2

Kişinin ölmeyi dilemesi dinen caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 03.10.2015 08:37
  • Güncelleme Tarihi :

      Hastalık, dert, keder, sıkıntı ve de mutluluklar hep biz insanlar için vardır. Ve bütün bunlar fani olan dünya hayatının bir gereği ve imtihanıdır. Başa gelen hayırlar ve mutluluklar bazen bizim için şer, başa gelen musibetler de bazen bizim için hayır olabilmektedir. Nitekim Allah’u Teala Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde de hayır vardır.”

      Bundan hareketle kişinin başına ne kadar ağır ve büyük bir musibet gelirse gelsin ölümü direk istemesi, temini etmesi uygun değildir. Zira Hz. Peygamber kişinin ölümü temenni etmesini hoş görmemiş bilakis yasaklamıştır. Ancak karşılaşılan bu hadise esnasında "Allah’ım ölüm benim için hayırlıysa beni öldür. Eğer hayat benim için hayırlıysa beni yaşat" diye dua etmesinde bir sakınca yoktur. Sakınca olmadığı gibi aynı zamanda efendimizin de tavsiyesidir.

Kişinin yüzde yüz karla mal satması caiz mi?

     İslam’ın ekonomik anlayışında serbest piyasa anlayışı vardır. Bu anlayışta isteyen istediği oranda mal alır ve satar. Bu malı da istediği fiyata alır ve satar. Tabi olağan durumlar için geçerlidir. Ancak olağan üstü dönemlerde deprem, afet, kıtlık… Dönemlerinde devlet gerektiğinde malın hem stokunu, karaborsasını, önlemek hem de kıtlıktan dolayı insanların mağdur duruma düşmemeleri için fiyatlara fıkhi bir tanımla narh koyabilir. Yani fiyatlara sınırlama getirebilir.

     Lakin bugünkü piyasa koşulları gibi zamanlarda fiyatlara sınırlama getirilmez. Fiyatlara sınırlandırma getirilmediği gibi aynı zamanda kar oranlarına da bir sınırlandırma getirilmez. Çünkü istenilen bütün temel ihtiyaçlar her yer de var. Günümüzde de serbest rekabet piyasası var. Bir markette ya da iş yerinde satılan malının fiyatını beğenmeyen vatandaş hemen diğer marketten ya da iş yerinden ihtiyacını alabiliyor.

     Kıtlık ve karaborsa olmadığından fiyatlara ve kar oranlarına bir oran koyulmaz. Tabi her ne kadar dinen fiyatlara bir oran koyulmasa da Müslüman yakışan başta ticaretinde olmak üzere hayatın her alanında ehli vicdan olmasıdır.

    Buna göre fetva anlamında kişinin yüzde yüz karla bir malı satmasında dinen bir sakınca yoktur.

Kişinin evini ya da herhangi bir iş yerini gayr-ı müslime satması caiz mi?

      Ev, dükkân ve arsa gibi malları müslümana satmak ya da kiralamak caiz olduğu gibi aynı şekilde inanmayan ya da müslüman olmayan bir kimseye de satmak veya kiralamak da caiz ve geçerlidir.

     Çünkü bu bir alış veriştir. Alış veriş olduğu için heinsanla yapılabilir. Zira alış verişte inanç farklılığı sorun değildir.

Şehit olan kişinin birine borcu varsa Allah onun borcunu bağışlar mı?

      Allah, şehitlerin bütün günahlarını bağışlar. Ancak, kul borcunu bağışlamaz. Fakat borç sahibi hakkını helal ederse bağışlanır. Onun için kişi ahirete kul hakkı ile gitmemelidir.

        Bu anlamda ahirete kul hakkıyla gitmemeye gayret edilmelidir. Çünkü Allah kendisi ile ilgili hakları affetmek isterse affeder ama kul hakkını affetmez. Kulun kulu affetmesini ister.

Günün Ayeti

İnananlar ancak, o kimselerdir ki kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarf ederler.

Günün Hadisi

İşçi işverenin malından mesuldür.

Günün Duası

Allah’ım bugün herkese hayal ettiği hayırlı nasipleri ve amelleri nasip et.

 

Günün Sözü

Kendini idare etmesini bilmeyenler, kendi yurttaşlarını yönetmek iddiasında

bulunamazlar.”

Bunları biliyor muyuz?

Hades Nedir?

      Bazı ibadet ve fiillerin yapılmasına engel olan hükmî kirliliğe hades denir. Abdestsizlik ve cünüplük hali hades olarak nitelendirilir. Namazın altı şartından (dışındaki farzları) birisi olan hadesten taharet tabiriyle, bu hükmî kirlilikten temizlenmek kastedilir.

Günün Nüktesi

İhtiyar Fakir ve Sultan Melikşah…

Yaşlı bir adam, Selçuklu Veziri Nizâmü’l Mülk’ün huzuruna girmek istedi. Nizâmü’l Mülk, ihtiyacını sordu. Adam,

- Ben, Allah Rasûlünün elçisiyim. Sultan Melikşah’la görüşeceğim.” diye cevap verdi. Nizâmü’l Mülk “bu sözün izahını” istedi.

İhtiyar adam

- Eğer beni onun huzuruna çıkarırsanız mesajımı ileteceğim. Aksi halde onu görene ve bende olan şeyi ona nakledene kadar bekleyeceğim, dedi.

Nizâmü’l Mülk, Sultanın yanına çıktı ve ihtiyarın söylediklerini nakletti. İhtiyar adam huzura alınınca Sultan’a şöyle dedi:

- Birçok kızım var; ancak fakir olduğumdan evlilikleri için gereken çeyizi temin etme imkânına sahip değilim. Bu yüzden her gece Allah’u Teâlâ’ya dua edip bana kızlarımın çeyizini hazırlayacak imkânı ihsan etmesini istedim. Filan ayın cuma gecesi, yine onlar için yardım dileyerek uyudum.

Rüyamda Allah’ın Rasûlünü gördüm. Bana şöyle dedi:

-Kızının çeyizinde gerekli şeyleri ihsan etmesi için her gece Allah’u Teâlâ’ya yalvaran sen misin?” “Evet, ya Rasûlallâh!” dedim. Bana Sultan Melikşah’ın adını verdi. “Ona git, Allah’ın Rasûlünün kendisinden kızların için gerekli çeyizi satın almasını istediğini söyle.” dedi. Ben “Ey Allah’ın Rasûlü, benden bir işaret isterse ona ne diyeceğim?” diye sordum. O da.

- Ona işaret olarak her gece yatmadan önce Tebâreke suresini okuduğunu söyle, dedi.

Sultan Melikşah bunu işitince,

- Bu doğru bir işaret, zira bunu Allah’u Teâlâ’dan başka kimse bilmiyor. Hocam bana her gece yatmadan önce bunu okumamı emretmişti. Ben buna hep devam ettim.” dedi. İhtiyara, kızlarının çeyizi için gerekli her şeyin verilmesini emretti.

Kişinin ölmeyi dilemesi dinen caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık