Tedbirin alınması takdire aykırı bir iş değildir. Eğer bir husustaki takdir-i ilahi, Levh-i Mahfuz'da takdir ve tespit edilmiş ise, onda değişiklik olmaz. Ama biz hayatımızı kurallara ve emredilene göre yaşamak zorundayız. Başımıza gelecekleri ya da kavuşacağımız nimetleri ve güzellikleri biz bilemeyiz. Zira biz gayb ilmine sahip değiliz. Dolayısıyla hayatımızı yaşarken nasıl rızkı veren Allah olduğu halde rızık temini için çalışıyorsak aynı şekilde başımıza gelmesi muhtemel kaza ve tehlikeleri bertaraf etmek için de tedbir almak zorundayız. Ama aldığımız bu tedbir asla kadere muhalif değildir. Bilakis bu tedbiri almamak tıpkı rızkı aramamak ve sebeplere sarılmamak gibi yanlıştır.
Kişi abdestsizken Kur’an-ı Kerime dokunmadan Kur’an okuyabilir mi?
Abdest başlı başına amaç olan bir ibadet değildir. Belli ibadetleri yerine getirmeyi mubah kılan, kulun bu ibadetlere manen ve ruhen hazırlanmasına ve bu ibadetlerden azami verim elde etmesine yardımcı olan vasıta bir ibadettir. Abdestsiz olan kimsenin Kabeyi tavaf etmesi, Kur’an’a dokunması, onu elle tutması caiz görülmez. Abdestsiz kimsenin Kur’ana bakarak ya da ezberden Kur’an okuması caiz görülmüştür. Ancak mümin’in Kur’an okurken abdestli olması, hatta hayatının her safhasında abdestli olması hem Kur’an’ın bereketinden istifade etmesi, hem de maddeten ve ruhen kötülüklerden arınıp, yapmış olduğu güzel amellerden azami ölçüde verim elde etmesi açısından önemlidir. Aynı şekilde televizyonda ya da bilgisayarda Kur’an okuyan programları takip eden kimse, takip ettiği yerleri sessizce tekrarlıyorsa, Kur’an okumuş gibi olur bunun için de abdestli olması gerekmez. Çünkü Kur’an-ı Kerime dokunmamış olmaktadır.
Anne karnında ölen çocuğun cenaze işlemleri nasıl yapılır?
Çocuk doğarken canlı doğmuşsa, yani bağırmış yahut hareket etmiş, canlı doğduğuna kanaat getirilmişse, bu çocuk cenaze işlemleri açısından tıpkı büyük insan gibi muamele görür. Canlı olarak doğduktan hemen sonra da vefat etse, ismi konulur, cenazesi yıkanır, bir beze sarılır, namazı kılınır ve sonra defnedilir. Yeter ki canlı doğduğuna kanaat getirilsin. Lakin doğan çocuk canlılık işareti göstermemişse, ağlamamış, aksırmamış, esnememiş, ölü olarak doğduğuna kanaat getirilmişse; yine bir isim verilir, yıkanır, beze sarılır, ama namazı kılınmadan defnedilir. Ölü olarak doğması, sadece namazdan mahrum bırakır, diğer hususlar aynen icra edilir. Bu durumdaki çocuklara böyle bir işlemin yapılması insanlığa gösterilen saygının bir ifadesidir. Öyle ki ölenin insan oluşu, onu böyle bir hizmete lâyık kılar. Çünkü insan küçük de olsa mükerrem, hürmete lâyık bir varlıktır.
At yarışına para yatırmak caiz mi?
Ata binmek dinimizce teşvik edilmiş hatta sünnet kabul edilmiştir. Ancak at yarışı kazananı ve kaybedeni olduğu için kumar sayılmaktadır. Her kumar oyunu gibi at yarışı da oynamak haramdır. Bu nedenle zengin fakir ayırımı olmaksızın at yarışına para yatırmak ve oynamak caiz değildir.
Günün Ayeti
Nefis şiddetle kötülüğü emreder.
Yusuf, 12/ 53.
Günün Hadisi
“Kişinin kendinden sonra bıraktığı şeylerin en hayırlısı üç tanedir: Kendisine dua edecek salih evlat, kendisine sevabı ulaşacak olan sadaka-i cariye ve kendisinden sonra onunla amel edilecek ilim”
İbn Mace, “Mukaddime”, 20.
Günün Sözü
Allah üç şeyi sevmez. Vakti boşa geçirmek, insanlarla alay etmek, gıybet etmek.
Serî-i Sakâtî
Günün Duası
Allah’ım bugün bana insanların yüzünü güldürecek ve dualarını aldıracak bir amel nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Kirâmen Kâtibîn Nedir?
Her mükellef insanın yaptığı bütün işleri kayda geçiren yazıcı meleklerin adıdır.
Günün Nüktesi
Tavsiye...
Bera bin Âzib´den:
“Allah Resûlü bize yedi şeyi yerine getirmeyi tavsiye etti:
- Hastayı ziyaret etmeyi,
- Cenazeleri kabre kadar yolcu etmeyi,
- Aksıran kimseye “Allah sana merhamet buyursun” demeyi,
- Zayıf ve güçsüzlere yardım etmeyi,
- Zulme uğrayana el uzatıp mağduriyetini gidermeyi,
- Yemin eden kimsenin yeminini yerine getirme
- Selamı (verip almayı) yaygınlaştırmayı.”
(Müslim, “Libas ve Zînet”, 3.)