2

Kul hakkı hususunda Müslüman ile Müslüman olmayan arasında fark var mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 15.05.2016 08:14
  • Güncelleme Tarihi :

İster Müslüman, ister gayr-ı Müslim olsun, başkasının hakkını yemek, gasp etmek vebal ve sorumluluğu çok ağır bir günahtır. Kul hakkı anlamında Müslüman ile Müslüman olmayan insan arasında bir fark yoktur. İster Müslüman’ın, ister gayr-ı Müslim’in olsun, dünyada ödenmeyen veya helallik elde edilmeyen hakkın karşılığı ahirette sorulur.

Bu itibarla; gerek Müslüman, gerek gayr-ı Müslim olsun, bir başkasının üzerimize geçmiş haklarını kendilerine iade etmek, ölmüşlerse, varislerine vermek veya onlarla helalaşmak gerekir. 0 da mümkün değilse Müslüman hakkı için, bir hayır kurumuna tasaddukta bulunmak ve gayr-ı Müslim hakkı için de amme menfaatine olan bir işe sarf etmek suretiyle bu dünyada ödeşme yoluna gidilmelidir.

Tabi kul hakkı sahibine veya mirasçılarına verilmedikçe düşmez. Hayrına vermek ya da amme menfaatine harcamak umulur ki anlayışı ile verilmektedir. Yoksa kul hakkı kesin affedilecek diye değil.

Abdest bitmeden önce, yıkanan organı kurulamak caiz midir?

Abdest alan kişi, abdest organlarındaki ıslaklığı havlu vb. bir şeyle kurulayabileceği gibi, kurulamadan da bırakabilir. Kurulanmayı abdestin sonuna bırakmak sünnettir. Zira Rasûlüllah ’in abdest aldıktan sonra yüzünü kuruladığı bir havlusunun bulunduğu rivayet edilmektedir (Tirmizî, Taharet, 40).

Abdest alırken tüm organları ara vermeksizin peş peşe yıkamak (vilâ) da Hanefi mezhebine göre sünnet olduğundan bir özür olmaksızın abdest bitmeden yıkanan organların kurulanması durumunda, sünnet terk edildiği için mekruh işlenmiş olur. Ancak abdest alan kişi, abdest esnasında bir organını yıkadıktan hemen sonra, alerji vb. özür sebebi ile kurulama ihtiyacı duyarsa, bunu yapmasında bir sakınca olmaz.

Kişi doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?

İnsanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği ya da içinde sürekli olarak barınmayı kastettiği yere asli vatan (vatan-ı asli) denir.

Yetişkin bir kimse doğup büyüdüğü, ya da sürekli yaşamak üzere temelli yerleştiği asli vatanını terk edip her hangi bir sebeple sürekli yaşamak üzere bir başka yere yerleşirse burası onun asli vatanı olur ve eski asli vatanının hükmü ortadan kalkar. Eski asli vatanında anne-babasının veya yetişkin çocuklarının bulunması durumu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur.

Buna göre bir kimse sürekli yaşamakta olduğu vatanından ayrılıp, ziyaret vb. amaçlarla 90 km. ve daha uzak yerde yerleşik olan anne-babasının yanına giderse seferilik hükümlerine tabi olur. Dolayısı ile gittiği yerde 15 günden daha az kalmaya niyet ettiği takdirde seferi olur.

Bir malı peşin fiyatından fazla bir fiyata vade farkı koyarak satmak caiz midir?

Bir malı peşin fiyatına nispetle farklı bir fiyat ile vadeli olarak satmak caizdir. Bu konuda mezhepler arasında bir ihtilaf yoktur.

Çünkü burada paranın malla değişimi söz konusudur. İslam hukukuna göre böyle bir muamelede faiz meydana gelmez. Mesela bir malı peşin bin liradan ve veresiye 2 bin liradan almak veya satmak caizdir. Peşin ile veresiye arasındaki fark faiz değildir.

Veresiye alış verişlerde akit yapılırken satışa konu olan mal, ödenecek fiyat ve ödeme zamanı belli olmalıdır. Bu üç şart yerine geldikten sonra peşin ve veresiye fiyatların farklı olması önemli değildir.

Günün Ayeti

İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah indindedir.

Al-i İmran 15

Günün Hadisi

Kulların kendisinde sabaha erdiği her bir günde muhakkak iki melek iner. Bunların birisi: Ey Allah'ım! Malından infak edene bir bedel ver, diye dua eder. Diğeri de: Ey Allah'ım! (Malı) tutucu olana da telef ver, diye beddua eder.

Günün Sözü

Başarı hiç bir zaman tesadüf değildir.

Dominique Glocheux 

Günün Duası

Allah’ım evlerimizi aşsız, kalplerimizi aşksız, dillerimizi duasız bırakma.

Bunları biliyor muyuz?

Resûl-üs-Sakaleyn Nedir?

İnsanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilen Hz. Peygamberin sıfatı demek.

Günün Nüktesi

O altınlar sana ait delikanlı…

Bir kral halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verdi. Yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir yarışma düzenlemeye karar verdi. İsteyenin bu yarışmaya katılabileceğini ilan ettiren kral, yoldan en güzel geçecek kişiyi belirleyeceğini söyledi.

Yarışma günü, insanlar akın ettiler. Bazıları en güzel arabalarını, bazıları en güzel elbiselerini getirmişti: Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel biçimde yaptırmıştı, kimi de yanlarında en güzel yiyecekleri getirmişti.

Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca koşmaya hazırlanıyordu.  Nihayet, tüm gün insanlar yoldan geçtiler, fakat yolu kat edip tekrar kralın yanına döndüklerinde hepsi aynı şikayette bulundu: Yolun bir yerinde büyükçe bir taş ve moloz yığını vardı ve bu moloz yığını yolculuğu zorlaştırıyordu.

Günün sonunda yalnız bir yolcu da bitiş çizgisine yorgun argın ulaştı. Üstü başı toz toprak içindeydi, ama krala büyük bir saygıyla yönelerek elindeki altın kesesini uzattı:

"Yolculuğum sırasında, yolu tıkayan tas ve moloz yığınını kaldırmak için durmuştum. Bu altın kesesini onun altında buldum. Bu altınlar size ait olmalı."

Kral gülümseyerek cevap verdi:

"O altınlar sana ait delikanlı."

"Hayır, benim değil. Benim hiçbir zaman o kadar çok param olmadı."

"Evet" dedi kral. "Bu altınları sen kazandın, zira yarışmanın galibi sensin. Yoldan en güzel geçen kişi sensin. Çünkü yoldan en güzel geçen kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir."

Kul hakkı hususunda Müslüman ile Müslüman olmayan arasında fark var mı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık