Komisyonculuk yapmak caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 17.10.2022 07:57
  • Güncelleme Tarihi :
Komisyonculuk yapmak caiz mi? yazının resmi

Dinen helal olan bir malın veya hizmetin alım satımında aracı olan kişinin (komisyoncunun), yaptığı hizmetin karşılığında alıcı veya satıcıdan yahut her ikisinden tespit edilen oranda ücret alması caizdir. Buna göre belli bir komisyon karşılığında firmalara iş ya da müşteri bulan kişinin elde ettiği gelir dinen helaldir.

Çalışan ve maaşı olan bir bayanın kendi parasından ailesine yaptığı yardımı kocasının engellemesi caiz midir?

İslam’da mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslam’a göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yiyer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allah bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:

“Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; ispatlanabilir bir fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda bir çok hayırlar yaratacak olabilir.” (Nisa 4/19)

Dolayısıyla erkeğin malı erkeğin, kadının malı kadınındır. Mal kadının olunca kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Kadın dileği şekilde dilediği yere harcar ne kocanın ne de bir başkasının karışma hakkı yoktur. Ama hüküm bu olmakla beraber karı koca olduklarından ve ortak bir hayatı paylaştıklarından dolayı birbirilerinin fikrini ve rızasını alarak harcama yapmaları daha doğrudur.

Kişinin imanı artar ya da eksilir mi?

İman, inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır.

İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur’an-ı Kerim’de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) ‘bu hanginizin imanını artırdı?’ diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü’minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2)

Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye, ibadet ede ede de imanı artmaktadır.

Adağın kesilme yerini değiştirmek caiz mi?

kişinin bir ibadeti yapacağına dair Allah’a söz vererek üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Bundan dolayı kurban keseceğine dair adakta bulunan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur.

adağı adadığı yerde kesmek zorunda değildir. Yani adakta yer bağlayıcı değildir. İster bu adağını söylediği yerde keser, isterse evinde, dilerse başka bir yerde keser hepsi de caiz ve geçerlidir. Ancak illaki mutmain olmak istiyorsa adadığı yerde keser.

Günün Ayeti

Allah’ın zikri hususunda kalpleri katılaşmış olanların vay haline! İşte bunlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

Zümer, 39/22.

Günün Hadisi

“Malı uğrunda öldürülen şehittir, dini uğrunda öldürülen şehittir, canı uğrunda öldürülen şehittir, ailesi uğrunda öldürülen şehittir.”

(Tirmizi, Diyât, 22.)

Günün Sözü

Gerçek zengin, bilgisi çok olan insandır.

Hz. Ali

Günün Duası

Allah’ım haftaya haramsız ve günahsız başlamayı ve haramsız ve günahsız bitirmeyi nasip eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Kefaet nedir?

Evlenecek çiftler arasında, dinî, iktisâdî ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve

var olması demektir.

Günün Nüktesi

İman ve Dürüstlük…

Abdullah b. Süfyan şöyle demiştir:

“Peygamberimize:

- Ey Allah’ın Rasûlü! İslâmiyet hakkında bana bir öğüt veriniz ki, sizden sonra artık kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın, dedim.

Bunun üzerine Peygamberimiz:

- Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol,” buyurdu.

Müslim, “İman,” 13.

Komisyonculuk yapmak caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık