Kulak çınlamasını iyiye ya da kötüye yorumlamamak gerekir. Sağ kulak çınlarsa iyi sol kulak çınlarsa kötüye delalet eder anlayışı da doğru bir anlayış değildir. Böyle bir şey düşünmek bidat ve hurafedir dinde de yeri yoktur. Sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: Kulağı çınlayan beni hatırlasın, bana salavat-ı şerife getirsin.Dolayısıyla kulak çınlaması iyi veya kötüye işaret etmez.
İşçinin çalıştığı elbise ile namaz kılması caiz mi?
Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı gibi namaza engel necasetler bulunmamalıdır. Tesettüre uymak ve temiz olmak şartıyla iş elbisesi ile namaz kılınabilir.
Bu itibarla, işin cinsine göre iş elbisesinde bulunan madeni yağlar, pas ve benzeri kirler namazın sıhhatine engel değildir. Ancak kişi, camiye veya mescide gidecekse temiz elbise giymesi Kur'an'ın emridir.Örf, adet ve medeniyet gereği olarak camiye veya cemaate giden kimsenin en güzel elbiselerini giymesi cemaate saygının bir gereğidir. Gerek evde, gerek diğer yerlerde tek başına da olsa namazların temiz ve güzel bir kıyafetle kılınması, şüphesiz daha iyidir.Ancak inşaat ustası, araba tamircisi, tarlada çalışan çiftç gibi çalışanların gerek vakit gerekse kıyafet bakımından böyle bir imkanı yoksa iş elbisesi ile namaz kılmasında bir mahzur yoktur.
Hz. Peygamberin son peygamber olduğuna dair Kuran-ı Kerimde delil var mı?
Evet, Kuran-ı Kerimde Hz. Peygamberin son peygamber olduğu hususunda delil vardır. Nitekim Allahu Teala mealen şöyle buyurmaktadır: Muhammed sizin adamlarınızdan hiç kimsenin babası değildir; fakat o Allah'ın Rasûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. (el-Ahzâb, 33/40) Bu hususta Kuran-ı Kerimde delil olduğu gibi aynı şekilde hadis-i şeriflerde de delil vardır.
Nitekim sevgili peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: Gerçek şu ki; benden sonra otuz tane yalancı ortaya çıkacak ve bunların her birisi kendisinin peygamber olduğunu iddia edecektir. Oysa ben hatemü'n-nebiyyînim (peygamberlerin sonuncusuyum). Benden sonra peygamber yoktur.
Hz. Peygamber, bir başka sözünde Hz. Aliye şunları söylemiştir: Senin bana göre durumun Harun'un Musa'ya göre durumu gibi olmasına razı değil misin? Şu kadar var ki; benden sonra bir peygamber gelmeyecektir.
Yurtdışında ölen kimseyi orada defnetmek caiz midir?
Dinimize göre cenazeyi öldüğü yere defnetmek menduptur. Cenazeyi defnetmeden önce başka yere nakletmek mekruh olmakla beraber caizdir. Definden sonra kabrinden çıkararak nakil ise kesin zaruret olmadıkça mutlak suretle caiz değildir.
Buna göre yurtdışında ölenlerin, bulundukları yerde bir Müslüman kabristanı varsa, orada defnedilmeleri uygun olur. Şayet Müslüman kabristanı yoksa Hıristiyan mezarlığında Müslümanlar için ayrılmış olan bölüme defnedilmeleri mümkün olduğu gibi, Türkiye'ye nakledilmeleri de caizdir.Ama orada gömülmelerinin dini bir sakıncası yoktur. Tabi gömerken Müslümanların kabristanına gömmek gerekir. Ya da gayrı Müslimlerin mezarlarının olmadığı köşede bir yerde gömmelidir.
Günün Ayeti
Bütün yüzler, diri ve bütün yarattıklarını gözetip duran Allah'a baş eğmiştir. Bir zulüm yüklenen gerçekten hüsrana uğramıştır.
Taha 111.
Günün Hadisi
Alıcı olmadığınız halde, fiyatları kızıştırmak için müşteri ile satıcının aralarına girmeyin.
Buhari, Büyû 58
Günün Sözü
Birini yenmek çok kolaydır; asıl zor olan birini kazanmaktır.
Günün Duası
Allahım bugün hiçbir mümini sıkıntıda bırakma.
Bunları biliyor muyuz?
Faite nedir?
Gaflet, uyku, unutmak, hastalık, düşman korkusu gibi bir özürle kaçırılan farz veya vacip namaz demektir.
Günün Nüktesi
Bildiğimiz işin maaşı
Halife Harun Reşit, İmam Ebu Yusufu zamanın temyiz mahkemesi reisliğine getirmişti. Bir adamın biri Ona bir soru sordu ve bilmiyorum cevabını aldı.
Adam:
-Nasıl bilmezsin bir de devlet hazinesinden maaş alıyorsun, diye çıkıştı.
Ebu Yusuf:
-Kardeşim, bize bildiğimiz şeylere maaş veriliyor. Eğer bilmediklerimiz için ücret alsaydık devletin hazinesi yetmezdi.