Sayfa Yükleniyor...
Hanefi mezhebine göre, kurbana ortak olanların hepsi de kurban niyetiyle katılmak zorundadır. Mesela, ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanına niyet etmiş olsalar bu farklı niyetlerle bu kurbana ortak olmalarında bir sakınca yoktur. Çünkü hepsi de ibâdet niyetiyle katılmış bulunmaktadırlar. Fakat ortaklardan biri herhangi bir ibadet niyetiyle değil de, et almak maksadıyla katılmış olsa, bu sahih olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar.
Şafiî mezhebine göre ise, isteyen istediği niyetle bu hayvana ortak olabilir. Kişi ister et almak için ister adak kurbanı için isterse normal kurban için isterse ticaret için fark etmeksizin hangi niyetle ortak olursa olsun geçerlidir. Kurban kesenin kurbanı da sahihtir.
Ortaklaşa Kesilen Büyükbaş Hayvanın Paylaşımı Nasıl Olmalıdır?
Ortak kesilen büyükbaş hayvanın eti tartılarak paylaşılır. Göz kararıyla paylaşmak caiz değildir.
Yedi kişi bir kurbana ortak olsalar birinin hissesi diğerlerinden az olmak şartı koşulsa bu kurban geçersizdir.
Ortaklar yedi kişiden az olursa hisseleri ister eşit olsun ister olmasın caiz olur. Ancak bir kişinin hissesi yedide birden az olmamalıdır.
Kurban ya da adak için kestiğimiz hayvanın cinsiyetinin bir önemi var mı?
Eti yenilmesi helal olan bütün büyük baş ve koyun keçi gibi küçükbaş erkek ve dişi hayvanlardan hem adak hem de kurban olur. Kurban ya da adak hususunda caizlik anlamında erkek ile dişi hayvan arasında bir fark yoktur. Her iki hayvan cinsinden de kurban ve adak olur.
Fakat Peygamberimizin mümkün mertebe koç kesmesini dikkate alan fakihler, koç kesmenin koyun kesmeye göre daha faziletli olduğunu söylemişlerdir. Bunun da sebebi hayvan neslinin devamı içindir. Dişi hayvanlar doğurduğu için kesilmesi ikinci planda bırakılmıştır.
Kurban kesim vakti ne zaman başlar ve biter?
Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; bayram namazı kılınmayan yerlerde ise, fecirden (sabah namazı vakti girdikten ) sonra başlar. Hanefilere göre bayramın 3. günü akşamına kadar devam eder. Şafiilere göre ise 4. günü de kurban kesilebilir.
Kurban bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüzleri kesilmesi uygundur. Bayramın birinci günü kesmek daha faziletlidir.
Kurban kestikten sonra namaz kılmak gerekir mi?
Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir.
Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah’ın verdiği nimete şükür olarak iki rekât nafile namaz kılabilir.
Günün Ayeti
“Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”
(Hac, 22/28
Günün Hadisi
Her hangi biriniz hayvan keseceği vakit bıçağını bilesin ve güzel keserek kestiği hayvanı rahatlatsın.
Buhârî, “Zebâih”, 15.
Günün Sözü
Bir bahçeye giremezsen durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan yıkıp viran eyleme.
Yunus Emre
Günün Duası
Allah’ım baki ömrümüzü geçmiş ömrümüzden daha hayırlı ve huzurlu eyle
Bunları biliyor muyuz?
Udhiye nedir?
Allah’a manevi olarak yakınlaşmak amacıyla, usulüne uygun olarak kurban edilen, belirli şartları taşıyan hayvan demektir.
Günün Nüktesi
Gerçek Mürid…
Hacı Bayram Veli, Sultan II. Murad’ın saygı duyduğu manevi önderlerdendi. Hükümdarın Hacı Bayram’a saygısı o derece büyüktü ki ona mürid olanlardan vergi almıyordu. Ama gelin görün ki bütün Ankara halkı Hacı Bayram’ın müridi olduğunu iddia ediyordu.
Ankara’da kimden vergi istense “Ben Hacı Bayram’ın müridiyim” deyip işin içinden sıyrılıyordu. Bu durum hükümdara yansıtıldı. Hükümdar Hacı Bayram’a bir mektup gönderip, “Gerçek müritlerinizin sayısını bana bildiriniz, sizin bildirdiğiniz herkes vergiden muaf tutulmak üzere kabulümdür “dedi.
Hacı Bayram devletine saygılı bir maneviyat büyüğü olarak kendisine bağlılığın kötüye kullanılmasından zaten şikâyetçi idi. Mektubu fırsat bilerek müritlik iddiasındaki herkese haber saldı: “Falan gün falan yerde toplanınız” diye. O gün hemen bütün Ankara halkı şeyhlerinin davetine uyarak bildirilen yere akın ettiler.
Hacı Bayram bir tepeciğe kurdurduğu siyah kıl bir çadırdan çıkarak kalabalığa sordu: “Beni seviyor musunuz?’
Kalabalık hep bir ağızdan karşılık verdi: “Elbette seviyoruz.”
“Bana yürekten bağlı mısınız?
İstesem benim için canınızı verir misiniz?”
Kalabalık cevap verdi:
“Canımız senin yoluna feda olsun...”
Hacı Bayram bunun üzerine;
“Bugün bana inananları şu çadırın içinde bir bir kurban edip canlarını cennete göndereceğim. Şimdi bir kişi çıksın” dedi. Kalabalıktan bir kişi çıktı. Hacı Bayram onu çadıra aldı. Çadırda önceden hazırlattığı koyunlardan birini kestirerek, kanını çadırdan dışarıya akıttırdı. Dışarıdakiler adamın gerçekten kurban edildiğini sanarak ürperdiler. Hacı Bayram dışarı çıktı, “Bir kişi daha gelsin” dedi. Bir adam daha çıktı. Onu da çadıra alıp aynı işlemi yaptı. Sonra dışarı çıktı ve bir kişi daha istedi. İşin şakayla gelir yanı yoktu. Giden gidiyordu. Bu defa bir şaşkınlık ve duraksama görüldü. Yine de bir hanım ileri çıktı. Hacı Bayram onu da çadıra aldı. Aynı olay tekrarlandı. Dördüncü defa Hacı Bayram kurbanlık isteyince tek kişi çıkmadı. Hacı Bayram artık hükümdara cevap verecek durumdaydı:
- Sultanım, vergiden affedilmek üzere gerçek müritlerimi sormuştunuz. Benim gerçek müritlerim iki er kişi ile bir hatun kişiden ibaret üç kişidir.