bahçeye gitti.

Bir hurma ağacının gölgesinde oturan hanımı ile duvarın dışında bekleyen Ebu Talha arasında şu ibretli konuşma oldu:

Hanımı: "- Yâ Eba Talha, duvarın dışında ne bekliyorsun? İçeri girsen ya!"

Ebu Talha: "- Ben içeri giremem, sen eşyanı toplayıp da dışarı çıksan ya!"

Hanımı: "- Neden yâ Eba Talha, bu bahçe bizim değil mi? "

Ebu Talha: "- Hayır, artık bu bahçe Medine fukarasınındır. diyerek Âyet-i Kerîmeyi ve verdiği kararını anlattı. Hanımının " İkimiz namına mı, yoksa şahsın için mi bağışladın? " diye bir sualine "-ikimiz namına" diye cevap veren Ebu Talha, bu sefer hanımından şu sözleri işitti:

" - Allah senden razı olsun Eba Talha. Etrafımızdaki fakirleri gördükçe aynı şeyi düşünürdüm de sana söylemeye bir türlü cesaret edemezdim; Allah hayrımızı kabul buyursun, işte ben de geliyorum! "

Kişi doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık