Sayfa Yükleniyor...
Allah, en güzel şekilde yarattığı insana yeryüzünde sayamayacağı kadar maddi ve manevi nimetler lütfetmiştir.
Sahip olduğumuz el, ayak, göz kulak, içtiğimiz su, yediğimiz ekmek, giydiğimiz kıyafet, bindiğimiz vasıta, kullandığımız teknolojik ürünler Her şey onun bize verdiği nimet ve ikramdır.
Bunca nimete sahip olan insanın bu dünyada bir takım görevleri vardır. Bu görevlerden birisi de verdiği nimetlerden dolayı Allaha şükretmesidir.
Nitekim yüce Mevla Kuran-ı Kerimde şükür kavramı ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allaha kulluk ediyorsanız Ona şükredin. (Bakara, 2/172)
Sevgili Peygamberimiz de hadisi şeriflerinde: Allahım! Seni zikretme, nimetlerine şükretme, sana güzel ibadet etme konusunda bana yardım et. (Ebu Davud, Vitir, 26) diye duasında şükredebilmeyi dilemiştir.
Müminin dilinde övgü, kalbinde sevgi, organlarında itaat olarak tezahür eden şükür, aynı zamanda kişinin sahip olduğu nimetin gerçek maliki Allah olduğunun şuuruna varması demektir.
İman ve tevhidin en önemli göstergelerinden biri olan şükür, aynı zamanda Kuranda en çok bahsedilen konulardan biridir ki yüce Mevla Kuran-ı Kerimde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır. Beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin. (Bakara, 2/152)
İlahi kelam insanın nimetler karşısında şükran duyguları içerisinde olmasını istemektedir. Çünkü nimete kavuşmanın, iyilik görmenin karşılığı bunu gerektirir. Bu nedenle Kuran-ı Kerim şükrü, Allaha kulluk etmenin gereği olduğunu belirtir.
Allahın bize bahşettiği nimetler sınırsız ve sayamayacağımız kadar çoktur.
Kendisine küçücük bir iyilik yapana, teşekkürü boynunun borcu bilen insan, bu sayısız nimetlere şükran olarak Allahı her zaman anmalı, nimetlerini hatırlamalı ve kulluğunu eksiksiz yapmalıdır. Bunun en güzel yolu da Allahı tanıma, Ona tazim ve dua etme, Ona iman edip ibadet etmektir.
Unutmamak gerekir ki; şükür, nimetleri artırır. İsyan ve nankörlük ise mahrumiyete sürükler. Yüce Mevlamız, bu hususu bize şöyle haber verir: And olsun şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.(İbrahim, 14/7)
Soru ve Cevaplar
Oruçlu kimse diş tedavisi yaptırabilir mi?
Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak dişlerini tedavi ettirmesi veya çektirmesi orucu bozmaz. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan maddelerden herhangi bir şeyin yutulması orucu bozar.
Fakat imkanı varsa tedaviyi iftardan ya da ramazandan sonra yaparsa daha doğru olur.
Ramazanda para karşılığında hatim okumak caiz mi?
Ölüye faydası dokunan ibadetlerden bir tanesi de Kuran okumaktır. Kuran okumak veya okutmakla sevabını ölen kişiye bağışlamak dinimizce uygun bir davranıştır.
Cumhuru ulemaya göre bir kimse hiçbir maddi menfaat beklemeden ve almadan Kuran-ı okur ve bunun sevabını ölüye bağışlarsa yaptığı bu davranış sünnete uygun ve faydalı bir davranıştır. Fakat pazarlıklı menfaat karşılığında başkalarına Kuran okumak dinen uygun değildir.
Bunun yanında pazarlıksız bir şekilde kişinin ölüsüne hatim indirilmiş ise bu kimse de hediye kabilinden bir miktar para verirse okuyana dinen bunda bir sakınca yoktur.
Kusmak orucu bozar mı?
Kusmanın orucu bozup bozmam meselesi fıkıhçılar arasında tartışma konusu olmuştur. Hanefi fıkıhçılara göre bilerek yapılan kusma ağız dolusu ise orucu bozar. Bu orucun kazası da gerekir. Fakat kusma bilerek kendiliğinden getirildiği halde ağız dolusu değilse oruç bozulmaz. Fakat hangi kısımdan olursa olsun kusmadan bir şey yutulursa orucu bozar.
Şafii fıkıhçılara göre bilerek yapılan kusma az olsun çok olsun orucu bozar, ramazandan sonra da kaza etmek lazım. Bilmeyerek yapılan kusma boğaza girmese oruca zarar vermez.
Sahurda ezan bitene kadar yemek yenilebilir mi?
İmsak vakti ezan ile değil, tan yerinin ağarması ile başlar. Bu sebeple ezan okunsun okunmasın imsak vaktinin başlaması ile yeme içmeye son vermek gerekir.
Ezanın imsak vaktinden önce okunması, ezanla birlikte oruca başlamayı zorunlu kılmadığı gibi, ezanın geç okunması hâlinde de imsak vaktinin girmesinden sonra yiyip içmek mübah olmaz. Dolayısıyla kişi ezan bitene kadar yiyip içemez.
Çocuk namaz kılma, oruç tutma gibi ibadetleri yapmadığında babanın veya annenin bundan bir sorumluluğu olur mu?
Çocuklar reşit oluncaya kadar ana-baba kendilerine düşen görevleri yerine getirmekle sorumludur. Buluğ çağından sonra sorumluluk herkesin kendisine aittir.
Dolayısıyla baliğ olmuş bir çocuğun günahında Anne ve babanın bir vebalı yoktur. Aynı şekilde namaz, oruç gibi ibadetleri yapma hususunda vebal ve sorumluluk evlattadır. Çocuk, bu ibadetleri ihmal ederse sorumluluk ve ceza kendisine olur.
Ebeveynin bir günahı ve vebali olmamakla beraber onlara düşen görev güzel öğüt ve sözlerle daima çocuklarına rehberlik etmeleridir.
Bir Müslüman Ramazan günü oruca niyet etmemiş olsa akşama kadar bir şeyler yiyip içebilir mi?
Hasta yolcu ve ileri yaşlılık durumunda olduğu için oruç tutamayacak durumda olanlar oruç tutamıyorlarsa oruca niyet etmezler. O gün onlar için oruçlulara yasak olan şeyler yasak değildir.
Ancak böyle bir özrü olmadığı halde oruca niyet etmemiş olanlar niyet vaktini geçirmişlerse artık o gün akşama kadar bir şey yiyip içemezler. Diğer oruçlular gibi bir şey yemeden beklemeleri uygun olur. Her ne kadar oruçlu değillerse de oruca hürmeten yemez ve içmezler. Günün Ayeti
Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir.
Bakara 184.
Günün Hadisi
Ümmetim Ramazanın faziletini tam olarak bilseydi, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederdi.
Günün Duası
Allahım bugün tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları, yaptığımız hayırları kabul et.
Günün Sözü
Gelecekte doktorların hastalarına yazacakları reçete, Müslümanların kıldığı namaz ve tuttuğu oruç olacaktır
Bernard Shawd
Ramazan Kavramları
Mukâbele Nedir?
Kuran-ı Kerimi, birinin yüzünden veya ezbere okuması, diğerlerinin de onu takip etmesidir.
Günün Nüktesi
Mecusinin Affı
Bir Ramazan günü idi. Müslüman mahallesinde oturmakta olan ateşe tapan bir Mecusinin küçük çocuğu Müslümanların arasında ekmek yiyordu. Hemen babası çocuğun bu halini fark etti:
-Oğlum Müslümanların arasında yemek yenir mi onlar bu günlerde oruç tutarlar onlarca muhterem günlerdir, diyerek çocuğu azarlayıp eve gönderdi.
Her faninin başına gelen ölüm Onu da alıp götürdü ölümünden sonra şehirde bulunan bir Allah dostlarından birçoğu Mecusiyi rüyalarında cennette gördüler. Halbuki hayatında Allah diye ateşe ibadet eden bir kimsenin, cennete girmesi adli ilahiye mugayirdi.
-Nasıl oldu da bu nimete eriştin! Biz seni imansız bilirdik. Hatta öldüğünde cenazen namazını bile kılmadık. Dediklerinde O şu cevabı verdi.
-Evet! Doğru söylüyorsunuz. Ben Mecusi idim. Fakat bir gün küçük oğlum Müslüman mahallesinde, onlar oruçlu olduğu halde ekmek yiyordu. Ben çocuğun onların gözleri önünde ekmek yemesine müsaade etmedim. Müslümanların hürmet ettiği bir şeye bende hürmet ettiğim için Allah benim ruhumu bir Müslüman olarak aldı. Ölüm anında başıma biri geldi. Bana Eşhedü enla ilahe illalah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resuıühu. dedirtti ve ondan sonra ruhumu teslim ettim, o sebepten bu gördüğünüz mükafata kavuştum, dedi.
Allahın Sıfatları
Muhalefetün lil-havadis:
Allahın sonradan vücud bulan varlıklara benzememesi demektir. Allah, zatında ve sıfatlarında hiçbir mahlûkun zât ve sıfatlarına benzemez.
Ramazan Manileri
Bu aya hürmet gerek
Nimete şükür gerek
Mübarek Ramazanda
Hakka ibadet gerek.
Aldanma sağa sola,
Gel gidelim hak yola,
Güzel oruç tutanın,
Âkıbeti hayrola.
İzmir Evliyaları
Şeyh Mehmed Ruhi Efendi
Bekir Sıtkı Visali Hazretlerinin ilk halifesi olup, Ruhi mahlası ile bilinir. Hacı Mehmet Ruhi Akhan, Manisanın Kula kazasında 1905 yılında dünyaya gelir. Bekir Sıdkı Visali Hazretleri ile tanışıp, Hazretten Tariki virdini alır ve ona mürid olur. Mürşidine sıdk ile bağlanır ve tasavvuf yolunda yükselir. Menemende iken Abdurrahman Sami Niyazi Hazretleri ile tanışmış ve onun da hayır dualarını almıştır.
Mehmet Ruhi Akhan Hazretleri, üstadı Bekir Sıdkı Visali Hazretlerinin 1962 yılında vefat etmesiyle, 1962-1977 yıllarında Uşşaki postuna oturarak irşatla meşgul olur. Marifet Sırları adlı bir divanı vardır.
1977 yılında, Umre ziyaretinden dönerken, Ürdünün Amman Şehri yakınlarında vuku bulan trafik kazasında vefat eder. Kabri şeyhi Visali Hazretleri gibi, İzmir-Zeytindağ Kokluca Mezarlığında Hocazade Camii karşısındadır.