Sayfa Yükleniyor...
Kur'an-ı Kerim'in birçok ayetinde, Hz. Peygamber'in hadislerinde ve örnek hayatında temizliğin önemi ve lüzumu üzerinde ısrarla durulmuş, genel anlamda temizlik ve ibadet amaçlı temizlikle ilgili bir takım ilke ve ölçüler getirilmiştir. Hatta temizlik bazı ibadetler için ön şart sayılmıştır.
Bu durum İslamın, insan hayatını maddi ve manevi yönleriyle bir bütün halinde ele almasının ve neticede bu hayatı düzene koymada ferde ve dolayısıyla topluma yardımcı olmasının tabii bir sonucudur.
Çünkü İslam Dini özü itibari ile manevi kirlerden arınma, Allahı tanıma, Ona itaat ve ibadet etmeden ibaret gibi görünse de ruhun yücelişi ve insanın böyle manevi bir bağlantı ortamına geçebilmesi için insanı çevreleyen fiziki şartların da buna uygun olması gerekir.
İslâm kültüründe genel anlamdaki temizlik ile ibadet amaçlı temizlik birbirini tamamlar ve birlikte bir anlam ifade eder. Bu sebeple İslâm bilginleri temizliği maddi temizlik, hükmi temizlik ve manevi temizlik şeklinde üç safhalı bir faaliyet olarak görmüşlerdir.
Bu üç safhanın üçüncü ve bizim asıl konumuz olan manevi temizlik, kişinin organlarını küfür, şirk, gıybet, yalan, haram lokma yemek, emanete hıyanet etmek gibi günahlardan; kalbini haset, kibir, ucup, kibir, gösteriş, hırs ve benzeri şeytani kötü huy ve hastalıklardan temizlemesi olarak kabul edilir.
Şüphesiz İslâm Dini, beden ve elbise temizliğini emrettiği gibi, kalp ve gönül temizliğini de emretmiştir. Hatta yüce dinimiz kalp ve gönül temizliğini daha da önemser ve tavsiye eder.
Manevi temizlik, dünyevi ilişkiler boyutunda insanın insanlara karşı kötülük, kin ve haset gibi olumsuz duygulara kalbinde yer vermemesi, aksine iyilik ve hoşgörüyü ilke edinmesi anlamına geldiği gibi, tasavvufi manada, kalbin kibirden ve günahtan arınması anlamına gelir ki her iki manada da kalbin temizlenmesi gerçek bir temizliktir.
İslam dini genel anlamda temizliği bir bütün olarak tavsiye ederken özelde özellikle manevi yani kalp temizliğini ön plana çıkarmıştır. Nitekim Kuran-ı Kerim bunu şöyle ifade etmektedir. Allahın huzuruna temiz (selim) bir kalple çıkmaktan başka hiçbir şeyin faydası yoktur. (Şuarâ 26/89),
Çünkü (İbrahim) rabbine halis bir kalp ile gelmişti. (Saffat 37/84),
Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere daldıran da ziyan etmiştir. (Şems 91/ 9-10)
Manevi temizliğe erişmek için şüphesiz büyük bir emek ve çaba sarfetmek lazım. Ama bu yolda sarfedilecek emeğin ve çabanın neticesi şüphesiz Allahın sevgisi ve mükafatı olacaktır.
Erişildiğinde Allahın sevgisine ve mükafatına ulaştıran manevi temizliğin temeli şüphesiz öncelikle kalbi şirkten, küfürden uzak tutup Allaha ve onun emretttiği inancın esaslarına iman etmekle olur. bu gerçeği Allah'u Teale bir ayetinde şöyle bildirmiştir. Asıl iyi olan kimse, Allaha ahiret gününe, meleklere, kitaba, peygamberlere inanandır. (Bakara 2/177)
Manevi temizliğin temeli iman ise binası da ameldir. Yani imandan sonra farz kılınan namaz, oruç, hac, zekat gibi ibadetlerdir.
Bu ibadetler ki noksansız yapıldığında bir insanı olgunlaştırır, kemale erdirir ve günah işlemekten alıkoyar. Nitekim yüce Mevla Kuran-ı Kerimde Hazreti. Peygamber de hadislerinde buna işaret etmişlerdir.
Namazı kıl çünkü namaz kötülükten ve çirkin işlerden alıkoyar. (Ankebüt 29/45)
Kim iman ederek ve sevabını Allahtan umarak ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir. (Buhari savm, 6)
Onların mallarından sadaka (ve zekat) al ki bununla onları ( günahlardan ) temizleyesin, onların (sevaplarını) artırıp yüceltesin."(Tevbe 9/103)
Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Ben onu, (kötülükten) sakınan, zekat veren ve ayetlerime iman edenlere has olmak üzere tespit edeceğim. (Arâf 7/156)
Kim Allah için hac ederse annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak hacdan döner. (Buhari, Hac, 4; Müslim, Hac, 438)
Söz konusu bu nasslarda görüldüğü gibi, kalbi iman uzuvları amel ile rabbine yönelmiş bir ferd, Allahın bir lütfu olarak günahları üzerindeki bir kir gibi akıp gitmekte yerine de manevi anlamda bir yükseliş ve Allahın rızası ve mükafatı gelmektedir.
İslamda manevi temizliğin, yükselişin temeli iman, binası amel olduğu gibi tabiri caizse kapısı, penceresi, demiri, çimentosu... da ahlaktır. Çünkü dinimizde, iman, ibadet ve ahlak esasları birbirine bağlı, birbirini tamamlayan ve ayrılmayan unsurlardır.
Soru ve Cevaplar
Dış fırçalamak orucu bozar mı?
Boğaza su kaçırmadan ağzı su ile çalkalamak orucu bozmadığı gibi diş fırçalamakla da oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun, veya suyun boğaza kaçması halinde oruç bozulur.
Ruj orucu bozar mı?
Ağız dışındaki bölgelere uygulanan hiçbir makyajla oruç bozulmaz. Ancak dudağa sürülen ruj, yalanarak ağızdan içeri girip tadı mideye ulaşırsa orucu bozar. Aksi takdirde bozmaz.
Mesleği gereği sürekli olarak yolculuk yapan kişi oruç ibadetini nasıl yerine getirebilir?
İslam dini Ramazan ayında oruç tutamayan hasta ve yolcuların sonradan kaza etmelerini emreder. Mazeret devam ettiği sürece ruhsat da devam eder. Sürekli mazereti bulunan kişiler, mazeretleri ortadan kalkınca, zamanında tutamadıkları Ramazan oruçlarını kaza ederler. Kur'an-ı Kerim'de; " Kim de hasta veya yolcu olursa, (oruç) tutmadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun." buyurulmaktadır (Bakara, 2/185).
Devamlı olarak uzun yola giden kaptan ve sürücüler de yolcu hükmündedir. Şu kadar var ki, yolculuğu esnasında bir sıkıntı çekmeyenlerin oruç tutması daha faziletlidir.
Cünüp olarak sabahlamak oruca zarar verir mi?
Oruçlu iken rüyada ihtilam olmak orucu bozmadığı gibi, gusletmeyi geciktirerek cünüp olarak sabahlamak da oruca bir zarar vermez. Ancak, zorunlu bir durum olmadıkça, hemen boy abdesti alınmalıdır.
Kişinin kullandığı arabasına zekat düşer mi?
İnsanın zaruri ihtiyaçları arasında ev, ev eşyası, giyeceği, yiyecek ve içeceği yanında binek vasıtası da sayılmaktadır. Meseleye zaruri ihtiyaç maddeleri açısından bakıldığında, arabaya zekat düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Ev ve işyerinin işleri için kullanılan arabanın zekatı yoktur.
Ama bir araba ticaret için alınmış ise ona zekat düşer. Aynı şekilde ticari taksinin gelirine de zekat düşer.
Kiraya verilen eve zekat vermek gerekir mi?
Ticaret için olmayan ev, arsa, araba ve benzeri malların kıymetleri üzerinden zekat gerekmez. Eğer bu ev ve benzeri malların kazancı, getirisi varsa ve bu getiriler, sahibinin diğer zekata tabii malları ile birlikte nisap ölçüsüne ulaşırsa yıl sonunda getirilerinin zekatı verilir.
Fakat araba gibi mallar binmek için değil de ticaret için kullanılıyorsa her yıl kıymetleri üzerinden zekat vermek gerekir.
Zekat çıkarılırken niyet ne zaman yapılır?
Hanefi ve Şafi bilginlerine göre kaide olarak niyetin ödeme anında bulunması gerekir. Çünkü zekat ibadettir ve ibadetlerde niyet şarttır. Fakat ödemeler parça parça yapıldığı için kolaylık olsun diye niyetin zekat borcunun çıkarıldığı anda bulunması da yeterlidir.
Bu durum oruç ibadetinde olduğu gibi niyetin önceden yapılması durumuna benzer.
Zekatı başka memleket veya ülkeye göndermek caiz mi?
İster yakında, ister uzakta bulunsun, zekat da öncelikle yoksul akrabaların tercih edilmesi efdaldir. Akrabalar içerisinde yoksul kimse yoksa yakın komşulardan başlamak üzere kişi bulunduğu yerdeki fakirlere zekat verebilir.
Zekat, öncelikle kişinin bulunduğu yerde yaşayan akraba ve fakirlere verilmelidir. Ancak bölgenin dışında fakir akraba ve muhtaç kimseler varsa onlara göndermek de caizdir.
Günün Ayeti
Kibirli davranarak yüzünü insanlardan çevirme
Günün Hadisi
Din kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa, hiçbir iyiliği küçümseme.
Günün Sözü
Gelecekte doktorların hastalarına yazacakları reçete, Müslümanların kıldığı namaz ve tuttuğu oruç olacaktır
Bernard Shaw'd
Günün Duası
Allah'ım! Bedenime sağlık ruhuma huzur ver.
Ramazan kavramları
Tövbe namazı nedir?
İşlediği bir günahtan tövbe etmek isteyen kimse her zaman ve her mekanda bunu yapabilir, ancak abdest alıp iki rekat veya daha fazla namaz kıldıktan sonra tövbe etmesi müstehaptır. İşte bu namaza tövbe namazı denir.
Günün Nüktesi
Bal Şerbeti
Bir Ramazan'da Medineli bir Müslüman Halife Hz. Ömer'i iftar yemeğine davet etti.
Yemek sırasında yalnız Hz. Ömer'e bir kap içinde bir içecek sunuldu.
Hz. Ömer sordu: "Bu nedir?"
Ev sahibi cevap verdi:
"Bal şerbetidir efendim, sizin için ayırmıştık da...
"Hz. Ömer onu içmeyi reddederek şöyle dedi:
"Benim yönetimini üstlendiğim halkın çoğu içmek için henüz kuyu suyunu bile bulamazken ben burada bal şerbeti içemem."
Bir Ayet Bir Yorum
Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.(Bakara Suresi, 153)
Allah, bu ayette iman eden kullarının sabır göstererek ve namaz kılarak Kendisine yönelmelerini ve dua etmelerini bildirmektedir.
Namaz Allahın Kuranda tüm müslümanlara farz kıldığı ibadetlerden biridir. Bu ibadet müminlerin yalnızca Allaha kul olduklarının ve ancak Onun önünde secde ettiklerinin de bir göstergesidir. İnanan her kul Allahın Kuranda belirttiği vakitlerde bu ibadetini yerine getirir. Ancak namaz müminler için sadece fiili olarak yapılan bir ibadet değildir. İnsanın Allaha olan manevi yakınlığını ve teslimiyetini gösteren, kişinin Rabbimize yakınlaşması için bir yoldur.
Müminler namazlarında Rabbimizi yücelterek kendileri için tek yardımcının Allah olduğunu ifade ederler. Namazlarının ardından Allaha dua ederek, Ondan yardım dilerler. Allahı zikretmek amacıyla namaz kılan müminler için bu ibadet, Rablerine yakınlaşmak için büyük bir fırsattır. Namazlarında huşu içinde Allaha yönelen bir müminin imanda derinliği, samimiyeti, ihlası ve Yüce Rabbimize olan yakınlığı artar. Allah da namaz kılıp, Kendisine dua eden kullarına rahmetinin kapılarını açar. Onları her türlü kötülükten arındırıp, temizler.
Allah, iman eden kullarının üzerinde Sabur (çok sabırlı) ismini tecelli ettirir ve onların kalplerindeki kararlılık duygusunu pekiştirir. Elbette, Allah a iman etmiş bir müminin göstereceği sabır ve sadakat, rabbimizin hoşnutluğunu umabileceği çok güzel bir tavır olacaktır. Kuranda bildirilen gerçek sabrı yaşayabilenler sadece müminlerdir. Çünkü Allaha samimi bir iman ile bağlanıp teslim olan, Rabbimizin yüceliğini takdir edebilen, kadere karşı tam bir tevekkül gösterebilen ve ahiretin varlığına kesin bir iman ile iman edenler yalnızca onlardır.