Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.
Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir.
Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman İslam’ın bu güzel şiarını günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim de Allah’ü Teale mealen şöyle buyurmaktadır: ‘Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.’ (Nisa, 4/86)
Dolayısıyla bize selam verildikten sonra selamı veren dost, akraba, tanıdık, tanımadık, küs ya da barışık kim olursa olsun selamına karşılık vermek üzerimize farzdır. Selama karşılık vermemek ise dinen uygun değildir.
Namaz kılarken dünya işini düşünmek namaza zarar verir mi?
Namazdaki düşünce namazı bozmaz. Fakat elden geldiği kadar düşünmemeye gayret etmelidir! Namazda manasını bilenin, okuduğunu düşünmesi iyi olur. Namaz kılan kimsenin kendinin son namazı olduğunu huşu içerisinde namazını kılmalıdır.
Düşünmek bir fiil olmadığından namazı bozmaz. Ancak namazı bozmamakla beraber namazın vakarına ve ruhuna aykırıdır sakınmak gerekir.
Amelin imana olumlu ya da olumsuz bir etkisi var mı?
İman, inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır.
İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur’an-ı Kerim’de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) ‘bu hanginizin imanını artırdı?’ diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü’minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2)
Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.
Günün Ayeti
Eğer inkâr ederseniz, şüphe yok ki Allah’ın size ihtiyacı yoktur. Bununla beraber kulları hesabına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin hesabınıza ona razı olur. Hiçbir günahkâr da diğerinin günahını çekecek değildir. Sonra dönüşünüz, Rabbinizedir. O vakit, O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. Çünkü O, bütün kalplerin özünü bilir.
Zümer, 39/7.
Günün Hadisi
Çocuk yedi yaşına girince namaz kılmasını öğretiniz.
Ebû Dâvûd, “Salât”, 26.
Günün Sözü
Kuvvetine güvenerek zayıfları hor görenin kuvveti başına bela olur
Hint Atasözü
Günün Duası
Allah’ım hayırsız bir yaşamdan ve imansız bir ölümden bizi koru.
Bunları biliyor muyuz?
Nübüvvet Nedir?
Allah’ın beğendiği yola kavuşturmak, onlara doğru yolu göstermek için Allah tarafından seçilmiş kimselere verilen peygamberlik vazifesi demektir.
Günün Nüktesi
Üç adamın yemini...
Hz. Enes, anlatıyor: Hz. Peygamber’in hanımlarının hâne-i saâdetlerine üç kişi gelerek Resûlullah’ın (evdeki) ibadetini sordular.
Kendilerine sordukları husus açıklanınca kendi ibadetlerini az bularak: “Resûlullah kim, biz kimiz? Allah O’nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetmesine rağmen bu kadar ibadet ediyor. O halde bizim daha fazla ibadet etmemiz gerekir.
Bunun üzerine içlerinden biri: “Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım” dedi. İkincisi: “Ben de hayatım boyunca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terk etmeyeceğim” dedi. Üçüncüsü de: “Kadınları ebediyen terk edip, onlara hiç temas etmeyeceğim” dedi.
Aradan bir zaman geçtikten sonra hanımları bu durumdan rahatsız olarak kocalarını Hz. Peygambere şikayet ettiler. Hz. Peygamber onları bularak: “Sizler böyle böyle söylemişsiniz. Halbuki Allah’a yemin olsun Allah’tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyade kaçınanınız benim. Fakat buna rağmen, bazen oruç tutar, bazen tutmam, bazen gece namazı kılarım, bazen uyurum, kadınlarla da beraber olurum. (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmezse benden değildir” buyurdu. (Buhârî, “Nikah”, 1)