Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkar olmuş olur. Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir. Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman İslam’ın bu güzel şiarını günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur'an-ı Kerim de Allah mealen şöyle buyurmaktadır: 'Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.' (Nisa, 4/86) Dolayısıyla bize selam verildikten sonra selamı veren dost, akraba, tanıdık, tanımadık, küs ya da barışık kim olursa olsun selamına karşılık vermek üzerimize farzdır. Selama karşılık vermemek ise dinen uygun değildir.
Haram kaça ayrılır?
Haram, bir şeyin yapılması, kullanılması, yenilip-içilmesi İslam’a göre kesin yasak olandır. Bu yasaklama yani haram, haram liaynihi ve haram ligayrihi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Liaynihi Haram: Asıl itibariyle herkes için haram olan şeydir. İçki gibi. Ligayrihi haram: Aslında helal olup başkasının hakkından dolayı haram olan şeydir. Hırsızlık yolu ile alınan mal gibi. Haramın anlamı ve ayırımı bu olmakla birlikte bir Müslüman’a yakışan ve kendisinden beklenen daima Allah'ın yasakladığı şeylerden kaçınıp haramın bu iki kısmından da uzak durmasıdır.
Uğursuz olan bir zaman ya da ay var mı?
Allah’ın bize bahşettiği bütün gün, gece, ay ve yıl yani zaman mefhumu değerli ve kıymetlidir. Allah indinde değersiz ve uğursuz bir zaman dilimi yoktur. Ancak bu zaman mefhumu içerisinde daha hayırlı ve bereketli zaman dilimleri vardır. Cuma gününün diğer günlerden, kadir gecesinin diğer gecelerden, ramazan ayının diğer aylardan daha hayırlı olması gibi. Ancak değersiz ve uğursuz bir zaman dilimi yoktur. Bu anlamda halk arasında var olan kameri ya da hicri aylardan olan safer ayının uğursuz ve belaların çokça olduğu inancı dinen doğru bir inanç değildir. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış cahiliye dönemine ait olup, dinimizde yeri yoktur. Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir. Şöyle ki bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber böyle bir anlayışı reddetmiştir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi Şerifinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Eşya da uğursuzluk yoktur, Safer ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde bir uğursuzluk yoktur.” (Müslim, “Selam”, 102)
Vefat edene niçin telkin yapılmaktadır?
Cenaze defnedildikten sonra, kabirde Münker ve Nekir’in sorması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına telkin denir. Ölüyü defnettikten sonra ona manevi bir destek olması ümidi ile Şafii mezhebine göre açıktan ve insanlar kabrin başındayken yapılır. Hanefi mezhebine göre ise herkes gittikten sonra bir kişi kabrin başında ölünün yüzüne manevi destek olsun diye söyler.
Günün Ayeti
Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası. Al-i İmran, 3/162.
Günün Hadisi
İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali; misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan ikram eder veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince; o, ya senin elbiseni yakar yahut da onun pis kokusu sana sirayet eder. Buhari, “Buyu”, 38.
Günün Sözü
Edebin ne kadar önemli olduğunu bilseydiniz, Allah'tan rızık yerine edep isterdiniz. Hz. Ali
Günün Duası
Allah’ım bizi her türlü maddi ve manevi kirlerden arındır.
Bunları biliyor muyuz?
Çilehane Nedir?
Tarikat yapılarında dervişlerin çile dönemleri için yapılmış, yalnızca küçük bir kapısı bulunan, penceresiz ve dar oda.
Günün Nüktesi
Üç Düğüm…
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Şeytan, sizden biriniz geceleyin uyuduğunda ensesine üç düğüm atar. Her düğümle birlikte, ‘Senin üzerine haydi uzun gece var uyu dinlen’ der. O kimse uyanıp da Allah'ı zikrettiği zaman bir düğüm çözülür, abdest alırsa iki düğüm, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür. Artık o kimse zinde ve gönlü rahat olarak sabahlar. Aksi takdirde uyuşuk ve tembel olarak sabahı bulur.” Buharı, “Teheccüd”, 12.