İslamda mal hürriyeti vardır. Herkesin malı kendisinedir. Dolayısıyla erkeğin malı erkeğin, Kadının malı kadınındır. Mal kadının olunca kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur.
Kadın dilediği şekilde dilediği yere harcar ne kocanın ne de bir başkasının karışma hakkı yoktur. Ama hüküm bu olmakla beraber karı koca olduklarından ve ortak bir hayatı paylaştıklarından dolayı birbirilerinin fikrini ve rızasını alarak harcama yapmaları daha doğrudur.
İnsan dünyada yaptıklarının hesabını kabirde mi mahşerde mi verir?
Dinen ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata, kabir hayatı denir. Hz. Peygamber, Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse o duraktan kurtulursa, sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulmazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır. (Tirmizi, Zühd 5) şeklinde buyurarak, ahiret hayatının ölümle başladığını bizlere bildirmiştir.
İnsanı öldükten sonra kabirde sorgulayacak melekler Münker ve Nekirdir. Bu melekler ölünün kendisine gelerek Rabbin kimdir?, Peygamberin kimdir? Dinin nedir? diye soracak, iman ve güzel amel sahipleri, bu sorulara doğru cevaplar verecekler ve kendilerine cennet kapıları açılarak gösterilecektir.
Kâfir ve münafıklar ise bu sorulara doğru cevap veremeyecek, onlara da cehennem kapıları açılarak cehennem gösterilecektir. Kâfirler ve münafıklar kabirde acı ve sıkıntı içinde azap görürlerken, müminler nimetler içerisinde mutlu ve sıkıntısız bir hayat süreceklerdir.
Ancak insan, bu dünyadayken yaptıkları veya yapmadıklarından dolayı mahşerde mahkeme-i kübrada hesap verecektir. Buradaki hesaptan sonra insanlar mükâfatlandırılmak için cennete cezalandırılmak içinse cehenneme gönderilecektir.
Namazda fatihayı kalpten okumak caiz mi?
Fatihayı namazda dili kıpırdatmaksızın ve ses çıkartmaksızın zihinden veya kalpten okumak okuma sayılmaz, yani böyle yapmakla namazın rüknü olan kıraat yerine getirilmiş olmaz. Kişinin kendi duyabileceği bir sesle, fısıldar gibi harfleri yerlerinden çıkartarak ve eğer yanında başkaları varsa onları namazda rahatsız etmeyecek bir şekilde okuması gerekir.
Gözden Akan yaş Namazı Bozar mı?
Namazdayken hastalıktan veya esnemekten gelen gözyaşı namazı bozmaz. Aynı şekilde Allah sevgisi ve Allah korkusundan dolayı ağlamak da namazı bozmaz. Hz. Peygamberin secde ettiği yeri ıslatacak kadar ağladığına dair rivayetler var. Kısaca namazda süt akıntısı, ter, gözyaşı, burun akıntısı abdesti de, namazı da bozmaz.
Sarhoş kimsenin yaptığı yemin geçerli olur mu?
Sarhoşluk verici bir maddeyi kullanan kimse o anda aklı başından gitmişse ve ne dediğini bilmeyecek derecede aklı başında değilse, sarhoşluğu geçtiğinde ne dediğini hatırlamıyorsa bu kimsenin yemini yemin kabul edilmez. Yeminin de itibar edilmez.
Ancak maddeyi kullanmakla beraber aklı başında ise ve ne dediğini gayet iyi biliyor ve hatırlıyorsa bu kimsenin ettiği yemin yemin sayılır. Bu yemini de bozarsa yemin kefareti gerekir.
Günün Ayeti
İşte onlara, sabretmelerinden ötürü mükafatları iki defa verilecektir. Bunlar kötülüğü iyilikle savarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah rızası için harcarlar.
Günün Hadisi
Şeytan, askerlerinin en şiddetlisini ve en kuvvetlisini, malıyla iyilik yapanlar üzerine gönderir.
Günün Duası
Allahım bugün hastalıkla mücadele edenlere şifa, borçla mücadele edenlere kolaylık, huzur arayanlara da huzur ver
Günün Sözü
Nefis firavundur. Sakın doyurma. Başına kral kesilir.
(Hz. Mevlana)
Bunları biliyor muyuz?
İktida Nedir?
Cemaatle namaz kılınırken imama uymayı ifade eder. İmama uyan kimseye de muktedî denir. İmâma uymanın sahih olmasi için, muktedinin hem namaza, hem de imama uymaya niyet etmesi gerekir. Kadınların imama uymalarının sahih olması için kendilerinin böyle niyet etmelerinin yanında, imamın da imamlığa niyet etmesi gerekir.
Günün Nüktesi
Tesbihatın Önemi
Muhacirlerin fakirleri Resulullaha gelip dediler ki:
Servet sahibi Müslümanlar derece ve nimetler bakımından bizi geçtiler Resulullah da:
Ne hususta, diye buyurunca, muhacir fakirler:
Biz namaz kılıyoruz, onlar da kılıyor; biz oruç tutuyoruz, onlar da tutuyorlar; fakat onlar sadaka verdikleri halde biz veremiyoruz; onlar köle azad ediyorlar, biz edemiyoruz, dediler.
Bunun üzerine Peygamber:
Size, sizden ilerde bulunanlara yetişebileceğiniz, sizden geride, sizden aşağıda olanları geçebileceğiniz ve sizin yaptığınız gibi yapanlar müstesna, sizden başka kimsenin daha faziletli olamayacağı bir şey öğreteyim mi, buyurdu.
Muhacirlerin fakirleri:
Evet, öğret, ey Allahın Resulü, diye cevap verdiler.
Peygamber Efendimiz de:
Her namazın sonunda otuz üçer defa sübhânallah (Allahı her türlü noksanlıktan tenzih ederim), elhamdülillah (hamd Allaha mahsustur), Allahü Ekber (Allah en büyüktür) deyiniz, buyurdu.
Muhacir fakirler, bir süre sonra Resulullaha gelerek şöyle dediler:
Mal ve servet sahibi kardeşlerimiz bizim bu yaptığımızı işitip onlar da böyle yaptılar.
Bunun üzerine Allahın Resulü şöyle buyurdu:
Bu, Allahın fazlıdır, dilediğine verir.